Korikorodan

Mahfi Eğilmez – 10.05.2014

Çocukken babam bir dizine beni, öbür dizine kardeşimi oturtur masallar anlatırdı.

Çoğu kendi uydurduğu masallardı. En sevdiğimiz masal korikorodan masalıydı. Ayrıntısını hatırlamıyorum şimdi ama bir yerinde şöyle bir şeyler geçiyordu “…ormanda yürürlerken ağaçların arasından birden bire koskoca bir korikorodan çıkmış.” İkimiz birden hemen sorardık “korikorodan nedir?” Babamın anlattıklarından hayalimizde canlandırdığımız kadarıyla, korikorodan, ejderhayla dinozor arası, ağzından burnundan ateşler çıkaran apartman boyunda bir yaratıktı. Tam bir masal canavarı. Bize sevimli bir canavarmış gibi gelirdi. Sonra Herkül gibi biri gelip korikorodanı öldürür, kardeşim de ben de Herkül benzeri adamın başarısına sevineceğimize korikorodana acırdık.

Ne zaman enflasyon canavarı deseler gözümün önünde korikorodan canlanıyor. Kim bu canavarı öldüreceğim dese başlıyorum canavara acımaya.

Korikorodan masalından sıyrılarak düşünebilirsek ekonomik sorunların ancak ve ancak ekonomik yaklaşımlarla çözülebileceğini anlarız. Enflasyonu düşürmenin yolu, bu konuda üretilmiş ekonomik teorileri gözden geçirmek ve dünya uygulamalarından çıkan pratik sonuçları teoriler çerçevesinde formüle ederek ilgili ülkeye uyarlamaktan ibarettir. Önce parasal önlemlerin alınması hemen ardından mali politika önlemlerinin yaşama geçirilmesi ve eğer ihtiyaç varsa yapısal değişikliklerin hızla tamamlanması zorunludur. Herşeyden önce bunları sapmalara meydan vermeden yaşama geçirecek bir siyasal irade gereklidir. Siyasal irade eksikliği söz konusuysa o zaman korikorodan masalları devreye girer.

Milton Friedman “enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur” diyor. Genel olarak doğru bir tanılama. Bir ülkede mal az, para çoksa enflasyon olur. Enflasyonu düşürmek için ya malı çoğaltmak veya parayı azaltmak ya da ikisini birden yapmak gerekir. Kısa dönemde malı çoğaltmak pek kolay değildir. O zaman kısa dönemde öncelikle parayı azaltmaktan başka çare yoktur. Tersine mal azken parayı da çoğaltıyorsanız o zaman korikorodan öyküleri anlatmaya başlayacaksınız ve korikorodanı öldürecek bir Herkül’e ihtiyaç duyacaksınız demektir. Eğer enflasyonu bilimsel olarak çözmeye niyetliyseniz, o zaman Merkez Bankası’nın zaman zaman artırmak zorunda kaldığı faizi anlayışla karşılayacaksınız.

Eğer, insanların kafasında faiz lobisi paranoyalarına dayalı korikorodanlar yaratmaya başlarsanız bilimsel olmayan yollara sapıyorsunuz demektir. Bilim dışı düşünmeye itilmek Türk toplumunun giderek kaderi haline geliyor. Analitik düşünmeyi çocuklarına öğretemeyen, onların soru sormasını hoş karşılamayan bir toplumun enflasyonu bilimsel yöntemlerle düşürmeye çalışması da faiz yükseldiğinde kimin zarar edip kimin kâr edeceğini anlaması da kolay değildir.

21’nci yüzyıla enflasyonda dünya birincisi olarak giren Türkiye’nin aradan geçen 14 yılda hala aynı yerlerde olması, sorunu korikorodan öyküsü olmaktan çıkarıp bilimsel yaklaşımlarla çözmeye yanaşmamasından kaynaklanıyor. Sartre’ın ünlü “Düşünce özgürlüğünün olmaması özgürlük eksikliğinden değil düşünememekten kaynaklanır” sözünü şöyle değiştirebiliriz sanıyorum: “Bilimsel düşünme eksikliği, düşünme eksikliğinden değil, bilim dışı düşünmekten kaynaklanır.”
Not: Bu yazı benim ilk gazete yazımın (aynı adla 20 Ocak 1998 günlü Yeni Yüzyıl Gazetesi’nde yayınlanmıştır) yenilenmiş halidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir