Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Teşkilatı’nın (FAO) son verileri, küresel tarım ve gıda fiyatlarında göreceli olarak normal bir seyre işaret etse de, dünya genelinde kıtlık merkezi sayısının artması, küresel ölçekte yapısal bir gıda krizine daha geniş çapta hazırlık yapılmasına da işaret ediyor. FAO’nun işaret ettiği söz konusu küresel risklerin iki önemli boyutu var. Bunlardan ilki küresel iklim krizi. Küresel iklim krizinin sebep olduğu kuraklıklar veya seller, dünyanın her yerinde tarımsal üretimi tehdit ediyor. Nitekim, hiç beklenmeyen bir mevsimde Türkiye’de bu yıl yaşanan don afeti, bilhassa Türkiye’nin meyve üretimi ve ihracatını ciddi manada sıkıntıya soktu.
İkinci önemli başlık ise dünyanın her yerinde yükselen orta sınıf. 2020 ile 2030 arası, dünya nüfusunda 1 milyar insan daha orta sınıf üyesi olacak. Bu da, tarım ve gıda ürünlerinde daha yüksek talep yoğunluğunda ve daha yüksek standartlarda tarım ca gıda arzına ihtiyaç anlamına gelecek. Bu tabloda, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) çatısı altında, İslam Ülkeleri için de özel bir sürdürülebilir tarım ve gıda uygulamaları programı hazırlanmasının da yararlı olacağı konuşuluyor. Umarız, bir kez daha Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcında olduğu gibi, küresel gıda fiyatlarının bu derece rekor seviyeleri test ettiği bir küresel veya bölgesel jeopolitik gerginlik görmeyiz. Ancak, İran-İsrail gerginliği nedeniyle Hürmüz Boğazı’nın kapanması riski, sadece küresel petrol fiyatları için değil, küresel üre fiyatları için dahi bir risk oluşturdu.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!