Mali Sürüklenme ve Türkiye Uygulaması

Mahfi Eğilmez – 21.01.2016

Mali sürüklenme nedir?

Bir ekonomide vergi gelirlerindeki otomatik artışın ekonomi üzerinde ters etki yaratarak büyüme hızını düşürmesine mali sürüklenme (fiscal drag) deniyor.

Mali sürüklenme genellikle enflasyonist dönemlerde ortaya çıkar. Enflasyon, gelirlerin nominal olarak (görünürde) artmasına ve kişilerin, artan oranlı tarife nedeniyle giderek daha yüksek vergi oranlarına girmelerine ve dolayısıyla daha fazla vergi ödemelerine yol açar. Reel gelirleri artmadığı halde daha fazla vergi ödedikleri için kullanılabilir gelirleri düşen kişiler, ister istemez tüketim harcamalarını azaltmak zorunda kalırlar. Bu gidişin sonucu olarak da ekonomide toplam talep düşer. Talep düşüşü GSYH’nın da düşmesine yol açar. Sonuçta ekonomide enflasyonla birlikte resesyona yani slumpflasyona doğru gidiş başlayabilir.

Böyle bir durumda uygulanacak maliye politikası, vergi tarifelerinin enflasyondan dolayı görünürde artan gelirleri vergilemeyecek biçimde yeniden düzenlenmesini gerektirir.

Türkiye’de durum

2015 yılını örnek alarak Türkiye’deki durumu inceleyelim. 2015 yılında Türkiye’de yaşanan enflasyon yüzde 8,8 oldu. 2014 yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde uygulanan gelir vergisi tarifesi ile 2015 yılı gelirlerine uygulanacak olan gelir vergisi tarifesini aşağıdaki tabloda alt alta sunuyorum.

2014 Yılı Gelirleri için (2015 yılında beyan edilen gelirler) Oran (%)
11.000 TL’ye kadar gelirler 15
27.000 TL’nin 11.000 TL’si için 1.650 TL, fazlası 20
60.000 TL’nin 27.000 TL’si için 4.850 TL, (ücret gelirlerinde 97.000 TL’nin 27.000 TL’si için 4.850 TL), fazlası 27
60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.760 TL, (ücret gelirlerinde 97.000 TL’den fazlasının 97.000 TL’si için 23.750 TL), fazlası 35
2015 Yılı Gelirleri İçin (2016 yılında beyan edilecek gelirler) Oran (%)
12.600 TL’ye kadar gelirler 15
30.000 TL’nin 12.600 TL’si için 1.890 TL, fazlası 20
69.000 TL’nin 30.000 TL’si için 5.370 TL (ücret gelirlerinde 110.000 TL’nin 30.000 TL’si için 5.370 TL), fazlası 27
69.000 TL’den fazlasının 69.000 TL’si için 15.900 TL (ücret gelirlerinde 110.000 TL’den fazlasının 110.000 TL’si için 25.970 TL), fazlası 35

 

İki tablo birlikte incelendiği zaman 2015 yılı gelirlerine uygulanan tarifenin 2014 yılına uygulanan tarifeye göre yumuşatılmış olduğunu görebiliyoruz. Örneğin 2014 yılında 11 bin liraya kadar gelirlere yüzde 15 oran uygulanmakta ve gelir 11 bin lirayı aştığında üst orana geçmektedir. Buna karşılık 2015 yılında 11 bin lira yerine 12.600 TL’lik bölüme yüzde 15 oran uygulanmaktadır. Tarifenin diğer oranları da gelir miktarlarıyla birlikte incelendiğinde ilk dilimdekine benzer ayarlamalar yapıldığı görülebilmektedir.

Bu inceleme bize 2015 yılı gelirlerinin enflasyondan etkilenerek mali sürüklenmeye kapılmasını önlemek için tarifede yumuşatmaya gidildiğini göstermektedir. Örneğin tarifenin yüzde 15’lik ilk oranına bakarsak 2014 yılından 2015 yılına geçişte tarife yumuşaması (12.600 – 11.000) / (11.000) = % 14,5 oranındadır. Yani 2015’de yaşanan yüzde 8,8 oranındaki enflasyondan daha fazla bir tarife yumuşaması sağlanmıştır. Bu düzenleme yeni değildir, geçen yıllarda da benzer ayarlamalar yapılmıştır.

Otomatik stabilizatör – manuel stabilizatör

Bir ekonomide küçülme eğilimleri ortaya çıktığında gelir vergisi tarifesi harcanabilir gelirlerin de aynı hızla küçülmesini önler. Ekonomi daralıp da gelirler de düşmeye başladığında alt dilimlere geçildiğinden bu gelirlere uygulanan vergi oranları da düşer ve kişiler daha az vergi ödeyeceği için gelirlerindeki azalma bu yolla bir miktar telafi edilmiş olur. Buna otomatik stabilizatör etkisi deniyor. Ne var ki eğer ekonomideki daralma enflasyonla birlikte ortaya çıkmışsa nominal gelirler düşmez reel gelirler düşer. İşte bu durumda gelirler alt tarife dilimlerine geçemediği için yüksek oranlı vergilendirilmeye devam edilir. Bu da harcamaları azaltarak ekonomideki daralmayı daha ileri taşır. Bunu önlemenin yolu yukarıda anlattığım gibi enflasyon oranında tarifeyi yumuşatarak mali sürüklenmeyi önlemektir. Bu düzenleme otomatik olmadığı, düzenlemeyle yapıldığı için buna manuel (elle yapılan) stabilizatör adını veriyorum.