BRICS Bank

Mahfi Eğilmez – 23.07.2014

BRICS ülkeleri

BRICS kısaltması yükselen piyasa ekonomileri içinde önde gelen beş ekonominin (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) adlarının ilk harflerinden türetilmiş bir kısaltma. 2010 yılına kadar ilk dört ekonomi BRIC adı altında gruplanıyordu, sonradan bunlara Güney Afrika da katılınca grubun adı BRICS oldu[1]. Bu beş ülkenin ortak özellikleri olarak şunları sayabiliriz: Bu ekonomilerin hepsi; (1) Yükselen piyasa ekonomileri arasında yer alan sanayileşme yolunda ilerlemiş, hızlı büyüyen ekonomiler. (2) Bölgesel ve küresel ilişkiler üzerinde önemli oranda etkililer. (3) Hepsi de G 20 üyesi.

2013 Verileri[2] Brezilya Rusya Hindistan Çin G.Afrika
GSYH (Milyar USD) 2.243 2.118 1.871 9.181 351
Nüfus (Milyon kişi) 200 143 1243 1.361 53
Kişi Başına Gelir (USD) 11.310 14.818 1.505 6.747 6.621
İşsizlik (%) 5,4 5,5 4 25
Yılsonu Enflasyonu (%) 5,9 6,5 8,1 2,5 5,4
Brüt Kamu Borcu /GSYH (%) 66 13 67 22 45
Cari Denge /GSYH (%) -3,6 1,6 -1,6 2,1 -5,8

 

Bu beş ülke dünya nüfusunun yüzde 40’dan fazlasını ve küresel ekonominin kabaca yüzde 20’sini temsil ediyor.

BRICS Bank

15 Temmuz 2014’de Brezilya’nın Fortaleza kentinde toplanan 6’ncı BRICS zirvesinde bu ülkeler BRICS kalkınma bankasının kuruluş antlaşmasını imzaladılar. Bankanın adı Yeni Kalkınma Bankası olarak açıklandı (kısaltma olarak BRICS Bank kullanılıyor.) Merkezi Şanghay’da olacak. Banka’nın başkanlığı BRICS ülkeleri arasında dönüşümlü olarak el değiştirecek, ilk başkan Hindistan’dan olacak.

Banka’nın asıl amacı altyapı projelerini finanse etmek olarak belirlendi. Bu projelere yıllık olarak 34 milyar doları aşmamak üzere kredi verilecek. Başlangıç sermayesi 100 milyar dolar olarak belirlenmiş bulunuyor. Başlangıçta her bir üye ülkenin koyacağı 10’ar milyar dolardan oluşacak 50 milyar dolar sermaye ile başlanacak ve zaman içinde bu miktar 100 milyar dolara tamamlanacak. Herhangi bir üye ülkenin sermayesini artırmak istemesi halinde öteki 4 ülkenin onayı gerekecek. Banka’nın bir de İhtiyati Rezerv Düzenlemesi (Contingent Reserve Arrangement – CRA) adı altında oluşturacağı bir fonu olacak. CRA, üye ülkelerin paralarının küresel sistemdeki dalgalanmalardan olumsuz yönde etkilenmeleri halinde o ülkelere destek sağlamak amacıyla kullanılacak. Bu fon, her üye ülkenin 2 milyar dolar koymasıyla oluşacak 10 milyar dolar tutarında bir başlangıç sermayesiyle yola çıkacak ve 7 yıl içinde 40 milyar dolar daha eklenmesiyle toplamda 50 milyar dolarlık bir sermayeye ulaşacak. Bu şekilde bu fon için konulanlar da dahil olmak üzere sermaye toplamı 100 milyar dolara çıkacak. Buna ek olarak zaman içinde Çin 41, Brezilya, Rusya, Hindistan 18’er, Güney Afrika 5 milyar dolar daha sermaye katkısı yapmayı taahhüt ediyor. Bunlar da gerçekleşirse toplam sermaye (fon için ödenecekler dahil) toplamda 200 milyar dolara ulaşacak.

Banka içinde Fon

Bu açıklamalardan görülebileceği gibi BRICS Bank ilginç bir yapıya sahip olacak. Normal olarak kalkınma bankaları, uzun vadeli ve (sermayesi büyük olduğu ve yüksek kredi derecesinin getirdiği avantajla ucuza borçlanabildikleri için) piyasaya göre düşük faizli proje kredisi veren bankalar oluyorlar. BRICS Bank hem bu işlevi hem de IMF’nin ödemeler dengesi amaçlı destek verme işlevini üstlenecek. Yani bir anlamda hem IMF hem de Dünya Bankası işlevini bir arada yürütecek. Altyapı projelerinin finansmanı Dünya Bankası’nın kalkınmayı destekleme işlevlerine, üye ülke paralarında küresel dalgalanmalar dolayısıyla ortaya çıkacak sıkıntıların giderilmesi ise IMF’nin ödemeler dengesi desteği amaçlı işlevlerine fazlasıyla benziyor. Ülke paralarına destek olmak üzere kurulan İhtiyati Rezerv Düzenlemesi’ne bakınca adeta Banka içine yerleştirilmiş IMF gibi bir yapı ortaya çıkıyor. Fonun adı bile IMF jargonuyla aynı paralelde. Kurucu ülke sayısının 5 ile sınırlanmış olması da yine IMF ve Dünya Bankası’ndaki 5 atanmış üye ya da bu kuruluşların bağlı olduğu Birleşmiş Milletlerdeki veto hakkı bulunan 5 büyük üye çağrışımı yaptırıyor.

BRICS Bank’ın avantajları ve dezavantajları

BRICS Bank’ın en önemli dezavantajı, bürokrasinin çok yaygın ve etkin olduğu ülkelerin kurucu olmasında yatıyor. Ayrıca kurucular arasında Asya kıtasından 3, Amerika kıtasından 1 ve Afrika kıtasından bir ülke olmasına karşılık Avrupa kıtasından bir temsilci olmaması da önemli bir dezavantaj. En önemli avantajı ise gelişmekte olan ekonomilerin sesi haline gelebilme potansiyeli taşımasında yatıyor. Bu potansiyel bir zamanlar üçüncü dünya girişimlerinde sonuca ulaşamadı. Bu kez ulaşma umudu daha güçlü. BRICS Bank’ın kuruluşu büyük olasılıkla IMF kota artırımlarında ayak sürüyen ABD açısından itici güç olacak. Son 15 yılda IMF’ye soğuk davranan ABD, bu girişim karşısında IMF’ye karşı daha sıcak bir yaklaşım içine girebilir. Bu girişimin bir başka yararı da IMF ve Dünya Bankası’nın kendisine çeki düzen vermesi yolunda bir etki yaratmasıyla ortaya çıkabilir.

BRICS Bank haberi, Türkiye’nin de aralarında olduğu birçok yükselen piyasa ekonomisinde heyecan yarattı. Önümüzdeki dönemde Banka’nın üye sayısında hızlı bir artış olacağını beklemek yanlış olmaz. BRICS Bank oluşumu, Sovyet sisteminin yıkılmasıyla tek kutuplu hale gelen dünyada yine çok kutuplu yapıya dönüşü tetikleyecek gibi görünüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir