Ekonomide İllüzyon

Mahfi Eğilmez – 25.12.2016

İllüzyon ve Ekonomideki Yeri

İllüzyon ya da yanılsama, gerçek bir nesnenin duyular üzerindeki izlenimlerinin yanlış değerlendirilmesidir. Algılama sırasında oluşan yanılsamalar bazen kendiliğinden ortaya çıkar. Örneğin yolun kenarında atılmış olan bir poşetin, uzaktan bir hayvana benzetilmesi, ya da çölde güneşin kumdaki yansımalarının su birikintisi gibi algılanması kendiliğinden oluşan yanılsamalardır. Bazen de birisinin yarattığı illüzyonlar algılamamızı etkileyebilir. Bu gibi yanılsama yaratıcı oyunları yapanlara illüzyonist deniyor. Televizyon kanallarında illüzyonistlerin oyunları sıkça yayınlanır. İç tarafı siyah kadifeyle kaplı bir kutunun içinde kaybedilen eşya tipik bir illüzyon gösterisidir. Kutunun içinde aynı renkteki bölmeyi renkten dolayı kimse fark etmez.

Ekonomi biliminde illüzyon sözcüğü ilk kez İtalyan iktisatçı Amilcare Puviani tarafından 1897 tarihli Teoria della illusione nelle entrate publiche” ve 1903 tarihli “Teoria della illusione finenziaria” adlı kitaplarda mali illüzyon biçiminde kullanılmıştır. Mali illüzyon deyimini Puviani’nin kullandığı biçimiyle İngilizceye aktaran ve inceleyen kişi James M. Buchanan’dır (1986 Nobel Ekonomi ödülü sahibi.) Buchanan, Economics: Between Predictive Science and Moral Philosophy ve Public Finance in Democratic Process adlı kitaplarında mali illüzyona oldukça fazla yer ayırmıştır.

Ekonomide İllüzyon Çeşitleri

Ben, illüzyon kavramının ekonomide Puviani ve Buchanan’ın kullandıklarından daha yaygın bir yeri olduğunu düşünüyorum.

Vergi illüzyonu (mali illüzyon): Eğer kamu gelirleri ve özellikle vergilerin miktarı halk tarafından tam olarak bilinmezse, halk, kamu kesiminin olduğundan düşük maliyetle çalıştığını düşünür ve kamu harcamalarının artırılmasına itiraz etmez. O nedenle de hükümetler topladıkları vergiyi daha düşük göstermek için bir bölümünü gizlemeye yönelebilirler. Yukarıda değindiğimiz gibi vergi illüzyonu ya da mali illüzyon kavramı Amilcare Puviani tarafından geliştirilmiştir.

Para illüzyonu: Paranın üzerinde yazılı değeri ile (nominal değer) gerçek değeri arasındaki fark parasal illüzyondur. İnsanlar, parayı, gerçek değeriyle değil üzerinde taşıdığı değerle düşünürler. 100 TL’lik bir kâğıt para 100 TL değerinde mal satın aldığı için biz o kağıdın değerini 100 TL olarak algılarız. Oysa o kâğıdın gerçek değeri, kâğıt, mürekkep ve ona yansıyan sanat çalışmasından ibarettir. Ki bu, paranın nominal değerinin yüzde biri dolayında bir değerden ibarettir. Para illüzyonu deyimi ilk kez Irwing Fisher (The Money Illusion, 1928) tarafından kullanılmış olmakla birlikte John Maynard Keynes tarafından popülarize edilmiştir.

Harcama illüzyonu: Hükümetler, daha çok harcama yapabilmek için yaptıkları harcamaları halktan gizleme yoluna başvururlar. Kamu harcamalarının gizlenmesi tek bütçe ve tek hazine sisteminin dışına çıkılması yoluyla yapılır. Bütçe dışı fonlar bu tür bir uygulamanın tipik yöntemidir. Tek bir bütçede toplanacak gelir ve giderleri farklı fonlara dağıtmak suretiyle gözlerden uzak tutmak ve bu yolla harcamaları kamuoyu denetiminden çıkarmak bu tür bir yaklaşımın yansımasıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nda çoklu hazine sistemi ve Türkiye’de 1980’lerde bütçe dışı fon uygulaması bu yaklaşıma dayalı uygulamalara örnek olarak verilebilir.

Harcama illüzyonuna bir başka örnek yap işlet devret modeliyle yapılan harcamalardır. Bu modelde devlet, kendi yapması gereken yatırımları bir veya birkaç şirkete yaptırmakta, onların bu iş için kullanacakları kredilere garanti vermekte ve ayrıca yatıkları yatırımın belirli bir sayıda kullanımını taahhüt etmektedirler. Bu şirketler herhangi bir nedenle aldıkları krediyi ödeyemedikleri takdirde devlet onların adına ödemektedir. Kullanım taahhüdü de bir satın alma garantisi şeklinde çalışmaktadır. Diyelim ki bu yatırım bir köprü ise devlet mesela 10 yıl süreyle bu köprüden her yıl 100 bin araç geçmesini garanti etmektedir. Geçen araç sayısı daha düşük olursa farkı şirkete devlet ödemektedir. Bu yolla devlet harcama yapmamış görünmekte, insanlar bu yatırımların bedelsiz yapıldığını düşünmektedirler.

Enflasyon illüzyonu: Enflasyon sepetinde yer alan maddelerin oluşturduğu harcama gruplarının ağırlıklarının değiştirilmesi, yüksek fiyatlı bazı mal veya hizmetlerin enflasyon sepetinden çıkarılması gibi yollarla enflasyonun olduğundan daha düşük gösterilmesine enflasyon illüzyonu denir.

Hesap illüzyonu: Hükümetler, gerek ulusal gerekse de uluslararası karşılaştırmalarda ülke ekonomisinin durumunu iyi göstermek için verileri değiştirme yoluna başvururlar. Mesela GSYH’yı olduğundan yüksek göstermek birçok oranın olduğundan iyi görünmesine yol açar. Diyelim ki Kamu Kesimi Borç Stokunun GSYH’ya oranının düşük görülmesi isteniyorsa o zaman bunu yapmanın iki yolu vardır: Ya kamu kesimi borç stoku düşük gösterilecek ya da GSYH olduğundan yüksek gösterilecektir. Böyle bir görünümün ne yararı olabilir? Böyle bir görünüm örneğin ülkeye dış borç verenleri ve Kredi derecelendirme kuruluşlarını olumlu etkiler. Küresel kriz sırasında Yunanistan bu yola başvurmuştur.

Not: Harcama illüzyonu, enflasyon illüzyonu ve hesap illüzyonu deyimleri ilk kez burada, bu çerçevede tarafımdan kullanılmış bulunmaktadır.