Garanti Bankası 2018 / 9 Aylık Bilanço Analizi / GCM Menkul – (26.10.2018)

Garanti Bankası 2018 / 3. Çeyrek Bilanço Analizi

Garanti’nin karı enflasyona bağlı tahvil getirisi ile tahminleri aştı…

Aktif kalitesi olumlu bir görünüm sergileyen Garanti Bankası’nın sermaye yeterlilik rasyosu BDDK’nın geçici önlemlerinin de etkisiyle yüzde 16,9 ile Türk bankacılık sektöründe referans alınan sınır olan yüzde 12’nin üzerinde kalmaya devam ediyor. Banka güçlü sermaye yapısı ile de sektör içerisinde ön plana çıkıyor. Net faiz gelirlerindeki beklenti üzeri performans da hisse açısından olumludur. Takipteki krediler oranı arttı; 2018 yılı 3. çeyreğinde kur etkisi ile beraber yüzde 4,2’ye yükseldi. Grup 2 kredilerinin rasyolarının yüksek olması ise Banka’nın ihtiyatlılık prensibiyle niteliksel ve niceliksel değerlendirme kriterlerinde yaklaşım farkından sınıflandırmasından ileri gelmektedir.

Ortalama öz kaynak karlılığı ve ortalama aktif karlılığı yılsonuna göre yükselen Banka, karını %20 artırarak 2018 yılı ilk 9 ayında 5 milyar 630 milyon TL olarak açıklamıştır. Çeyreklik bazda ise kar 1 milyar 672 milyon TL olarak açıklanmış ve hem piyasa beklentisi olan 1 milyar 605 milyon TL’nin, hem de bizim beklentimiz olan 1 milyar 580 milyon TL’nin üzerinde gerçekleşmiştir. Garanti Bankası’nın marj performansını TÜFEX getirilerinin olumlu katkısının da etkisiyle olumlu görüyoruz. Banka’nın bu çeyrek ayırdığı 700 milyon TL’lik karşılık ise karın daha yüksek olmasını engellemiştir. Bankanın karlılığında ve aktif kalitesindeki sürdürülebilirlik ile güçlü sermaye yapısı uzun vadeli beklentilerimizin olumlu olmasını sağlamaktadır.

Merkez Bankası’nın Nisan ayının sonundan itibaren repo faizinde yapmış olduğu artırımlar bankaların kar marjları üzerinde sonraki çeyreklerde baskılayıcı bir etkiye sahip olacaktır. Özellikle zorlayıcı ekonomik koşullar nedeniyle kredi faizlerindeki artış çerçevesinde, bankaların kredi büyümeleri yavaşlayabilir. Garanti Bankası’nın menkul kıymet portföyündeki TÜFE’ye endeksli tahvillerin diğer bankalara göre, görece daha fazla olması sebebiyle enflasyon ve faiz artışının yarattığı olumsuzluğu, menkul kıymet getirisi ile daha iyi kompanse edebileceğini düşünüyoruz.