‘Merkantilizm 2.0’ ve Venezuela

Serbest ticaret, kurallı piyasa ve küresel entegrasyon söylemi artık raporlarda kalan cümlelere dönüştü. 21. Yüzyıl’ın ilk çeyreği geride kalırken, devletler artık salt ticaret yapmıyor; ticaret üzerinden güç savaşı yürütüyor. Bugün Venezuela’da olan biteni demokrasi başlığıyla okumak isteyen kimileri, 21. Yüzyıl’ın Merkantilist gerçeğini fena halde ıskalıyor. Dünya ekonomisi uzun süredir serbest ticaret çağından uzaklaşıyor. 17. Yüzyıl’da devlet himayesinde şekillenen Merkantilizm, farklı araçlarla ama aynı mantıkla yeniden sahneye çıkmış durumda. Bu yeni dönem, klasik Merkantilizmin temel sacayakları üzerinden güncellenmiş bir versiyon: Merkantilizm 2.0.

Merkantilizm 1.0’da devletler, ticareti ulusal gücün ana unsuru olarak görüyordu. Sömürgecilik yoluyla hammadde maliyetleri düşürülüyor, kölelik sistemiyle işgücü maliyetleri ucuzlatılıyor; dış satım fazlası sayesinde hazine altın ve gümüşle dolduruluyordu. Güçlenen hazine ise daha büyük ordular ve donanmalar inşa edilmesini sağlıyordu. Ticaret, askeri gücün öncülüydü. 21. Yüzyıl’da ise değişen yalnızca yöntemler. Mantık ise tümüyle aynı.
Kimileri 21. Yüzyıl’ın başlarında altının devrinin kapandığını sıkça dile getirdi. Buna karşılık, merkez bankalarının ve küresel yatırımcıların 2010’dan itibaren katlanan altın ve gümüş alımları bu tezi boşa çıkardı. Altın, gümüş ve platin; Merkantilizm 2.0 çağında yeniden stratejik güvenli liman olarak öne çıktı. Ancak, mevcut küresel tablo bununla da sınırlı değil. Yeni nesil enerji türevleri, kritik metaller, nadir toprak elementleri ve özellikle bakır, 21. Yüzyıl Merkantilizminin yeni oyun alanını oluşturmaktalar.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!

@ParaBorsaNet'i X'te Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN X'TE BİZİ TAKİP EDİN!