Enflasyon Beklendiği Gibi Düşmeyebilir

Mahfi Eğilmez – 09.02.2015

28.01.2015’de bu blogda yayınladığım ‘Enflasyon Matematiksel Olarak Düşecek’ başlıklı yazımda varsayımlarımı şöyle özetlemiştim. ‘Ben, eğer kurlarda olağanüstü bir artış olmazsa, petrol fiyatı da bu düzeylerde kalmaya devam ederse bu 4 ayda ortalama artışın yüzde 0,50’nin (yüzde yarımın) altında kalacağını ve dolayısıyla Mayıs ayına girdiğimizde 12 aylık enflasyonun yüzde 5 dolayında (biraz altında veya üstünde) çıkacağını tahmin ediyorum. Yani demem o ki biz hiçbir şey yapmasak da enflasyon yüzde 5 dolayında bir düzeyde olacak. Buna baz etkisi deniyor.’

Varsayımlarım bunlardı. Buna göre şu tabloyu sunmuştum:

Aralık 2014 8,17 0,30 0,40 0,50 0,60
Ocak 2014 1,98 6,49 6,59 6,69 6,79
Şubat 2014 0,43 6,36 6,56 6,76 6,96
Mart 2014 1,13 5,53 5,83 6,13 6,43
Nisan 2014 1,34 4,49 4,89 5,29 5,69

 

Tabloyla ilgili açıklamalarım da şöyleydi: ‘Bu tablo neyi anlatıyor? 2014 yılı manşet enflasyonu (TÜFE) yüzde 8,17 ile tamamlandı. Bu, 12 aylık enflasyondur. Tablonun ayların sağındaki ilk sütununda 2014 yılının ilk 4 ayındaki aylık enflasyon artış oranları bulunuyor. Ondan sonraki sütunlarda ise 2015 yılında oluşabilecek yüzde 0,30’dan başlayarak yüzde 0,60’a kadar giden aylık ortalama artışa dayalı 12 aylık enflasyon hesapları yer alıyor. 12 aylık enflasyon hesabında, 2014 yılındaki aylık artışların yerine sonraki sütunlardaki ortalama artışların girmesi halinde enflasyonun ilk 4 ayda nasıl bir seyir izleyeceği görülüyor. Örneğin bu yılın Ocak ayında enflasyon artışı yüzde 0,30 olursa geçen Ocak’ta hesaba giren yüzde 1,98 hesaptan çıkacak yerine yüzde 0,30 girecek ve Ocak ayında enflasyon yüzde 8,17’den yüzde 6,49’a düşecek. Tabloya göre; ilk 4 aydaki artışlar aylık ortalama yüzde 0,30 olursa enflasyon Mayıs ayına geldiğimizde yüzde 4,49’a, aylık ortalama artışlar yüzde 0,40 olursa yüzde 4,89’a gelecek. Aylık ortalama artışlar yüzde 0,50 olursa Mayıs ayında yüzde 5,29, aylık ortalama artışlar yüzde 0,60 olursa yüzde 5,69’luk bir manşet enflasyon bulacağız.’

Bu çerçevede TCMB’nin faizi 0,75 puan indirmesinin ve sonra gelişmelere göre tavır almasının uygun olacağını öne sürmüştüm.

Bu yazımı yayınladıktan ve TCMB’ye faizi 0,75 puan indirmesini önerdikten sonra öyle gelişmeler yaşandı ki o yazıdaki varsayımların ve yaptığım faiz indirimi önerisinin hiçbir iler tutar tarafı kalmadı. Söz konusu gelişmeler arasında faiz üzerine yaşanan tartışmalar, TCMB’ye yönelik baskılar, TCMB’nin faizi önce acil toplantıyla indirebileceğini söyleyip ardından bu düşüncesinden vazgeçtiğini açıklaması, TCMB’ye yönelik faiz baskılarının devam etmesi şeklinde özetlenebilir.

Yazımın tarihinden bugüne kadarki gelişmeleri aşağıdaki tabloda gösteriyorum:

Gösterge 28 Ocak 2015 9 Şubat 2015 Değişim (%)
USD / TL Kuru 2,3814 2,4903 4,6
Euro / TL Kuru 2,7044 2,8232 4,4
Gösterge faiz (%) 6,69 8,36 25,0
Euro / USD Kuru 1,1354 1,1338 -0.14
Brent petrol USD/Varil 48,5 58,3 20,2

 

Tablo bize Euro / Dolar kurunda çok düşük bir değişim olduğunu buna karşılık hem USD / TL kurunda hem de Euro / TL kurunda bu kadar kısa sürede oldukça hızlı artışlar olduğunu gösteriyor. Tabloya göre en ciddi artışlar; yüzde 25 ile gösterge faizde ve yüzde 20 ile petrol fiyatında ortaya çıkmış görünüyor.

Bu gelişmelerin bir bölümü bizim dışımızda oldu. Örneğin petrol fiyatındaki artış böyle bir gelişme. Buna karşılık petrolde baştan yaşanan büyük düşüş, bu artışı rahatlıkla dengeleyebilirdi. Ne var ki kurlarda yaşanan ve bir bölümü bizim dışımızda oluşan, bir bölümü de bizim yarattığımız faiz tartışmalarından kaynaklanan artışların yarattığı etkiler kolaylıkla giderilebilecek etkiler değil. Ve bunlar ister istemez fiyatlar üzerinde bozucu etkiler yaratıyor.

Gelelim en üstteki tahmin tablomuza. Bu etkilerin ortaya çıkmaya başlamasıyla daha ilk aydaki beklentimizden çok farklı bir enflasyonla karşılaştık. 1,98’lik enflasyon sepetten çıktı ama yerine 1,10’luk beklenmedik büyüklükte bir enflasyon girdi ve yıllık enflasyondaki düşüş yüzde 8,17’den 7,24’e gelerek oldukça sınırlı kaldı. Şubat ayında sepetten çıkacak enflasyon oranı yüzde 0,43. Bu oranın yerine bundan daha düşük bir oran girmeli ki yıllık enflasyon 7,24’ün altına düşsün. Yukarıya aldığım kur gelişmeleri ve petrol fiyatı artışıyla bu mümkün görünmüyor. Dolayısıyla bırakın Şubat’ta enflasyonda düşüş yaşamayı artışla karşılaşacağımız neredeyse kesin görünüyor. İzleyen aylarda neler olacağı ise kurlarla ilgili tablonun nasıl şekilleneceğine bağlı olacak.

Eğer bu süreci bu yönde yönetebilseydik Mayıs ayına yüzde 6 dolayında bir enflasyonla girebilirdik. Çünkü bu sürede enflasyon matematiksel olarak (baz etkisiyle) düşecekti. Dolayısıyla TCMB’nin faiz indirimi anlamlı olabilirdi. Ama biz bu matematiksel yardımı reddederek çeşitli tartışmalarla riskleri ve dolayısıyla kurları olabileceğinden daha fazla yükselterek enflasyonun yeterince düşmesi olasılığının önüne geçtik.

Eğer Şubat ayında enflasyon yükselirse, aynı anda hem kuru, hem faizi hem de enflasyonu yükseltmeyi gerçekleştiren ilginç ekonomiler arasında yerimizi alacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir