Borsa Şirket Haberleri / Ziraat Yatırım – (26.05.2023)

SABAH STRATEJİSİ

Dün ABD’de borç tavanın yükseltilmesiyle ilgili görüşmelerde ilerleme kaydedilmesi ile çip üreticisi Nvidia’nın beklentilerden daha iyi finansallar açıklamasının desteği borsalar üzerinde etkili oldu. S&P 500 ve Nasdaq endekslerindeki yükselişler sırasıyla %0,9 ve %1,7 olarak hesaplanırken Dow Jones %0,11 düşüş kaydetti. Makro tarafta ise ABD’de ilk çeyrek revize büyüme verisi %1,3 (beklenti %1,1) olarak açıklandı. Haftalık işsizlik maaşı başvuruları ise 229bin oldu. (Beklenti 245bin). Bu ortamda, Dolar Endeksi (DXY) yükselişini sürdürdü ve 104,3 ile yaklaşık son 2 ayın en yüksek seviyesine tırmandı. Amerikan tahvil faizlerinde de yukarı yönlü hareket devam etti. 2 yıllık faizde %4,55 görülürken, 10 yıllık %3,83’e kadar yükseldi. Avrupa’da piyasalar genel olarak negatifti. Almanya’nın üst üste 2. kez çeyreklik bazda daralma kaydetmesi resesyona işaret etti. Yurtiçi tarafa bakıldığında, Borsa İstanbul’da düşük hacimli görüntü devam etti. Dün gün içerisinde haftanın en düşük seviyesi olan 4.404’e kadar düşüş kaydedildi. Endekste kapanış 4.428’den gerçekleşti ve günlük bazda önemli bir değişim gözlenmedi. 54 hissenin artıda kapattığı BİST-100’de, XBANK %3’e yakın yükselişle endeksi desteklerken, XUSIN %0,6 oranında gerilemeyle günü tamamladı. Bugüne bakıldığında Amerikan vadelileri ekside, Avrupa vadelileri ise yatay. Asya’da tarafında piyasalar genel olarak alıcılı. Japonya hariç MSCI Asya Pasifik endeksi yaklaşık %0,6 artıda. Bu sabah BİST-100’ün güne yatay bir açılış yapmasını bekliyoruz. Makro takvimde bugün ABD’de kişisel gelirler/harcamalar, dayanıklı mal siparişleri ile Michigan tüketici güven endeksi açıklanacak.

MAKROEKONOMİ

ABD tarafında, bu yılın ilk çeyreğine ilişkin yıllıklandırılmış çeyreklik bazda GSYH büyüme revize verisi takip edildi. ABD’de geçen yılın birinci çeyreğinde yıllıklandırılmış çeyreklik bazda GSYH, %1,6 oranında daralmasının ardından ikinci çeyrekte %0,6 oranında daha ılımlı oranda daralma kaydetmişti. Üçüncü çeyrekte ise ülke ekonomisinin yıllıklandırılmış çeyreklik bazda büyümesi güçlü özel tüketim harcamalarının etkisiyle %3,2 seviyesinde gerçekleşmişti. Geçen yılın son çeyreğinde ise, yüksek seyreden enflasyon ve Fed’in faiz artışlarıyla sıkılaşan finansal koşulların etkisiyle yıllıklandırılmış çeyreklik bazda büyüme hızı tüketici harcamalarındaki ve net ihracattaki yavaşlamayla %2,6 seviyesine yavaşlamıştı. ABD ekonomisi 2022 yılı genelinde ise %2,1 oranında büyüme kaydetmişti. Bu yılın ilk çeyreğinde ise ülke ekonomisinin yıllıklandırılmış çeyreklik bazda büyüme hızı %1,1 seviyesinden %1,3 seviyesine yukarı yönlü revize edildi, beklentiler ise %1,1 seviyesindeydi. Detaylara bakıldığında, yılın ilk çeyreğine ilişkin büyümede yukarı yönlü revizede, tüketim harcamaları, özel stok yatırımı, federal ve yerel yönetim harcamaları, konut dışı sabit yatırımlar ve net ihracattaki yukarı yönlü revizyonlar belirleyici olurken, konut sabit yatırımlarında ise aşağı yönlü revizyon gözlendi.

