“Geri dönüşü’ sağlam inşa etmek

Dünyanın önde gelen tüm uluslararası kuruluşları ve G-20, doğal olarak, gündemlerinin artık ağırlıklı bir bölümünü ‘Kovid-19’ küresel virüs salgınının sebep olduğu sonuçlardan çok, küresel pandemi sonrası dönem için dünya ekonomisini daha hızlı ayağa kaldıracak, ‘geri dönüş’ün daha sağlam inşa edilmesini sağlayacak konulara ayırmış durumdalar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz cuma günü detaylarını kamuoyu ve ekonomi çevreleriyle paylaştığı ‘yeni nesil’ ekonomik reformların da ‘yeşil büyüme’ye, ‘yeşil enerji’ye, ‘yeşil teknoloji’ye, özel sektör ve kamunun ‘kurumsallaşma’na atıfta bulunduğunu da hatırlatarak; küresel pandemi sonrası ‘geri dönüş’ün mutlaka ‘yeşil toparlanma’ya dayalı ve küresel ölçekte ‘iyi yönetişim’ kurallarının daha da geçirli olduğu, kurumsallaşmanın daha da hız kazanacağı yönünde bir ‘küresel çağrı’yı tetiklediği göz ardı edilmemeli.

Bununla birlikte, küresel pandeminin 1 yılı geride kalmışken, tarım ve imalat sanayinin bir şekilde üretimini sürdürebildiği; Türkiye’nin bu alanda ‘mucizevi’ başarıları imza attığı ve küresel tedarik zincirindeki konumunu daha da güçlendirdiği bir süreçte; esas darbeyi, esas kırılmayı turizm ve ağırlama endüstrileri yaşadı. Bu nedenle, küresel ölçekte turizm ve ağırlama endüstrisinin yaralarının sarılabilmesi, ‘Kovid-19’ sonrası geri dönüşün mutlaka ‘güçlü’ bir ‘küresel mobilite’ye dayanmasını gerektiriyor. Ancak, kimi ülkelerin uluslararası gündeme taşıdığı ‘aşı pasaportu’ başlıkları, ‘senin aşın, benim aşım’ anlamında küresel bir rekabete ve ülkelerin birbirine çelme takma girişimine dönüşürse, geri dönüşü ‘sağlam’ inşa etmek mümkün olamayabilir.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!