Şeker Dosyası

Mahfi Eğilmez – 25.02.2018

Özet
Türkiye’de şeker fabrikaları sadece şeker üretmez. Çevrelerinde kooperatifler örgütlenir, pancarın küspesi yem olur ve hayvancılık gelişir. Cumhuriyet, o fabrikalardan yola çıkarak tarımdan, kooperatife, hayvancılıktan bankacılığa kadar bir sistem kurmuştur. Asıl olan sistemin kimin elinde olacağı değil bozulmadan daha iyiye götürülmesinin sağlanmasıdır.

Şeker Hakkında Bilgi
Şeker, besin maddelerinin en önemlileri arasında kabul ediliyor. Şeker ya da bilimsel adıyla sakkarit, kimyasal olarak karbon, oksijen ve hidrojen atomlarından oluşan bir karbonhidrattır.

Şekerin birçok çeşidi ve hali vardır. Bunları aşağıdaki tabloda gösterelim:

Ana tür Alt tür Nerede bulunur? / Nasıl yapılır?
Mono sakkaritler (şeker molekülü tek başınadır) Glukoz (üzüm şekeri) Üzümde bulunur
Fruktoz (meyve şekeri) Meyveler, kök bitkiler (havuç, pancar vb), şeker kamışı ve balda bulunur.
Galaktoz Sütte ve kırmızı kan hücrelerinde bulunur.
Di sakkaritler (iki şeker molekülü birlikte bulunur) Sakkaroz (Sukroz veya çay şekeri) Şeker kamışı ve şeker pancarı köklerinde ve havuç gibi meyvelerde bulunur. Glukoz ve fruktozun bileşiminden oluşur
Laktoz (süt şekeri) Glukoz ve galaktozun bileşiminden oluşur.
Maltoz (malt şekeri) İki glukozun birleşimiyle oluşur. Arpa çimlendirilirken maltoz çıkar.
Poli sakkaritler (ikiden fazla şeker molekülü bir aradadır) Nişasta (şekeri) Patates, tahıllar, mısır ve prinçte bulunur.
Glikojen (hayvansal nişasta) Hayvanlarda bulunur
Selüloz Yeşil bitkilerin hücrelerinde bulunur.

Bu tabloda sayılanların hepsi dolaylı olarak aldığımız şeker türleridir. Üzüm yediğimizde glukoz, meyveleri yediğimizde fruktoz, havuç yediğimizde sukroz, süt içtiğimizde ya da sütten yapılmış ürünler (tereyağı, peynir, yoğurt gibi) tükettiğimizde laktoz, patates, tahıllardan (buğday, arpa, yulaf vb) yapılmış ürünleri (ekmek, kahvaltı gevreği, bisküvi vb) yediğimizde nişasta şekeri, et tükettiğimizde glikojen, yeşil bitkileri yediğimizde de selüloz almış oluruz. Görüleceği gibi şeker, tükettiğimiz her ürünün içinde farklı bileşimlerde ve yapılarda vardır.

Bu şekilde tükettiğimiz ürünlerden aldığımız şekere ek olarak ayrıca çay, kahve ya da soğuk içecekler gibi içeceklerde, tatlılarda, çeşitli yiyeceklerde, içkilerde tatlandırıcı olarak kullanılan şekeri de tüketiriz.

Burada konumuz bu tür ek şeker kullanımıdır. Yiyecek ve içeceklerde kullandığımız şeker asıl olarak glukoz ve fruktozun bileşiminden oluşan şekerdir.

Kullandığımız Şekerin Kökeni

Tatlandırıcı olarak kullandığımız şeker, en yaygın biçimde şekerkamışı ve şeker pancarından elde edilir. Şeker kamışı, buğdaygiller familyasından bir bitkidir. Sıcak bölgelerde yetişir. Şeker kamışı yetiştirmek için minimum 600 mm yıllık yağış miktarı alan tropik bir iklim gerekir. Ortalama olarak hektar başına 100 ton kamış veya 10 ton şeker elde edilir. Türkiye’nin iklimi şeker kamışı yetiştirmeye uygun değildir.

Şekerpancarı, ıspanakgiller familyasından gelişimini 2 yılda gelişimini bir bitkidir. Tohumları birleşik halde bulunur. Ortalama olarak 7 – 8 kilogram pancardan 1 kg toz şeker elde edilir.

Mevsiminde toplanan şeker pancarları, yıkama tesisinde iyice yıkandıktan sonra makinalarla parçalanır. Parçalanan pancarlar, basınçlı sıcak suya atılarak özsuları çıkarılır. Elde edilen özsu karbondioksit gazı ve kireç kaymağı ile işlenir, daha sonra sülfür dioksitle muamele edilerek rengi açılır ve çeşitli süzgeçlerden geçirilerek sonunda koyu bir şurup haline getirilir. Daha sonra santrifüj makinelerinde suyun şekerden ayrılması sağlanır ve elde edilen şekerin toz şeker ya da kalıplara dökülerek kesme şeker haline getirilmesi işlemi gerçekleştirilir. Şekerkamışından elde edilen şekerde de yapım usulü aynıdır. Kamışlar buhar veya sıcak suyla ıslatılarak sıkılıp özsuları çıkarılır, bundan sonra şeker pancarındaki aynı yöntemlerle toz şeker elde edilir. Şeker yapımında kullanılan pancar ve kamış artıkları gübre, ya da hayvan yemi olarak kullanılır.

Şeker kamışından veya şeker pancarından elde edilen şekerlerin her ikisi de yukarıdaki tabloda değindiğimiz sakkaroz olduğu için ikisi arasında önemli bir fark yoktur. İkisi arasındaki en önemli fark şeker kamışından elde edilen şekerin üretim maliyetinin şeker pancarından elde edilen şekere göre daha düşük olmasıdır.

Şeker Üretimi ve Tüketimi

Dünyada üretilen şekerin dörtte üçüne yakın miktarı şeker kamışından dörtte bir dolayındaki kısmı da şeker pancarından üretiliyor.

Tablo 1: Dünyada Şeker Üretimi

Yıllar Şeker Üretimi (bin ton) Pancar Şekeri (%) Kamış Şekeri (%)
2003/2004 142.445 24,08 75,92
2009/2010 154.846 22,16 77,84
2016/2017 177.938 22,40 77,60

2003/04 kampanya yılına göre 2016/17 kampanya yılında şeker üretimi yüzde 25 artmış bulunuyor. Tabloya göre dünya şeker üretiminin yaklaşık olarak yüzde 75 – 80’i şeker kamışından, yüzde 20 – 25’i de şeker pancarından elde ediliyor.

Dünya üretiminde birinci sırada Brezilya yer alıyor (2016/17 kampanyası üretim miktarı (40,5 milyon ton.) Brezilya’dan sonra Hindistan (22,5 milyon ton), Çin (10,9 milyon ton) ve ABD (8,5 milyon ton) geliyor.

Dünya tüketiminde önde gelen ülkelerin görünümü aşağıdaki tabloda gösteriliyor.

Tablo 2: Bazı Ülkelerde Şeker Tüketimi

Ülke 1.000 Ton Ham değer
Hindistan 26.300
Çin 17.250
Brezilya 12.000
ABD 11.027
Pakistan 4.946
Meksika 4.450
DÜNYA TOPLAMI 181.009

Tabloya göre dünyada en fazla şeker tüketen ülke Hindistan’dır (26,3 milyon ton.) Onu Çin (17,3 milyon ton) ve Brezilya (12 milyon ton) izliyor. Aynı sıra ile olmasa da dünyada en fazla şeker üreten ülkeler aynı zamanda dünyada en çok şeker tüketen ülke konumunda bulunuyorlar. Bu üç ülkeyi ABD (11 milyon ton) izliyor.

Türkiye’de Şeker Üretim ve Tüketimi

Türkiye’de iklimin uygun olmaması nedeniyle şeker kamışı yetişmediği için şeker, şeker pancarından elde ediliyor. Şeker pancarı üretimi yapılan alanın büyüklüğü yaklaşık olarak 320 bin hektar dolayında yer tutuyor.

