Faiz Bir Problem midir?

Dün Merkez Bankası faiz kararını açıkladı. Piyasalardaki beklenti faizlerin sabit tutulacağı veya 100 baz puan arttırılabileceği yönünde idi. Son günlerde yaşanan döviz kurlarındaki artıştan sonra Merkez Bankasının nasıl bir karar vereceği de merak konusuydu.

Merkez Bankası başkanı Naci Ağbal’ın hemen her açıklamasında fiyat istikrarı ve güçlü ekonomi adına tüm para politikası araçlarını hiç tereddüt etmeden kullanabileceğinin mesajını vermişti. Dün de beklentilerin üstünde bir faiz artışıyla 200 baz puan faiz arttırımına gidildi. Peki şimdi ne olacak?

Öncelikle biraz geriye gidelim ve 2002 yılından bugüne kadar yaşanan faiz oranlarına bir bakalım.

Tarih  Borç Alma Faizi(%) Borç Verme Faizi(%)
20.02.2002 57 62
25.04.2003 41 48
5.02.2004 24 29
2.01.2006 13,5 16,5
14.09.2007 17,25 22,25
18.01.2008 15,5 19,5
16.01.2009 13 15,5
17.09.2010 6,25 8,75
5.08.2011 5 9
22.02.2012 5 11,5
23.01.2013 4,75 8,75
29.01.2014 8 12
25.02.2015 7,25 10,75
25.03.2016 7,25 10,5
25.01.2017 7,25 9,25
1.06.2018 15 16,5
21.09.2018 22,5 25,5
26.07.2019 18,25 21,25
17.01.2020 9,75 12,75

Geçen haftaki yazımda şunu açıkça ifade etmiştim ki Türkiye ekonomisinin asıl problemi faiz değildir. Faiz aracı doğru kullanılırsa piyasalara istikrar, güven ve yatırımcı kazandırırken doğru kullanılmadığında yatırımcı ve girişimcilere yük katar. Son birkaç günde yaşanan kur artışının önüne geçmek ve daha da ilerlemesini engellemek adına her zaman olduğu gibi yine faiz argümanı kullanıldı. Önceki faiz artışlarından sonra olduğu gibi dün döviz kurlarında 30-40 kuruşluk bir gerileme yaşandı. Önceki artışlardan biraz zaman sonra ne oldu diye bakarsanız ekonomiye kalanın faiz yükünden başka bir şey olmadığını görürsünüz.

Peki ne yapılmalıdır? Ekonomiye, özellikle de şu zor günlerde (pandemi vs), yabancı yatırımcı çekecek, yerli ve yabancı girişimcilere gelecek adına güven ortamı oluşturacak reformlar hayata geçirilmelidir.  Herkesin dilinde bir “reform”dur gidiyor diyebilirsiniz. Nedir bu reformlar?

Reform demek, Atatürk’ün yaptıkları demektir. Karanlıktan aydınlığa çıkaracak yenilikler demektir. Her alanda ihtiyaç olunan bu reformlara ekonomide çok ihtiyaç vardır. Atatürk’ün kurduğu Türkiye, geleceği ipotek altına alınmış bir Türkiye idi. Dış borçlar ülke gelirlerinin daha gelmeden başka ülkelere gitmesine neden oluyordu. Bugün olduğumuz nokta kesinlikle “vahim” değildir, ancak gelecekte geçmişteki o “vahim” günlere dönmemek, geleceğe güvenle bakabilmek, en iyi ekonomiler arasına girebilmek adına atılmalıdır bu adımlar.

Sözün özü, “faiz hamlesi” ülke ekonomisine yine biraz süre kazandırdı, bu sürede yaptıklarımız ve yapmadıklarımız ekonominin yüküne yük mü katacak yoksa yükünden mi alacak birlikte göreceğiz.

İsmail CEBECİ
Bağımsız Denetçi Yardımcısı
E-mail: cbcisml@gmail.com