Mahfi Eğilmez – 17.07.2016
Son dönemde üç önemli olay gerçekleşti: Brexit ve Birleşik Krallık’ta buna dayalı olarak hükümet değişimi, Rusya ile ilişkilerin normale dönmesi ve Cuma gecesi yaşanan darbe girişimi. İlkinin etkilerini daha önce yayınladığım yazılarımda ele almıştım:
http://www.mahfiegilmez.com/2016/06/brexit-fed-doviz-ve-altn.html
http://www.mahfiegilmez.com/2016/06/uc-gelismenin-turkiye-ekonomisine-olas.html
http://www.mahfiegilmez.com/2016/06/brexitten-sonra.html
Bu alanda fazlaca söylenecek bir söz yok artık. Belki bir tek şey eklenebilir: Brexit’ten dönüş olasılığı kalkmış görünüyor. Dolayısıyla bütün hesapları Birleşik Krallığın Avrupa Birliği dışında kalacağı gerçeğine göre şekillendirmek gerekiyor. Böyle bir gelişmeyi hiçbir biçimde öngörmediğim için yılbaşında tahmin yaparken varsayımlarıma katmamıştım. Dolayısıyla bu gelişme tahminleri saptıran önemli bir durum yarattı.
Rusya ile ilişkiler konusunda yılbaşında tahmin yaparken bu ilişkilerin normale döneceği varsayımını yapmıştım. Aşağı yukarı beklediğim dönemde ilişkiler normale döndü. Varsayımlarım arasında tutan iki tanesinden birisi bu oldu (diğeri Çin ekonomisinin mevcut durumdan daha kötüye gitmeyeceği varsayımıydı.) Turizm mevsiminin bir bölümü kaybedilmiş olsa da Rus turistlerin mevsimin geri kalan kısmında yeniden Türkiye’ye gelmeye başlayacakları beklenmeye başlandı. Çünkü Rus turistlerin özellikle Antalya için neredeyse bağımlılık denebilecek bir alışkanlıkları var. 2 yıl önce bir haftalık tatilimizi bütün aile Antalya’da bir otelde geçiriyorduk. Otelin neredeyse yarısı Rus turistle doluydu. Torunumla kumsalda kumdan kale yaparken 7 yaşında bir kız çocuğu yanımıza gelip İngilizce olarak kale ile ilgili bazı şeyler sordu. Nereli olduğunu sordum. Rus olduğunu söyledi. İngilizcesi o yaşa göre mükemmeldi. İngilizceyi nasıl öğrendiğini sordum. Amerika’da yaşadıklarını dolayısıyla okula da orada gittiğini anlattı. Her yıl babasının bir aylık izninin 15 gününü, Antalya’da 15 gününü de Moskova’da geçirip Amerika’ya dönüyorlarmış. Bir süre o sordu ben yanıtladım, ben sordum o yanıtladı. Konuşmamız ilerledikçe çocuğun Antalya’yı Rusya’da bir sahil kenti sandığını fark ettim. O zaman anladım ki bazı Ruslar ile Antalya’nın ilişkisi bir çeşit ikinci vatan ilişkisi gibi olmuş. Bu yıl benzer bir tatili Side’de yaptık. Kaldığımız otelde yabancı turistler vardı ama Rus turist yoktu. Konuştuğum kişiler (taksi şoförleri, turizmciler, işletme sahipleri) Alman turist sayısında da ciddi düşüş olduğunu anlattılar. Yaptığım soruşturmaya göre (ki bazısını ben de görerek saptadım) otellerin bir bölümü kapanmış. Örneğin bir grubun 4 oteli varsa ikisini açmış ikisini açmamış bu yıl. Rusya ile ilişkilerin normale dönmesi son derecede önemli. Bu yıla katkısı çok yüksek olmasa bile sonraki yıllara önemli katkısı olacak.
İşte tam Rusya ile ilişkiler normalleşti, terörün etkisi biraz hafifliyor, turizm eski günlerine yavaş yavaş dönüyor derken bu darbe girişimi çıktı ortaya. Girişimleri de katarsak bu benim gördüğüm altıncı darbe. 1960 darbesinde çocuktum, hayal meyal hatırlıyorum. 1963’de Talat Aydemir’in askeri öğrencilerle kalkıştığı bir darbe girişimi oldu. Ardından 12 Mart muhtırasıyla gelen 1971 darbesi yaşandı. 1980’de yeniden darbe oldu. 28 Şubat 1997’de yaşanan darbe post-modern darbe diye adlandırıldı. Son olarak da bu darbe girişimiyle karşılaştık. Gördüğüm bu altı darbe içinde en tuhaf olanı buydu. Darbe girişiminin Cuma gecesi olması ve ardından bütün piyasa ve işlemlerin kapalı olduğu iki günün gelmesi zarar yaratmasını önemli ölçüde önledi.
Dolar – TL kuru, Brexit olayına karşın gerek Fed’in faiz artırmayacağı beklentisinin yayılması gerekse Rusya ile ilişkilerin düzelmesinin ardından 2,88’e kadar gerilemişti. Daha da düşmesi bekleniyordu. Darbe girişiminin ardından kur, dış piyasalarda, 3,05’e kadar yükseldi. Sonra darbenin hızla etkisini kaybetmesiyle Dolar – TL kuru gerilemeye başladı, kur 3,01 düzeyine geldiğinde de dış piyasalar ve işlemler tatile girdi. Pazartesi günü Dolar – TL kurunun hızla gerileyeceğini tahmin etmek zor değil. Buna karşılık darbe girişiminin düzelmeye yönelen turizm sektörünü yeniden olumsuz olarak etkileyeceğini düşünmek mümkün. Rusların birkaç günlük etkilenme dışında fazlaca etkilenmeyeceğini tahmin ediyorum. Ruslar bu tür gelişmeler konusunda Avrupalılar kadar hassas değil. Darbe olayı Almanları ve Avrupalı turistleri muhtemelen olumsuz etkileyecektir. Onlar bu konularda çok daha hassaslar.
Dünyada ve Türkiye’de ekonomide belki 5 – 10 yılda yaşanacak birçok olayın bazen bir hafta içinde yaşandığını ve her şeyin bir anda değiştiğini görüyoruz. Fed 3 – 4 kez faiz artırır diye başlayan beklentiler bir iki ay sonra Fed’in faiz artırmayacağı beklentisine dönüşebiliyor. Terör bütün dünyayı etkiliyor. Brexit gerçekleşmez diye yapılan öngörüler birden Brexit’in gerçekleşmesiyle çöpe atılıyor. Rusya ile artık kolay kolay düzelmez denilen ilişkiler bir haftada normale dönüyor. Türkiye’de saçma sapan bir darbe girişimi oluyor, kurlar fırlıyor. Yine her şey bozulacak derken birkaç saat sonra darbe diye bir şey kalmıyor, beklentiler tekrar olumlu bir havaya bürünüyor.
Bu kadar çok olayın bu kadar kısa bir zaman süresine sığması kişileri ve kurumları bu tür olumsuzlukların devam edeceğini beklemeye ve gelecek kaygısıyla harcamalarını azaltmaya itiyor. Bunun sonucunda toplam talep düşüyor ve ekonomi canlanma ivmesini kaybediyor. Sisten göz gözü görmeyen bir yolda sis farları olmayan bir arabayla yolculuk yapmaya benziyor bu durum. Çok yavaş gitmekten ve karşıdan gelenlerin de çok yavaş gitmesini dilemekten başka yapacak bir şey yok.