Uluslararası siyasette son 40 yılın en ilginç, en karmaşık, en endişe verici dönemini geçiriyoruz. 1980’li yılların başlarında Atlantik İttifakı ile Demir Perde ülkeleri arasında gerginlik adım adım azalmaya, uluslararası siyasette ‘Soğuk Savaş’ın bitişine dair rüzgarlar esmeye başladığından bu yana ki en sert kırılmalar yaşanıyor. Üstelik, küresel jeopolitik ve jeoekonomik gerginlik süreci, ABD ile Rusya ve Çin arasında yaşanacağına, şu anda ABD ile Avrupa arasında yaşanıyor. ABD ile Birleşik Krallık arasında gözlenen kırılma ‘Anglo-Sakson kardeşlik’ adına uluslararası çevreleri şoke edecek boyutta. Avrupa Birliği’nin (AB) liberal demokrat liderleri ile Başkan Trump arasındaki söz düellosunun eşiğini kestirmek zor. Trump’ın ‘AB ABD’yi mahvetmek için kuruldu’ ifadesi ise AB’de resmen depreme sebep olmuş durumda.
Çünkü, tersine, yakın dönem tarihin kabul görmüş gerçeği olarak, Almanya ikiye bölündükten sonra, ABD Federal Almanya’yı ortaya çıkarmış, Fransa ve Federal Almanya’yı Avrupa Kömür ve Çelik Teşkilatı (AKÇT) için 1950’den itibaren motive etmişti. 6 Kıta Avrupası ülkesini bugünkü AB projesinin başlangıcında 1951 ve sonrasında 1957’de bir araya getirmeye teşvik ettiğinde, ABD’nin en temel hedefi ‘Avrupa barış kıtası olsun. Bir daha da dünyanın başına bela olmasın’dı. AB projesi başarılı oldu; Federal Almanya Doğu Almanya’ya büyük bir gelişmişlik farkı attı ve Demir Perde çöktü. Doğu Bloku ve Sovyetler Birliği dağıldı. ABD’nin liderliğinde, eski Doğu Bloku üyesi Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin tümü hem AB, hem de NATO üyesi oldu. Rusya Avrupa’da ciddi bir nüfuz alanı kaybetti. Trump’ın deyişi ile AB ABD’yi mahvetmek için nasıl kurulmuş olabilir ki?
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!