Başkan Trump, uzunca bir dönem iş dünyasında edindiği müzakere tecrübesini, başkanlık döneminde küresel ticaret savaşlarına doğrudan taşımış durumda. Bu yaklaşım, sadece ABD’nin ikili ilişkilerini değil, aynı zamanda Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) öncülüğündeki çok taraflı sistemin sürdürülebilirliğini de ciddi şekilde tehdit ediyor. Başkan Trump, gerek birinci, esas ikinci başkanlık döneminde, bir müzakere tekniği olarak, öngörülemezliğini bilinçli şekilde stratejiye dönüştürmüş durumda. Ticaret hukukunu bir güç oyununa çevirdiğini; kurumsal düzen yerine bireysel lider diplomasisini müzakere tekniğinin ortasına yerleştirmiş durumda. Başkan Trump’ın ticaret politikasının merkezinde belirsizlik yaratma taktiği yer alıyor.
Müzakere ettiği ülkelere dair ne zaman, hangi sektörde, ne düzeyde bir tarifeyle karşılaşacaklarının öngörülemez olması, onun masadaki gücünü artırıyor. ‘Karşı tarafı şaşırt, korkut, sonra geri adım at, sonra tekrar tehdit et’ mantığı, Trump’ın stratejik öngörülemezlik (strategic unpredictability) olarak adlandırılan yönteminin temel taşı. Bu yöntem, Çin’den Avrupa Birliği’ne kadar birçok ülkenin ABD pazarına erişimde sürekli diken üstünde kalmasına yol açmakta. Ticaret müzakerelerinde Trump, ABD’nin kurumsal ittifaklarını ve geleneksel ortaklık yapısını da yeniden tanımlamış durumda. Çok taraflı sistemlere duyduğu güvensizlik, onun dış ticaret ilişkilerini ikili anlaşmalar üzerinden yürütmesine yol açtı.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!