2022 3. Çeyrek Şirket Kâr Tahminleri / Ziraat Yatırım – (19.10.2022)

3Ç2022 Kar Tahminleri

BANKACILIK SEKTÖRÜ

Tahminlerimizde Etkili Olan Faktörler

BDDK’nın açıklamış olduğu aylık verilere göre Bankacılık sektörü karı 2022 yılının Temmuz-Ağustos döneminde, bir önceki çeyreğin ilk iki ayına göre de %20,6 oranında artmış ve 83,05 milyar TL ile oldukça yüksek seviyede gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı döneminde ise sadece 14,67 milyar TL kar elde edilmişti.

Merkez Bankası 2022 yılının üçüncü çeyreğinde yeniden faiz indirimlerine başlamış ve politika faizi Ağustos ile Eylül aylarında 100’er baz puan indirilmiştir. Bu durum her ne kadar kredi fiyatlamalarında makro ihtiyati önlemler kapsamında çeşitli sınırlamalar olsa da üçüncü çeyrekte kredi mevduat faiz makasındaki açılmayı desteklemiştir. Ek olarak, TÜFE endeksli tahvil getirileri de, yüksek enflasyona bağlı olarak getiri hesaplamasında kullanılan enflasyon tahminlerinde genel olarak güncellemeler yapılması sonucu sektör karlılığına yüksek katkı yapmayı sürdürmüştür. Ekonomik aktivitedeki hareketliliğin devam etmesi ve enflasyona göre düşük kredi faizleri, TL bazlı çeyreksel kredi büyümesini çift haneli seviyelerde tutmaya devam ederken, bu durum bankaların ücret ve komisyon gelirlerine de olumlu yansımıştır. Bu çeyrekte, swap maliyetleri düşerken, kurlarda açılan alım – satım marjlarının da etkisiyle alım – satım gelirleri yüksek kalmaya devam etmiştir. Bu durum ticari kar-zarar kalemine olumlu yansımıştır. Operasyonel giderler ise bu çeyrek hem kurların hem de personel maaş artışlarının etkisiyle yüksek artış kaydetmeye devam etmiştir.

Sektörde 2022 yılının üçüncüçeyreğinde (1 Temmuz 2022-30 Eylül 2022 haftalık BDDK verileri) bir önceki çeyreğe göre, TL cinsi kredilerde %13,3, YP kredilerde ise kur artışının katkısıyla sadece %2,10 oranında artış kaydedilmiştir. Böylece toplam kredilerde %9 oranında artış kaydedilmiştir. Kamu mevduat bankalarında üçüncü çeyrekte toplam kredi büyümesi %10,21 ile sektörün üzerinde kalırken, yabancı mevduat bankalarında toplam kredi büyümesi ise %9,47 olmuştur. Sektörde üçüncü çeyrekte kamu mevduat bankaları hariç toplam kredi büyümesi %8,29 seviyesinde gerçekeşmiştir. Kredilerdeki bu çeyrekte makro ihtiyati tedbirlerin de etkisiyle bir önceki çeyreğe göre büyümede özellile tüketici kredilerindeki görece düşük büyümenin etkisiyle yavaşlama görülmüştür.

TÜFE endeksli tahvillerden elde edilen gelirler üçüncü çeyrekte, artmaya devam eden enflasyonun etkisiyle ikinci çeyreğin ardından üçüncü çeyrekte de enflasyon tahminlerinin güncellenmesi sonucu, bir önceki çeyreğin oldukça üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Bankalar TÜFE endekslilerde gelir hesaplamasındaki genel olarak %40-60 seviyesinde tahmini enflasyonlarını %65-75 seviyelerine güncellemiştir. (Hesaplamada kullanılan TÜFE tahminini Garanti BBVA %45’tan %75’e, Halkbank %40’tan %60’a, Akbank ile Yapı Kredi Bankası %50’den %65’e yükseltirken, Vakıfbank ise %58,2 ile aynı seviyede korumuştur.) İş Bankası ise hesaplamada tahmini enflasyon yerine TCMB beklenti anketini kullanması nedeniyle TÜFE endekslilerin ek katkısı oldukça sınırlı olmuştur.

Net faiz gelirlerinde tüm bankalarda çeyreksel yüksek artış kaydedilmesi öngörülmüştür. Bu artışta, TÜFE endekslilerin ek katkısına ilaveten özellikle TL kredi mevduat makasındaki iyileşmenin devam etmesi de etkili olmuştur.

Ücret ve komisyon gelirlerinde, ekonomik aktivitenin canlılığını koruması ve devam eden kredi büyümesi nedeniyle çift haneli güçlü artışlar kaydedileceği öngörülmüştür.

