Kapris

Mahfi Eğilmez – 19.10.2013

Niccolo Paganini (1782 – 1840), klasik batı müziğini derinden etkilemiş bir besteci olmanın yanı sıra gelmiş geçmiş en ünlü keman virtüözü olarak anılır. Çeşitli yapıtları arasında temel özelliğini çalış tekniğindeki değişiklik ve karmaşıklığın oluşturduğu kaprislerin (capriccio) ayrı bir yeri vardır. Keman teline yayla dokunularak çıkarılan sesler, tellerin parmakla çekilmesinden elde edilen efektler ve doğaçlamalar bu tekniğin başlıca özellikleridir. Paganini keman çalarken sıklıkla doğaçlama yapar, bazen kemanının bir telini koparıp kalan teller ile konserine devam ederek izleyicisini şaşırtır, onun şeytan ile işbirliği yaptığı söylentisinin fısıldanmasına yol açardı. Paganini’nin virtüözlüğü kadar besteleri de klasik batı müziğini derinden etkilemiş, Liszt, Schuman, Brahms ve Rachmaninov gibi ünlü bestecilerin eserlerine yansımıştır.

Kapris, “sürekli değişen ve mantıksız olan istekler” diye tanımlanıyor. Gerçekten de bazen kapris can sıkıcı, yorucu ve bıktırıcı olabilir. Ama bütün bunlara karşın kapriste bir uyarıcılık vardır. “Bu uyarıdan nasıl bir ders çıkarabilirim” diye düşünmek insana yeni bir düşünce ufku açar. Örneğin klasik batı müziği besteci ve yorumcuları, başlangıçta yadırgasalar da, Paganini’nin kaprislerindeki uyarılardan ders çıkarmış ve klasik batı müziği bu yeni teknik ve yaklaşım sayesinde yepyeni bir havaya bürünmüştür.

Yapılanları beğenmeyen insanların bunu açıklıkla söyleyip eleştirilebilmeleri gereklidir. Bu eleştiriler, tıpkı kaprisler gibi sürekli değişiklik gösterebilir ve mantıksız görünebilir. Bir toplumu ya da bir işi yönetenler bu tür eleştirilerin hepsine hoşgörüyle yaklaşmalıdır. Bu eleştirileri kapris diye bir kenara itmenin faturası sonradan çıkabilir. İki tür eleştiri vardır: (1) İçinden bir uyarı mesajı çıkarılabilecek olanlar, (2) Gereksiz eleştiriler. İlk gruba girenlerin kapris olarak kenara itilmeyip dikkatle incelenmesi gereklidir. Çünkü bu mesajlar, bazen bir kötüye gidişin henüz başlangıçtayken durdurulmasına yol açacak kadar önemli yarar sağlarlar.

Yapılan uyarıların hiçbirini dikkate almayıp gülüp geçmek de mümkün. Hatta o eleştirileri yapanları suçlamak da. Bu durumda eleştirilen kişi, ilk anda kendi durumunu rahatlatıp uyarı sahibini kenara itmeyi başarabilir. Ne var ki bu durumda aradan zaman geçip de uyarının haklılığı ortaya çıkarsa düzeltme yapmak için fırsat ve zaman kalmamış olabilir. O aşamada belki bir kez daha uyarı sahibini suçlama imkanı bulunabilir. Böyle bir çıkış ilkine göre az olmakla birlikte biraz daha zaman kazandırabilir. O kazanılan kısa zaman aralığında, asla yapılamayan ama mutlaka yapılması gereken şey, uyarı konusu olguyu yeniden gözden geçirmektir. Bu son şans olabilir.

Kaprislerden ve uyarılardan ders çıkarmak bazen yararlı sonuçlar getirir. Paganini’nin kaprislerinden klasik batı müziğinin çıkardığı ders gibi.

Not: Hazine Müsteşarlığından istifamın ardından gazeteciler sormuşlar: “Mahfi Eğilmez niçin Hazine Müsteşarlığından istifa etti” diye. Başbakan yanıtlamış: “Mahfi Eğilmez iyi bir bürokrattı, çalışkan ve bilgiliydi ama kaprisliydi.” Bu yazı bir anlamda o açıklamaya yanıt niteliğinde yazılmış, 28.03.1998 tarihinde o zaman yazı yazdığım Yeni Yüzyıl Gazetesindeki köşemde yayınlanmış olan makalenin elden geçirilmiş halidir. Bu ayın sonunda ünlü keman virtüözü David Garrett’in Paganini’yi canlandırdığı “Paganini: Şeytanın Kemancısı” adlı filmin vizyona gireceğini öğrendiğimde aklıma bu yazım geldi, arşivden çıkarıp düzeltme yaparak yeniden yayınlamaya karar verdim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir