Rating Kuruluşları Ne Kadar Masum?

Utku Altunöz – 08.10.2014

Değerli Para&Borsa takipçileri. Bu yazımda son zamanlarda ülkemiz ekonomisi ile ilgili ilginç açıklamalarda bulunan ve bu açıklamaları ile Sn. Cumhurbaşkanının da eleştirilerine maruz kalan Rating kuruluşlarını ele almak istiyorum. En son Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın “Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Bunlar siyasi olarak çökertemedikleri ülkeyi şimdi de Ekonomik olarak nasıl çökertiriz ‘in gayretindeler” gibi oldukça sert açıklamaları ile gündemdeki, yerini koruyan bu kuruluşların başında Fitch, Moody’s ve Standart and Poors gelmekte. Kredi derecelendirme kuruluşları iülkelerin kredibiliteleri ile ilgili  uluslararası yatırımcıya yol gösteren kurumlar olduğu için önem arz etmektedirler.. Derecelendirme kuruluşlarının ileriye dönük görüşleri, bir ülkede uzun veya kısa vadeli yatırım ve iş kararları vermekte olan yatırımcıları yönlendiriyor. Birçok yazımda da belirttiğim gibi ekonomidr beklentiler satın alınmaktadır.

Bu kuruluşların kredi notları, bir ülkeye yatırım yapacak sermaye için gösterge niteliğindedir. Bazı yabancı fonlar bir ülkeye yatırım yapacakları zaman kendi iç işleyişleri gereği o ülkenin kredi notuna dikkat ediyorlar. Genelde bu iç işleyişe göre bir ülkeye yatırım yapılabilmesi için kredi notunun en az BBB-/Baa3 (yatırım yapılabilir seviyesi) olması gerekiyor.

Son olarak 2008 Mortgage krizi ile gündeme gelen ve verdikleri notlarla ne kadar güvenilir (!) ve objektif (!) oldukları yakın zamanda bir kez daha anlaşılan bu kurumların karneleri önemli skandallarla dolu. Söz konusu kuruluşların karnelerine kısaca göz atalım.

Enron ve Hannover Vakası :

Rating kuruluşları, her zaman objektif değerlendirme yapamamakla eleştirilmektedirler. Bunun önemli sebeplerinden biri söz konusu

rating kuruluşlarının, değerlendirmeye aldığı bankalar ve diğer mali kuruluşlar tarafından finanse edilmeleridir.

Reyting kuruluşlarının hizmet alanı finansal piyasalardır. Bu kuruluşlar özellikle kredilerdeki riskin değerlendirilmesinde ve sermayenin gelişmekte olan ülkelere akışında önemli bir rol oynarlar. (Setty ve Dodd,2010)  Bununla beraber reyting kuruluşlarının objektif olamamaları, aynı zamanda finansal piyasalarda önemli bir yere sahip olmaları nedeniyle krizlerin oluşum nedenlerinde daima karşımıza çıkmaktadırlar. Amadou N.R IMF için kaleme aldığı çalışmasında reyting kuruluşlarının erken uyarı sistemi olarak başarısız olduklarını, gelişmekte olan ülkelerde para ve finansal krizlerin borç krizlerinden ayrıştırılamadığını belirtmektedir. (Amadou,ss 15.)  2008 Küresel Krizinin nedenleri arasında gösterilen reyting kuruluşları, Amerikan senatosu tarafından hazırlanan raporda bankalardan yüklü ücretler tahsis etmeleri nedeniyle yüksek riskli menkul kıymet yatırımları konusunda haksız yere güven telkin etmekle eleştirilmişlerdir.

Kredi derecelendirme kuruluşları şirketler üzerinde baskı kurmaktadırlar.  Ünlü Alman şirketi Hannover’ın 1998’ de yaşadığı olay bunun önemli bir kanıtıdır. 1998 yılında Moody’s rating şirketi Hannover firmasına ücret almaksızın şirketin mali durumunu değerlendirme talebinde bulunmuştur. Diğer kredi derecelendirme kuruluşlarıyla çalışan Hannover bu talebi red etmiştir. Buna rağmen Moody’s, Hannover’ın mali denetimini gerçekleştirmiştir. Moddy’s in değerlendirmeleri, diğer firmaların aksine olumsuz olmuştur.  Moody’s bu sonuçları kamu oyu ile paylaşmış ve sonuç Hannover için tam bir felaket olmuştur . 2003 yılında Moody’s in son not indiriminden sonra Hannover’ın piyasa değeri alt üst olmuş ve yüz binlerce dolar uçup gitmiştir. Aynı şekilde ratin şirketlerinin Enron ve Worldcom adlı şirketlerin batışında yatırımcıları uyarmada yetersiz kalmaları diğer bir handikaptır.

2008 Krizi öncesinde, sözkonusu şirketlerin yüksek rating verdikleri ve devasa görülen şirketlerin aslına kağıttan kaplan oldukları gerçeği, krizin patlak vermesinden sonra gün yüzüne çıkmıştır.

Çok değil yakın geçmişte yaşadığımız LİBOR skandalından sonra bu ve benzeri kuruluşlar hakkında daha mesafeli düşünmek zorundayız. Kabul edelim ki  TÜRKİYE o eski, İMF ye borcu olan ve birçok ekonomik göstergede sınıfta kalan ve sıfırcı hoca diye adledilen kuruluşların şamaroğlanına dönen günlerin çok uzağında. Artık cari açık ve işsizlik gibi kronik sorunlara odaklanan, dünya ülkeleri ile her tür ortamda eşit haklara sahip bir konumdayız.  Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu’nun dediği gibi ülkemizde ekonomiye yön verdiğini iddia eden ve geçmişi karnesinin zayıflarla dolu olduğu bilinen bu kuruluşların bizlere ayar verme lüksleri yoktur.  

Kaynak:

  • Setty Gautam and Dodd Randall, “Credit Rating Agencies: Their Impact On Capital Flows To Devoloping Countries”,Financial Policy Forum Special Policy Report 6, April 2003( Çevirimiçi) ,http://www.financialpolicy.org/FPFSPR6.pdf, Erişim Tarihi, 21.06.2010.
  • R.Sy Amadou, “Rating The Rating Agencies:Anticipating Currency Crisis Or Dept Crisis”, IMF Working Paper, 2003, pp.

Yrd. Doç. Dr. Utku Altunöz

E-mail: utkual@hotmail.com

https://twitter.com/utkualtunoz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir