Gini Şişeden Çıktı

Mahfi Eğilmez – 24.09.2013

TÜİK, 2012 yılına ait Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Araştırmanın sonuçlarına göre 2012 yılında Gini katsayısı 0,402 olmuş. Gini katsayısı gelir dağılımı eşitliğini ölçmeye yarayan bir katsayı. 0 ile 1 arasında değer alıyor. 1’e ne kadar yakınsa gelir dağılımı o kadar bozuk, 0’a ne kadar yakınsa gelir dağılımı o kadar eşitliğe yaklaşıyor demektir.

ABD’li iktisatçı Max O. Lorenz 1905 yılında gelir dağılımı eşitsizliğini ölçmekte kullandığı bir yöntem geliştirdi. Dikey eksende yüzde 20’lik birikimli gruplar olarak geliri, yatay eksende de yine yüzde 20’lik birikimli gruplar olarak nüfusu gösteriyordu. Bu iki eksenin kesiştiği sıfır noktasından sağa yukarı doğru 45 derecelik eğimle çizilen çizgi gelir dağılımının mutlak anlamda eşit olduğu doğruyu ifade ediyordu. Çünkü bu doğru üzerindeki her nokta eşit sayıda nüfus grubunun gelirden eşit miktar pay aldığı noktaydı. Bu çizgiden aşağıya doğru uzaklaşıldıkça gelir dağılımı bozuluyor demekti. Gerçek hayatta görülen ve 45 derecelik doğrunun altında yer alan eğriye Lorenz Eğrisi adı veriliyor.

İtalyan istatistikçi Corrado Gini, Lorenz tarafından geliştirilen bu sistemi 1912 yılında yazdığı bir makalede bir katsayıyla ifade ederek gelir dağılımı ölçümünü yeni bir kalıba oturttu. Katsayı, mutlak eşitlik çizgisini ifade eden 45 derecelik doğrunun altındaki alan ile gerçek hayatta ortaya çıkan aşağıya doğru sarkmış eğrinin üzerindeki alan arasındaki orantıya dayanıyordu. 0 ile 1 arasında değer alan bu orantıya Gini katsayısı adı veriliyor. Herkesin aynı gelire sahip olduğu bir toplumun Gini katsayısı 0 iken tüm gelirin bir kişide toplandığı toplumun Gini katsayısı 1’dir. Buna göre Gini katsayısı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliği azalırken bire yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliği artar.

Aşağıdaki şekilde dikey eksende birikimli gelir yüzdeleri, yatay eksende de birikimli nüfus yüzdesi yer alıyor. 45 derecelik mutlak eşitlik çizgisinin altındaki çizgi bize Türkiye’nin 2011 ve 2012 yıllarındaki Lorenz eğrilerini gösteriyor (kaynak: TÜİK.)

birikimli-fert-yuzdesi

Türkiye’de gelir dağılımı araştırmaları çok gürültü kopardığı için düzensiz biçimde yapılıyordu. Örneğin 1994 yılından 2002 yılına kadar gelir dağılımı araştırması yapılmadı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2002 yılından itibaren bu araştırmaların sonuçlarını yıllık olarak yaparak yayınlamaya başladı.

0,40 oranındaki Gini katsayısı gelir dağılımının bozuk olduğunu gösteriyor. Dünyada gelir dağılımı en iyi olan ülkeler İskandinav ülkeleri ve eski doğu bloku ülkeleri. Bunlarda Gini katsayısı 0,25 ile ,0,35 arasında bulunuyor. Buna karşılık gelir dağılımının en bozuk olduğu ülkeler Namibya ve Güney Afrika. Bunlarda da Gini katsayısı 0,60’ın üzerinde bulunuyor.

Türkiye’de gelir dağılımının 2006’dan bu yana geçirdiği değişim şöyle:

Yıllar
Gini katsayısı
2002
0,44
2003
0,42
2004
0,40
2005
0,38
2006
0,43
2007
0,41
2008
0,405
2009
0,415
2010
0,402
2011
0,404
2012
0,402

 

2002’den itibaren gelir dağılımının düzeliyor olmasının gerçek nedeni 2001 yılında yaşanan ağır krizdir. Krizler, üst gelir gruplarında daha fazla gelir kayıplarına yol açtığı için gelir dağılımını düzeltici etki yaparlar. Sonradan Gini katsayısı yeniden eski düzeyine gelmiş olması bu tezimizi doğruluyor.
Bu araştırmanın başka sonuçları da var. Örneğin buna göre nüfusun yüzde 16’dan fazlasının yoksulluk sınırının altında olduğu ortaya çıkmış bulunuyor. Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranı %59 dolayında hesaplanıyor. Nüfusun % 86’sı “evden uzakta bir haftalık tatili”, %62’si “beklenmedik harcamalarını” ve % 79’u “yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını” ekonomik nedenlerle karşılayamadığı görülüyor.
Gelir dağılımındaki bu görünüm bize Türkiye’de tasarrufların niçin düşük olduğunu ve bankalarda belirli miktarın üzerindeki mevduatın niçin çok az sayıda kişiye ait olduğunu açık bir biçimde gösteriyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir