Etrafımızda Öfkeli Bir İnsan Topluluğu Var İken

Türkiye ekonomisi nereye gidiyor rakamlar ne söylüyor ile uğraşıp duruyoruz.

Sanayi üretimi endeksi Temmuz ayına göre iyileşme kaydederken 2016 sonunda yüzde 3,2 olarak tahmin edilen büyümede (GSYIH) artışında daha iyi bir gerçekleşme mümkün olur mu? Sonbahar aylarında mevsimsellik etkisi ile yukarı giden enflasyon bu kez daha ılımlı bir yükseliş mi gösterecek? Doğalgaz fiyatlarında yüzde 10’luk indirim olumlu ancak petrol fiyatları yükseliyor bir de kur baskısı var.

Rusya ile ilişkiler normalleşiyor yaş sebze meyve ihracatına başlıyoruz. Yaklaşık 500 milyon dolar ihracat kapasitemiz olan Rusya üreticinin yüzünü güldürdü. Ancak, yaz aylarının geride kalması ile yukarı giden yaş sebze meyve fiyatlarına Rusya ihracat etkisi eklenince yine tüketicinin cebi yanacak. Gıdanın yanına okul, ulaşım, ısınma gibi temel ihtiyaç grubuna giren masrafları ekleyince hane halkının tasarrufa hali kalacak mı?

Kredilerin vadesi uzatılarak kredi kartı taksit sayısı artırılarak iç talep canlı tutulmaya çalışılıyor. Öte yanda bankalar kredilerin geri dönmeme riskine karşı kredi vermekte ne kadar istekli bilemiyoruz. Bu tarafta dostlar alışverişte görsün dercesine bir yaklaşım seziyoruz. Sektör açısından Moody’s not indirimi ile artan yurt dışı borçlanma maliyetlerinin negatif olduğunu hatırlatalım. Küresel tahvil piyasasında yükselen faiz oranları da cabası.

Bunların hepsini bir kenara bırakarak yaşadığımız topluma baktığımızda gördüklerimiz ise kısa yoldan durumu özetliyor. Türkiye nüfusunun nerede ise beşte birini barındıran İstanbul’da sabahtan eve girişinize kadar insanları takip edin. İnsanların tahammül derecesi düşük, toplu taşıma araçlarında kimse birbirine yol vermek istemiyor, en ufak bir aksilikte kavga edecek yer arayan öfkeli bir insan topluluğunun içindeyiz. Endişeli, öfkeli ve kısaca mutsuz bir toplum isek bunun en büyük sebeplerinden biri geçim derdi olmalı.  Kısaca çok detaylı bir analize ve uzağa gitmeye gerek yok etrafınıza bir bakın yeterli ekonomi alarm veriyor. Ne zaman ki arzu ettiğimiz gülen yüzler etrafımızı çevreler biz de doğru yoldayız diyebiliriz.

Arzu Toktay