Enflasyon canavarı yeniden mi uyanıyor?

Utku Altunöz – 04.12.2017

Değerli Para&Borsa takipçileri. Biraz önce açıklanan Kasım ayı enflasyon rakamlarına göre aylık TÜFE yüzde 1,49 aylık ÜFE yüzde 2,02 oranında arttı. Yıllık TÜFE yüzde 12,98, yıllık ÜFE 17,30 oranında arttı. Tüketici fiyatları bazında kasımda en yüksek fiyat artışı yüzde 45,29 ile domateste görülürken, en fazla fiyat düşüşü yüzde 19,95 ile karnabaharda oldu. Enflasyonda beklenti üzerinde artışa en büyük katkı, sepette en fazla ağırlığı bulunan gıda ve alkolsüz içecekler kaleminden geldi.

Aylık gıda enflasyonu Kasım’da yüzde 2,11 olarak gerçekleşti.

Giyimde ise yeni sezon ürünlerin piyasaya çıkmasının da etkisiyle fiyatlarda aylık bazda yüzde 3,77’lik artış kaydedildi.

Kasım enflasyonu ile birlikte memur, memur emeklisi ve sözleşmeli personel için de maaşlarına ek enflasyon zammı beklentisi meydana geldi.

Beklenti TÜFE’de aylık yüzde 1,08; yıllık yüzde12,52 artıştı. Çekirdek TÜFE Kasım’da yüzde 12.08 arttı, önceki yüzde 11.82’ydi. Bu da beklentilerin tersine bir durum yaşandığının göstergesi. Her ne kadar rakamların açıklanması sonrasında Başbakan Yardımcısı Sn. Mehmet Şimşek açıklanan verilerle ilgili, “Enflasyonda aralıktan itibaren kalıcı düşüş süreci başlayacaktır; hükümetimiz bu amaç için gereken desteği vermeye devam edecek.” dese de son zamanlarda ekonomik göstergelerde beklentiler dışında gelişen gerçekleşmeler, yerli ve yabancı yatırımcıyı tedirgin etmektedir.

Tüm merkez bankalarının birinci görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. İnternet sitelerini açtığınızda dünyadaki tüm merkez bankalarının birinci amaçlarının bu olduğunu kendi beyanlarında görebilirsiniz. Bununla birlikte birkaç yazımda TCMB’nin bazı önlemleri almakta geç kaldığını söylüyorum. Son yazımda da bununla ilgili konulara değinmiştim. Merkez bankamız eğer doğrudan faiz arttırmak istemiyor ise ROK katsayıları düzenlemelere giderek döviz stokundaki yabancı para cinsini arttırabilir ve piyasaya daha rahat müdahale edebilme gücünü kullanabilir. Yine repo vb. işlemlerle ilgili düzenlemelere giderek bankaların kredi verme maliyetlerini yükselterek örtülü faiz artırımı yolu düşünülebilir. Böylece benim de karşı olduğum doğrudan faiz arttırma yerine farklı yöntemlerle enflasyonu baskılayabilir. Fakat bunu yaparken daha hızlı ve daha kararlı olması gerektiği kanaatindeyim. İşsizlik rakamlarının ciddi boyutlara ulaştığı ve cari açık sorunu ile çok uzun yıllardır mücadele eden ekonomimizin enflasyon atışına bu kadar rahat müsaade etmemesi gerekmektedir. Enflasyon son 14 yılın en yüksek seviyesinde olması, durumun önemini daha da arttırmaktadır.

Unutmayalım…

Hükümetin hazırladığı orta vadeli programda yıl sonu enflasyonunun yüzde 9,5 olması bekleniyordu. Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon hedefi ise yüzde 5 seviyesinde bulunuyor. TCMB kendi koyduğu hedefin 2 katından fazla durumda enflasyona izin veriyorsa ortada ciddi bir başarısızlık var demektir.

Kişisel tahminim. Yakında ciddi bir faiz artırımına hazır olun…

Bol kazançlar…

Doç. Dr. Utku Altunöz
E-mail: utkual@hotmail.com
https://twitter.com/utkualtunoz