Cari açık nedir, nasıl kapatılır?

Ülke ekonomimizde acil çözümü gereken en önemli iç risk unsurumuz cari açıktır.

Ekonomik politikamız gereği cari açık riski kısa vadede esnek kur sistemi ile yönetilmektedir. Bu konuda ne kadar başarılı olduğumuz ise, tartışmaya açık bir konudur.

Cari açık riskini ve esnek kur sistemini daha rahat anlamamız açısından öncelikle ithalat ve ihracat konularına değinmemizde fayda görüyorum. İthalat, yurtdışında üretilen bir malın, yurtiçindeki alıcılar tarafından satın alınması işlemine verilen addır. Kısaca dışalımlardır diyebiliriz. İhracat ise ülke içinde üretilen ürünlerin döviz karşılığında başka ülkelere satılmasıdır. İhracat için de dışsatım tabirini kullanabiliriz.

Bir ülkede ithalat ödemeleri ve ihracat gelirleri arasında var olan ilişki dış ticaret dengesi olarak karşımıza çıkar. İhracat gelirlerinin, ithalat giderlerine eşit olduğu durumlarda o ülkenin dış ticareti dengededir. Dışalımların dışsatımlardan fazla olduğu ekonomilerde ise dış ticaret açığı gerçekleşir. Tersi durumlarda, dışsatımların dışalımlardan büyük olduğu dönemlerde dış ticaret fazlası görülür. Dış ticaret fazlasının görülmesi tüm dünya ekonomileri tarafından arzulanan bir durumdur.

Cari işlemler dengesi ise, ülkeye giren döviz ve ülkeden çıkan döviz arasındaki ilişkiden doğar. Ülke ekonomisinden çıkan döviz miktarı ülke ekonomisine giren döviz miktarına eşitse cari işlem dengesinden söz edilir. Ülkeden çıkan dövizler ülkeye giren dövizlerden fazla olursa cari açık durumu, Ülkeden çıkan döviz miktarı ülkeye giren döviz miktarından daha az ise de cari fazlalık durumu gözlenir. Tüm hükümetlerin gönlünde yatan cari fazlalık durumudur ancak bu durum gelişmekte olan ülkeler için oldukça zordur.

Ülkemizde, dış ticaret açığının fazla olması cari açık oluşumunun temel nedenidir. İstatistikleri incelediğimizde Türkiye’de her dönemde dış ticaret açığının cari işlemler açığından daha fazla olduğunu görüyoruz.

cari-acik

cari-acik-turkiye

Dış ticaret açığındaki fazlalığın ise iki ana nedeni; elektrik enerjisi, doğal gaz ve petrol ihtiyacının ithalatla temin edilmesi ve sanayide kullanılan ham madde ve ara maddelerin dışarıdan alınmasıdır. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasıyla dış ticaret açığı büyük ölçüde kapanacaktır.

Türkiye’de ekonomik büyüme beraberinde dış ticaret açığını da getirmektedir. Büyüyen ekonomide enerji ihtiyacı artmakta, dışarıdan enerji satın alan ekonomimize ise bu durum ithalat hızında artış olarak yansımaktadır. Yine sanayide büyümeye paralel olarak ham madde ve ara madde alımlarında da dışalımların artışı, dış ticaret açığının ekonominin gelişimiyle ilgili olduğuna örnektir.

Ülkemizin ekonomik yapısı gereği, ihracatı arttırarak cari açık fazlalığını kapamamız mümkün değildir. 2001 krizi sonrasında Avrupa Birliği Pazarlarına girmeyi başaran birçok Türk firması büyük başarı göstererek ihracatın artmasını sağlamışlardır. Ancak cari açığın kapatılabilmesi için enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmalı, ülke içinde üretim kapasitemizi artırarak ham madde ve ara madde üretimlerimizi yurtiçinde gerçekleştirmeliyiz. Markalaşma stratejisine yönelmemiz ve ihraç edilen ürünlerde katma değer vergisinin yüksek olmasına dikkat etmemiz, cari açığı önleme yolunda attığımız adımlardan olmalıdır.

Cari açığı önleme yolunda kur endeksleri de ayrı bir öneme sahiptir. TL’nin değerinin artması dış rekabet gücünde azalmaya neden olur. Şöyle ki, böyle bir durumda ithalat cazipleşir ve ihracatın yolu kapanır. Yurt dışında kaydedilen fiyat artışıyla yurtiçinde gözlenen fiyat artışı arasındaki farkın kur üzerindeki olası etkileri düzeltilme yoluna gidilmelidir. Eğer iç ve dış talep elastikiyetinde denge sağlanırsa, kur artışı cari açığı düşürmede etkili olabilir.

Sema Bekler’i Twitter’da takip etmek için: https://twitter.com/semabekler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir