Jeopolitik Türbülans ve Ekonominin Güvenliği

G20’nin üç süper güç tarafından lider düzeyinde temsil edilmediği bir zirve, küresel liderlik vektörünün kaydığı yeni çağın adeta sembolü niteliğinde. Çok kutupluluk giderek ‘dağınık kutupluluk’ boyutuna evrilirken, küresel koordinasyonun omurgasını oluşturan mekanizmaların etkisi zayıflıyor. Dünya, güç merkezlerinin çoğaldığı ama bu merkezler arasında ortak bir yön duygusunun ortadan kalktığı, ittifakların esnediği, risklerin yayıldığı bir döneme girmiş durumda. Böyle bir ortamda ekonomik güvenlik, devletlerin merkezindeki en stratejik dosyaya dönüşmüş durumda. Her ülke, küresel türbülansın ortasında kendi ekonomik savunma hattını, 20. Yüzyıl’ın Soğuk Savaş kurgusundan daha çetrefilli bir dozda yeniden tahkim etmek zorunda.

Bu yeni dönemin en çarpıcı göstergelerinden biri, şüphesiz küresel tedarik zincirlerindeki kırılganlık. Çin ve Japonya arasında tırmanan Tayvan gerilimi, yüksek teknolojili üretimin kalbini tehdit eden bir jeopolitik fay hattına dönüşmüş durumda. Dünyadaki ileri düzey çiplerin yaklaşık yüzde 65’inin Tayvan’da üretildiği gerçeği, tek bir kriz anında otomotivden savunma sanayisine, dijital altyapılardan enerji teknolojilerine uzanan geniş bir alanda küresel üretim çarklarının durma riskini barındırıyor. Bugün kimse, tedarik zincirinin sadece ekonomik bir dosya olmadığını; doğrudan ulusal güvenlik, hatta devlet kapasitesi meselesi olduğunu inkar edemez.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!

@ParaBorsaNet'i X'te Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN X'TE BİZİ TAKİP EDİN!