Ticari karlarda swap malliyetlerinin düşerken, alım satım gelirleri güçlü seyretmeye devam etmiştir. Diğer taraftan LYY’nin (Türk Telekom) hisselerinin Türkiye Varlık Fonuna devri sonrası LYY kaynaklı korunma geliri de oluşmamıştır. Tüm bunlara bağlı olarak Akbank ve Garanti BBVA da ticari karda gerileme beklenirken, İş Bankası, Vakıfbank’da (tahvil satışı etkisi de var) ise artış kaydedilmesi öngörülmüştür. Diğer taraftan Halkbank’ın ticari zararının ise yaklaşık aynı seviyelerde kalması beklenmektedir.

Ekonomik aktivitede canlılığın yavaşlayarak da olsa üçüncü çeyrekte devam etmesi ve aktif kalitesinde önemli bir bozulma olmaması ve LYY kaynaklı karşılık oluşmaması nedeniyle bankalarda bir önceki çeyreğe göre görece düşük giderler oluşması beklenmektedir. Diğer taraftan Halkbank’ın, 1. grup, yakın izleme ve takipteki krediler için ihtiyatlılık kapsamında ek karşılıklar ayırması sonucu, karşılık giderlerinde yüksek artış kaydetmesi beklenmektedir. Vakıfbank’ın da bu çeyrekte yaklaşık 6 milyar TL’lik serbest karşılık ayırabileceği ve buna bağlı olarak da karşılık giderlerinin artacağı öngörülmüştür.

Bankaların operasyonel giderlerinde hem kur kaynaklı personel dışı giderlerde hem de personel giderlerindeki artışlara bağlı yükseliş kaydedilmiştir.

İş Bankası’nın bu çeyrekte de oldukça yüksek iştirak geliri kaydetmesi beklenmektedir.

Takibimizdeki bankalardan hem bir önceki çeyreğe göre hem de bir önceki yılın aynı dönemine göre düşük bazın etkisiyle en yüksek kar artışını Halkbank’ın kaydedebileceği öngörülmüştür. Vakıfbank’ın yüksek serbest karşılık ayırması beklentisine bağlı olarak bir önceki çeyreğe göre karında düşüş kaydedileceği beklenmektedir. Çeyreksel olarak en yüksek kar rakamını ise TÜFE endekslilerin yüksek ek katkısıyla Garanti BBVA’nın kaydedebileceği öngörülmüştür.

Tüm bu gelişmelere bağlı olarak, 2022 yılının 3. çeyreğinde takibimizdeki bankaların toplam karlarının bir önceki çeyreğe göre %16, bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %422,7 oranında artacağını tahmin ediyoruz.

BANKACILIK DIŞI SEKTÖRLER

Tahminlerimizde Etkili Olan Faktörler

2022 yılının 3. çeyreğinde TL’ye göre Dolar, Euro ve Japon Yeni sırasıyla %11,0 %2,3 ve %4,5 oranlarında değer kazanmışlardır. Dolayısıyla döviz açık pozisyonları olan şirketlerin bu durumdan olumsuz etkilenmesi beklenmektedir.

2022 yılının 2. çeyreğinde, TL’ye göre Dolar, Euro ve Japon Yeni sırasıyla %13,8 %7,4 ve %1,7 oranlarında değer kazanmıştı. Dolayısıyla, bu çeyrekte başta Euro açık pozisyonu olan şirketler daha az olumsuz etkilenebilecektir.

Ayrıca, ana karşılaştırma dönemi olan 2021 yılının 3. çeyreğinde ise TL’ye göre Dolar ve Japon Yeni sırasıyla %1,6 ve %0,9 oranlarında değer kazanırken Euro %0,5 oranında değer kaybetmişti.

Yüksek döviz açık pozisyonu olmasına karşın finansallarını USD cinsinden tutan Türk Hava Yolları’nın (THYAO) EUR ve TL pozisyonlarından dolayı yaklaşık 3,01 milyar TL kur farkı gideri yazması beklenmektedir. Diğer yandan, Ereğli Demir Çelik (EREGL) ve İskenderun (ISDMR) finansallarını USD cinsinden tutmakta olup, TL açık pozisyonlarına istinaden sırasıyla 1,25 milyar TL ve 817mn TL kur farkı gelirleri yazabilecekleri hesaplanmaktadır. Ford Otosan (FROTO) ise yüksek yabancı para açığına karşın yükümlülüklerinin neredeyse tamamı Ford Motor Company ile yaptığı ihracat anlaşmaları ile riskten korunmaktadır.

Kurlardaki değişime bağlı olarak, döviz fazla pozisyonu nedeniyle Aselsan (ASELS) 1,19milyar TL, Sabancı Holding (SAHOL) 576mn TL kur farkı geliri yazabilecek şirketler olarak ön plana çıkmaktadır. Diğer taraftan, yüksek fazla pozisyonu olmasına karşın finansallarını USD cinsinden tutan Enka İnşaat (ENKAI), TL ve EUR fazla pozisyonları nedeniyle 803mn TL’lik bir kur farkı gideri kaydedebilir. Bununla birlikte, Koç Holding (KCHOL) ve Türk Telekom (TTKOM) yüksek döviz fazlasına karşın, sırasıyla 1,26 milyar TL, ve 1,09 milyar TL kur farkı gideri yazabileceği hesaplanmıştır.

Brent petrol fiyatları Haziran ayının sonunda 108,62$/varilden Ukrayna Rusya savaşının devam etmesine karşın resesyon endişeleriyle birlikte Eylül ayı sonunda 85,05$/varil seviyesine, ortalama brent de 2022 yılı ikinci çeyrekte 110,4$/varil iken 2022 yılının üçüncü çeyreğinde ortalama 96,1$/varile gerilemiştir. Bu durum ikinci çeyrekte akaryakıt ve petrol türevi satan firmaların stok gideri kaydedebileceğine işaret etmektedir. Tüpraş tarafında, şirketin stok gelir-giderlerini dengelemek amacıyla koruma kullanması ve kurlardaki artışın da olumlu katkısıyla, stokların bu çeyrekte önemli bir etkisi olması beklenmemektedir. Diğer taraftan ürün marjlarında güçlü görüntü üçüncü çeyrekte de devam etmiştir. Buna bağlı olarak Tüpraş’ın yüksek rafineri marjları ile çok güçlü finansallar açıklaması beklenmektedir. (Entek’in Tüpraş’a devri tamamlanmış olup yeterli veri olmaması nedeniyle, bu çeyrekte konsolidasyona dahil olacak Entek etkisi tahminlere dahil edilmemiştir.) Aygaz’da da ikinci çeyrekteki satış fiyatlarındaki sert geri çekilme kaynaklı stok karşılık gideri ayrılmıştı. Söz konusu nedenle stokların negatif etkisinin bu çeyrekte olmamasının karlılığı desteklemesi beklenmektedir. Buna ilaveten, Aygaz’ın Tüpraş kaynaklı olarak güçlü iştirak gelirleri sayesinde, yıldan yıla oldukça yüksek bir dönem karı açıklayacağı varsayılmıştır. Petkim’de ise marjlardaki düşüş ve stok giderlerinin negatif etkisi ile planlı bakım çalışmalarının karlılık üzerinde baskı oluşturması ve hem bir önceki yılın aynı dönemi hem de bir önceki çeyreğe göre görece düşük kar kaydedilmesi beklenmektedir.

2022 yılının 3. çeyreğinde Türkiye otomotiv ihracatı geçen senenin aynı dönemine göre %5,1 artmış ve 220.961 adet olarak gerçekleşmiştir. Ford Otosan’ın yurtdışı satış adetleri, yıldan yıla %17,8 azalırken, TOFAŞ’ın yurtdışı satış adetleri ise düşük baz etkisiyle %45,8 artmıştır. Bunlara ek olarak, 2022’in 3. çeyreğinde ortalama Euro, TL karşısında 2021’nin 3. çeyreğine göre %79,7 değer kazanmıştır.

Türkiye’de yurtiçi otomobil ve hafif ticari araç satışları 2022’nin 3. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,5 azalmış ve 162.626 adede gerilemiştir. Ford Otosan ve TOFAŞ’ın hafif araç satışları ise aynı dönemde sırasıyla %18,5 ve %23,6 artmıştır. Yurtiçinde artan araç fiyatlarının, yurtdışında ise kurlardaki artışın gelirleri olumlu etkileyeceğini öngörüyoruz. Ek olarak, yıllık 250bin adet araç üretim kapasitesine sahip Ford Romanya fabrikasını Ford Otosan’ın satın almasına bağlı olarak bu çeyrekte şirket gelirlerinin yıllık %163 artacağını tahmin ediyoruz. Diğer taraftan TOFAŞ’ın 3. çeyrek satış gelirlerinin yıllık %175,8 artış kaydedebileceğini hesaplıyoruz.

Lastik güçlendirme tarafında, EURUSD paritesindeki sert düşüş ve enlasyonist ortamda faaliyet giderlerindeki artışın Kordsa’nın karlılığı üzerinde baskı yapabileceğini öngörüyoruz. Kordsa’nın bu çeyrekteki FAVÖK marjının %9’a kadar düşebileceğini tahmin ediyoruz.

TÇÜD tarafından yapılan açıklamaya göre 2022 yılı Temmuz-Ağustos aylarında ham çelik üretimi yıllık %17,9 azalışla 5,5mn ton olmuştur. Aynı dönemde ihracat miktar yönünden %25,7 azalışla 2,6mn ton’u göstermiştir. Aynı dönemde, ithalat da %7,7 azalmış ve 2,4mn ton olmuştur. Demir-Çelik sektöründe yer alan firmaların, bu çeyrekte hem dolar bazlı satış fiyatlarında hem de üretimdeki düşüş beklentilerimize ek olarak, maliyetlerdeki artışlara da bağlı olarak marjlardaki geri çekilme tahminlerimizle birlikte 3. çeyreği zayıf sonuçlarla tamamlamış olabileceklerini öngörüyoruz.

Türk Hava Yolları’nın ise 3. çeyrekte yolcu sayısı 2019 dönemine göre %7,9 artışla 23mn olarak gerçekleşmiştir. Yolcu doluluk oranı ise 2019’un aynı dönemine göre 2,2 puan artışla %85,9’a yükselmiştir. Ek olarak, taşınan kargo+posta’da tonaj olarak 2019’a göre yıllık %9,9 artış kaydetmiştir. THY’nin bu çeyrekte, 22.204mn TL (1.238mn USD) net dönem karı yazacağını tahmin ediyoruz. TAV Havalimanları’nın 2022 yılının üçüncü çeyreğinde toplam hizmet verilen yolcu sayısı, geçen yılın aynı dönemindeki 24,1 milyondan 30,3 milyona çıkmıştır. TAV bir önceki çeyrekte (2Ç2022) ise 19,9 milyon yolcuya hizmet vermişti. Buna bağlı olarak bu çeyrekte hem bir önceki yılın aynı dönemi hem de bir önceki çeyreğe göre ciroda ve karlılıkta güçlü artış kaydedileceği öngörülmüştür.

2022 yılının üçüncü çeyreğinde, ortalama yıllık konut faizi oranı %19,1 ile bir önceki çeyreğin üzerinde gerçeklirken, konut satışlarında ivme kaybı yaşanmıştır. Konut satışları yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %17 oranında azalarak 331bin adet olarak gerçekleşmiştir. Ek olarak, kredilere ulaşımdaki zorluklarla, ipotekli konut satış oranın eylül ayında %15’e kadar gerilediği gözlenmiştir. Bu oran haziran sonunda %27 idi. Öte yandan, konut fiyatlarındaki artış hızında yavaşlama gözlenmemiştir. Gayrimenkuller tarafında takip ettiğimiz GYO şirketlerinde; net finansman giderlerine karşın, geçen yılın üçüncü çeyreğine göre daha iyi karlılıklar bekliyoruz. Çimentolar tarafında, artan maliyetlere karşın Akçansa’da ertelenmiş vergi gelirinin, Çimsa’da ise temmuz ayında devri gerçekleşen fabrika ve öğütme tesislerinin satışlarından elde edilen gelirlerin finansalları olumlu etkilemesini bekliyoruz.

Aselsan’da üçüncü çeyrekte de kur farklı gelirlerinin karlılığa olumlu etki yapmasını beklerken, kurlardaki artış kaynaklı olarak dönem karında bir önceki yılın aynı dönemine göre artış kaydedeceği öngörülmüştür. Diğer taraftan bir önceki çeyreğe göre ise düşüş beklenmektedir. Otokar’ın ise üçüncü çeyrekte satış miktarının adetsel olarak bir önceki yılın aynı çeyreğine göre artmasına karşın, özellikle zırhlı araç satışlarının bu çeyrek olmaması kaynaklı kar marjlarında baskı olması beklenmektedir. Diğer taraftan, kurlardaki ve satış adetlerindeki artış kaynaklı olarak dönem karının bir önceki yılın aynı dönemine göre artış kaydedebileceği varsayılmıştır.

Tüm bu gelişmelere bağlı olarak yaptığımız tahminlere göre takibimizdeki banka dışı şirketlerde, toplam karın 2022 yılının 3. çeyreğinde 82.145mn TL seviyesinde gerçekleşeceğini ve yıllık %120,6 oranında artacağını öngörüyoruz. Kaydedilmesi öngörülen bu artışta Türk Hava Yolları, Koç Holding, Tüpraş ve Sabancı Holding’deki yüksek kar artış beklentileri önemli etkenlerdir. Diğer taraftan, Erdemir, İsdemir, Türk Telekom ve Kardemir’in yıllık karlarında geri çekilme tahminleri yıllık kar artışını sınırlandırmıştır.

Bir önceki çeyreğe göre bakıldığında ise, %15,5’lik artışta Türk Hava Yolları, Sabancı Holding ve Çimsa’nın (tek seferlik yüksek varlık satış geliri) güçlü gelmesi beklenen karları etkili olmuştur. Diğer taraftan, Erdemir, Tüpraş, İsdemir ve Petkim’in bir önceki çeyreğe göre karlarındaki gerileme beklentisi toplam kardaki yükselişi sınırlandırmıştır.

Rapor için tıklayın.

Kaynak: Ziraat Yatırım