Aşağıdaki tabloda yıllar itibariyle Türkiye’de üretim ve tüketim miktarları yer almaktadır.

Tablo 3: Türkiye’de Pancar Üretimi, Şeker Üretimi ve Tüketimi (Bin Ton)

Yıllar Pancar Üretimi Şeker Üretimi Şeker Tüketimi
2004 13.259,2 1.939,9 1.893
2010 17.463,6 2.274,8 2.396
2016 19.593,0 2.559,0 2.608

Tabloya göre 2016 yılında 19,6 milyon ton şeker pancarı üretimi yapılmış, 2.559 bin ton şeker üretilmiş ve 2.608 bin ton şeker tüketilmiş bulunuyor. Bazı yıllarda üretimden daha az tüketim yapılarak fark stoka eklenmiş, bazı yıllarda ise bir miktar şeker önceki yıl stokundan tüketilmiş bulunuyor.

Türkiye’de şeker üreten şirketler aşağıdaki tabloda yer alıyor.

Tablo 4: Şeker Üreten Şirketler

Şirket Ünite sayısı / Sahiplik durumu Ürettiği Şeker Türü
TürkŞeker 25 şeker fabrikası / Kamu Pancar şekeri
Pankobirlik 5 şeker fabrikası / Kooperatif Pancar şekeri
Özel Kesim Şirketleri 3 şeker fabrikası / Özel Pancar şekeri
Özel Kesim Şirketleri 10 şeker fabrikası / Özel Nişasta bazlı şeker
Toplam 43 fabrika / 25 kamu, 5 kooperatif, 13 özel

Tablodaki 43 şeker fabrikasının toplam üretim kapasitesi 4.141 bin tondur. Bu toplamın 3.151 bin tonluk bölümü pancar şekerine, 990 bin tonluk bölümü de nişasta bazlı şekere aittir.

Türkiye’de Şeker Pancarı Tarımının Ekonomiye Katkısı
Türkiye’de şeker fabrikalarının kurulması, şeker ihtiyacını, ithalata zorunlu kalmadan karşılayacak bir üretimin yapılması ve bunun yanı sıra tarımı ve dolayısıyla çiftçiyi kalkındırma düşüncesi sonunda ortaya çıkmış bir gelişmedir. Günümüzde şeker pancarı tarımı 65 il ve yaklaşık 8.000 yerleşim biriminde yapılıyor ve yaklaşık 350.000 çiftçi ailesi pancar tarımı ile uğraşıyor.

Şeker pancarı, bir yandan şeker üretiminde kullanılırken bir yandan da besi hayvancılığı açısından çok değerli bir gıda olan yaprak, baş ve posası ile yem bitkisi olarak işe yarar. Şeker pancarı tarımı, sözleşmeli bir tarım türü olduğu için bu işin tarımını yapan insanları köye bağlayarak ve ailenin neredeyse tüm bireylerine bir iş olanağı yaratarak kentlere göçün önlenmesinde de önemli rol oynar. Bu tarım türünün sözleşmeli olarak yapılması nedeniyle sözleşme yapılan çiftçilere kredi sağlanarak gerekli olan tarım aletleri, gübre, çeşitli malzeme ve nakdi yardımlar yapılır. Şeker pancarı ekilen alanlar aynı alanda orman yetiştirilmesiyle sağlanacak oksijenden 3 misli daha fazla oksijen yaratma gücüne sahip bulunması dolayısıyla çevre açısından da önem gösterir.

Bu sistemin sağladığı yararları şöylece şematize edebiliriz:

Sosyal Yarar
Daha sağlıklı şeker üretimi
Çiftçinin köyünde kalması, göçün önlenmesi
Hayvancılığa destek
Çevreye olumlu katkı

ütün bu yararları göz önünde tutularak Türkiye’de bir şeker sistemi kamu kesimi eliyle Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak kurulmuş ve yaygınlaştırılmış bulunuyor. 1950’li yılların başında Pancar Üreticileri Kooperatifi (Pankobirlik) ve Şekerbank kurulmuş ve böylece pancar üreticilerinin bir kooperatif sistemi çevresinde örgütlenmesi sağlanmış. Şekerbank eliyle de sektörün kredi sorununun çözümlenmesi hedeflenmiş, kendi mantığı içinde ideal bir sistem oluşturulmuş.

Bu sistem sayesinde Türkiye, şeker sorununu çözmüş, ithalata ihtiyaç duymamış, ayrıca köyden kente göçü önleyen, tarımın ve hayvancılığın her alanında uygulanması gereken tutarlı bir sistem ortaya çıkarmış bulunuyor.

Sonuç

Bugün üzerinde durulması gereken konu şekeri üreten fabrikaların kamu kesimi ya da özel kesim elinde olması meselesi değildir. Üretimi kimin yapacağı ikincil bir meseledir. Asıl mesele bugün Türkiye’yi şeker konusunda ithalattan koruyan, pancar çiftçisinin köyünü, kasabasını bırakıp kentlere göçmesini önleyen, hayvancılık için girdi sağlayan bu sistemin sürdürülüp sürdürülmeyeceği meselesidir. Asıl mesele özelleştirme sonucunda devletin elinden çıkacak olan bu fabrikaların arsalarının ileride başka amaçlarla kullanılıp kullanılmayacağı, şeker üretiminin düşüp düşmeyeceği, ithalatın öne çıkıp çıkmayacağı meselesidir.

Tarım kesimine bütün dünya inanılmaz destekler verirken Türkiye, son yıllarda, o destekleri kesmenin sıkıntısını yaşıyor. Desteklerin kesilmesinin sonucu olarak tarımsal üretim ve hayvancılık giderek güç kaybediyor, bir zamanlar ihraç edilen ürünler ithal edilmeye başlanıyor, insanlar, köylerinde tarım veya hayvancılıktan para kazanamadığı için kentlere göç emek zorunda kalıyor. O nedenle temel mesele şeker pancarı çiftçisinin özelleştirmeler sonucunda aynı duruma düşüp düşmeyeceği meselesidir.

Bu şirketler özelleştirilecekse, şirketlerin, gerekli modernizasyonunun da yapılarak, şeker pancarından şeker üretimine devam etmesi garanti altına alınmalıdır. Bu garanti 5 yıllık sürelerle sağlanamaz. 5 yıl sonra şekeri ithal etme sıkıntısıyla karşılaşmak söz konusu olabilir. Devlet yaptırdığı köprü, otoyol, hava limanı gibi yatırımlarda nasıl özel kesime garantiler veriyorsa özelleştireceği şeker fabrikaları için de bu tür garantiler alabilmelidir. Ayrıca devlet, şeker üretimini özel kesime devretse bile pancar çiftçisine kredi, mazot teşviki gibi desteklerinin süreceğini garanti etmelidir.

Eğer kapitalist sistem içinde yaşamaya devam edeceksek özelleştirme doğru bir seçimdir. Ama her doğru seçimin içinde yanlışlar olabilir. Bunları ayıklamak şarttır. Aksi takdirde sistem, kamu mülkiyetini arar duruma düşer. Bazen sosyal yarar, para kazanmaktan da kâr güdüsünden de önde gelir. Aksi takdirde sağlık sisteminde devletin işin içine girmemesi, her şeyi özel kesime bırakması gerekirdi.

Kaynaklar:

Prof. Dr. Necmi İşler, Şeker Kamışı

http://www.mku.edu.tr/files/898-3f7718cb-62d1-4b95-af9c-625ca7c28d0d.pdf

Konya Şeker, Şekerle İlgili Merak Ettikleriniz

http://www.konyaseker.com.tr/tr/icerik/detay/2257/sekerle-ilgili-merak-ettikleriniz

Savlet Gürsel, Şeker Üzerine Not, yayınlanmamış çalışma.

Pankobirlik, Dünya, AB ve Türkiye Şeker İstatistikleri

TŞFAŞ, Sektör Raporu 2016

http://www.turkseker.gov.tr/sektor_raporu_2017.pdf

DPT, Şeker Politikalarında Yeni Yönelimler ve Türkiye’nin Konumu

http://tarim.kalkinma.gov.tr/wp-content/uploads/2016/02/tkiymaz_calisma.pdf