Japon Merkez Bankası ve Negatif Faiz

Mahfi Eğilmez – 30.01.2016

Geçtiğimiz hafta Japonya Merkez Bankası (BOJ) faizi eksi yüzde 0,1’e düşürdü. BOJ, bankaların kendisinde tuttuğu cari hesaplara uyguladığı faizi eksiye düşürerek bankalara “bana yatırdığın para için faiz vermem, tam tersine üste para alırım, onun için bu parayı bana yatıracağına git piyasaya kredi ver” mesajı verdi. Benzer bir uygulama bir süredir Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından da uygulanıyor. BOJ bu adımı niçin attı?

Abe, ikinci kez başbakan olarak hükümete geldiğinde Japonya yaklaşık çeyrek yüzyıldır durağan bir ekonomi durumunda bulunuyordu. Aşağıdaki grafik küresel krizin çıktığı 2008 yılından 2015 yılı sonuna kadar geçen 8 yıllık sürede Japonya’nın yıllık büyüme ve enflasyon oranlarını birlikte gösteriyor.

japonya-buyume

Grafiğin ortaya koyduğu gerçek Japonya’nın kamu kesimi borç yükünün astronomik oranlara çıkmasına yol açan bütçe açıklarını büyütmesine karşın ekonomide büyümeyi yerleştiremediğini gösteriyor. Abe’nin 2012 yılı sonunda seçimi kazanarak ikinci kez başbakanlığa gelmesine kadar Japonya gevşek maliye politikası aracılığıyla talebi artırıp, ekonomiyi canlandırarak büyümeyi sağlamaya çalıştı. Uzun yıllar bu politikanın peşinde koşan Japonya’da kamu kesimi borç yükü GSYH’nın yüzde 250’sine kadar yükseldi. Abe ikinci kez başbakan olduktan bir süre sonra bütçe açıkları ya da gevşek maliye politikasına dayalı ekonomiyi toparlama yaklaşımını terk ederek BOJ’u, ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) izlediği gevşek para politikası uygulamasına geçirdi. BOJ, son yıllarda tahvil alımı yaparak piyasaya likidite veriyor ve bu yolla piyasada canlılık yaratmayı hedefliyor. Yukarıdaki grafiğe bakılacak olursa 2014 yılında büyümede yaşanan sıçrama bu hedefe doğru yol alındığını gösteriyor. Ne var ki bu görünüme aldanarak kamu borç yükünü hafifletmek için vergileri artıran Japonya, büyüme ivmesini izleyen yılda yeniden kaybetti ve yaptığı vergi düzenlemelerini geri almak zorunda kaldı.

BOJ’un faizi negatif düzeye çekmesinin bir nedeni bu. Yani ekonomiyi canlandırmak için ucuz para uygulamasını artırarak sürdürmek. Kararın altında yatan bir başka neden daha var: Kur savaşları.

Aşağıdaki grafik 2005 yılından 2014 sonuna kadar Çin ve Japonya’nın ihracatlarını karşılaştırmalı olarak sergiliyor (kırmızı çizgi Çin, yeşil çizgi Japonya’nın ihracat tutarlarını gösteriyor. Kaynak: Dünya Bankası ve Knoema.)

japonya-ihracat

Grafikten izlenebileceği gibi Japonya ihracatını artıramıyor. Hatta Abe’nin 2012 sonunda başbakanlığa gelmesi öncesinde ihracat düşüş trendindeydi. Buna karşılık Japonya’nın elektronik eşyada önde gelen rakibi konumundaki Çin, küresel krizin yaşandığı 2008 yılı sonrasında yaşadığı bir gerileme dışında ihracatını artırıyor. Bunun temelinde yatan nedenlerden birisinin Yen’in yabancı paralara karşı değerli kalması olduğunu düşünen Abe, parasal gevşeme ile Yen’e değer kaybettirmeyi ve bu yolla ihracatı artırmayı hedefliyordu. Yine grafikten 2014 yılında Japonya ihracatının, bu değer kaybının etkisiyle, yukarı döndüğünü görebiliyoruz. Ne var ki son dönemde özellikle Çin’in Yuan’a değer kaybettirerek rekabet gücünü ve dolayısıyla ihracatını artırmasıyla işler yine karıştı. BOJ, bu kez de faizi negatif düzeye düşürerek Yen’in daha fazla değer kaybına uğramasını sağladı. Aşağıdaki grafik bu gelişmeyi gösteriyor (Kaynak: The Economist ve Bloomberg.)

japonya-faiz

Kırmızı noktalı çizgi BOJ’un faizi negatif düzeye indirdiğini açıkladığı anı işaret ediyor. O ana kadar Yuan ve Won’un üzerinde bir USD kuruna sahip olan Yen, o andan itibaren değer kaybetmeye başlıyor. Böylece Japonya, ihracat konusunda iki büyük rakibi konumundaki Çin ve Kore ile rekabette bir üstünlük sağlamış oluyor.

Japonya, bu üstünlüğünü nereye kadar koruyacak? Muhtemelen Çin’in Yuan’a ve Kore’nin de Won’a yeniden değer kaybettirecek bir formül bulmalarına kadar.

Kur savaşlarında son durum budur. Görünüşte dalgalı kur sistemi uygulanıyor ve kimse kur üzerinden ötekine zarar vermiyor. Gerçekte ise herkes bir illüzyon ile kur savaşının içine girmiş bulunuyor. Abe, kur ayarlamasını, faiz illüzyonuyla yaptı. Bakalım diğerleri nasıl yapacak?