Ekonomide yumuşak iniş hayalleri

Mehmet Şimşek Bilal Oğlan’a anlatır gibi şemalarla anlatıyor dev fonlara:

“Şimşek, tablo için “Dilerseniz fotoğrafını çekin” diyerek “Seneye geldiğimizde yüzde 20’nin altında; yüksek yüzde 10’larda bir enflasyon, yüzde 2’nin altında bir cari açık, yüzde 3’ün altında bir bütçe açığı göreceksiniz” ifadelerini kullandı.

Olabilir mi? Eğer küresel koşullar mucizevi şekilde lehimize dönmezse, HAYIR. Şimşek en fazla üçün birini alabilir.

Biraz ekonomi bilgisi ukalalığı yapayım: Şimşek “yumuşak iniş” peşinde. Efendim, yumuşak iniş aşırı ısınmış bir ekonomiyi büyüme ve istihdama fazla zarar vermeden yüksek enflasyon ve (Türkiye örneğinde) finanse edilmesi güç bir dış açıktan arındırmak anlamına gelir.

Fed gibi nerdeyse yüzyıldır bu işi yapan merkez bankaları bile ekonomiyi yumuşak inişe geçirmekte nadiren başarılı olurlar. Sebepleri muhteliftir, ama büyük çoğunlukla yumuşak iniş deneyimi ya resesyon ya da yükse oranda işsizlikle biter. Yumuşak inişin bu denli zorlu olması hiç bir merkez bankasının ekonomik aktörlerin davranışları veya global koşullardaki ani değişime zamanında tepki verecek araçlara sahip olmamasından kaynaklanır. Bir başka deyişle, ekonomiye fren ya da gaz vermek kolaydır da, ince ayar yapmak deveye hendek atlatmaktan zordur.

Örneğin, 1970’ler OPEC’in kurulması ve Arap ülkelerinin Batı’ya petrol boykotu uygulaması akabinde tarihi bir arz şoku yaşanır. Yani, ekonomi daralırken fiyatlar hızla yükselmiştir. Fed, yükselen fiyatlara tepki olarak faizleri artırsa, durgunluk resesyona dönecek, daralmaya tepki olarak indirse, ekonomi aşırı ısınacak. Sonunda 1980’de atanan yeni Fed başkanı ekonomiyi kanırta kanırta durgunluğa sokarak enflasyonu denize döker.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!