BİST100 & USD/TL İlişkisi

27 Eylül’de 2,97 olan USD/TL 13 Ocak 2017 tarihi itibariyle 3,79’a yükselerek %28’e yakın değer kazandı. 2017 yılı içerisinde ise 3,94’ü görerek tüm zamanların en yüksek seviyesini yenilemiş oldu. Aynı dönemde dolar endeksine bakıldığında benzer bir keskin yükseliş gözükmemekte. Dolar endeksi ile USD/TL arasındaki korelasyon özellikle 2017 başından beri oldukça düşük. Bu yıl kırılgan beşli olarak adlandırılan ülkelerin para birimlerinin dolar karşısındaki değerlemelerine bakıldığında TL’den ayrıştıkları görülüyor. Bu durum 2017 başında başlayan ayrışmanın iç kaynaklı olduğunu gösteriyor.  Kuru etkileyebilecek iç etkenler ise anayasa görüşmeleri ve referandum süreci, artan terör olayları ve 27 Ocak’ta Fitch’in kredi notu açıklaması olarak gözükmekte. Bize göre bu 3 değişkeninden birinin değişmesi halinde dahi kurda hızlı bir geri çekilme gerçekleşebilir. Dolar talebine bakıldığında ise yerlinin talebi dikkat çekiyor. DTH verilerindeki artışa ek olarak 210 milyar dolar döviz açık pozisyonunda yer alan şirketlerin döviz yükümlülükleri için doları talep edebileceğini düşünüyoruz. Aynı dönemde BİST100’ün yabancı payında bir geri çekilme gözlemlenmiyor.

27 Eylül 2016’da 77.160 olan BİST100 ise doların hızlı yükseldiği dönemde gücünü koruyarak 12 Ocak 2017’yi 80 binin üzerinde kapatmayı başardı. Kur ile dolar arasındaki bu ilişki son dönemde sorgulanır oldu. Dolar/TL ve BİST100 değişimleri arasındaki korelasyon eksi olmasına rağmen nominal değerler arasında korelasyonun pozitif olduğu dikkate alınmalı. 1997-2017 arasındaki Dolar/TL ve BİST100 nominal verilerinin korelasyonu 0,78x çıkmakta. Aynı korelasyonu sadece 90’lı yıllarda yaptığımızda korelasyon daha da yüksek çıkmakta. Artan kur bir süre sonra enflasyon fiyatlamasını beraberinde getirerek endeksin de yükselmesini sağlıyor. Dolar bazlı endekse bakıldığında dolar yükseldikçe düşerken bir seviyenin altına gelmediğini gözlemliyoruz. Yükselen kur bir süre sonra enflasyon sarmalına giriyor ve dolar bazlı endeksin eşik değerin altına düşmesine engel oluyor. Kurdaki artışın gelecekte yaratacağı enflasyon şirket gelirleri ve değerleri için kısmen de olsa enflasyon fiyatlamasını beraberinde getirmiş olabilir. 2016 yılındaki gıda enflasyonu Rusya etkisi nedeniyle tarihi dip seviyesine yakındı. (%14-15’leri gören gıda enflasyonu %5’lere kadar geriledi) Bu şartlardaki genel enflasyonun dahi %8,5 olması artan kur ve gıda enflasyonunu düşündüğümüzde piyasanın çift haneli enflasyonu fiyatladığını ve bu durumu BİST’e yansıtmaya başladığını düşünmek bir seçenek olabilir.

Dr. Halil Arslan