Ayrıca Fed’in önemli bir enflasyon göstergesi olarak takip ettiği yıllıklandırılmış çeyreklik bazda kişisel tüketim harcamaları (PCE) fiyat endekslerinin (çekirdek dahil) bu yılın ilk çeyreğine ilişkin revize verileri açıklandı. Buna göre, yıllıklandırılmış çeyreklik bazda PCE fiyat endeksi, bu yılın ilk çeyreğinde beklentilerle uyumlu olarak %4,2 seviyesinde korunurken, çekirdek PCE fiyat endeksi ise %4,9’dan %5 seviyesine yukarı yönlü revize edildi, beklentiler ise %4,9 seviyesinde kalması yönündeydi.

Diğer yandan, ABD’de istihdam piyasası verilerinden, 20 Mayıs haftasına ilişkin haftalık yeni işsizlik maaşı başvuruları, 225 bin kişi seviyesinden 229 bin kişi seviyesine hafif yükselişle iş gücü piyasasında sıkı görünüme işaret etmekle birlikte düşük seviyelerdeki seyrini sürdürdü.

Ayrıca Almanya’da bu yılın ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyümesi nihai verileri açıklandı. Buna göre, geçen yılın son çeyreğinde yüksek seyreden enflasyon, devam eden enerji krizi ve ECB’nin faiz artırımlarıyla birlikte sıkılaşan finansal koşulların etkisiyle çeyreklik bazda Almanya ekonomisi %0,5 oranında daralmanın ardından bu yılın ilk çeyreğinde enerji krizine yönelik endişelerin azalmasına karşın sıkılaşan finansal koşulların tüketici harcamalarını baskılamasıyla ve kamu harcamalarındaki düşüşle %0,3 oranında daralma kaydetti (öncü veri ise %0 oranında büyüme idi) ve böylece iki çeyrek üst üste daralmayla resesyona girmiş oldu. Almanya ekonomisi yıllık bazda ise geçen yılın son çeyreğinde %0,8 oranında büyümenin ardından bu yılın ilk çeyreğinde %0,5 oranında daralma sergiledi.

Bunun yanında, Almanya’da haziran ayına ilişkin GfK tüketici güveni verisi, -25,8’den -24,2 seviyesine yükselerek art arda sekizinci ayda yükselişle toparlanmayı sürdürdü ve böylece Nisan 2022’den bu yana en yüksek seviyelerde seyretti. Detaylara bakıldığında, ülkede beklenen ücret artışlarının, enflasyon nedeniyle satın alma gücünün düşmesine ilişkin endişeleri hafifletmesinin ve tasarruf eğilimindeki düşüşün, tüketici güvenindeki iyileşmeyi desteklediği gözlendi. Tüketicilerin gelir beklentilerinin de ücret artış beklentisine bağlı olarak yükseldiği görüldü. Bununla birlikte tüketici güveninin, ECB’nin faiz artışlarına devam etmesinin etkisiyle kısmi toparlanmakla birlikte negatif bölgedeki zayıf seyrini sürdürmesi bekleniyor.

ECB Yönetim Konseyi Üyesi Nagel, Banka’nın yüksek enflasyonun üstesinden gelmek için parasal sıkılaşma yolunda devam edeceğini ve borçlanma maliyetlerini artırmayı henüz bitirmediğini belirtti. Ayrıca Nagel, net tahvil alımlarını durdurduklarını ve muhtemelen temmuzdan itibaren Varlık Satın Alma Programı (APP) aracılığıyla yeniden yatırım yapmayı durduracaklarını söyledi.

Yurt içinde ise, TCMB’nin PPK toplantısı izlendi. TCMB politika faizini %8,50 seviyesinde sabit tuttu. Anketlerin de politika faizi medyan tahmininin %8,50 ile sabit tutulması yönünde olduğu görülmekteydi.

  • Küresel ekonomiye ilişkin olarak önceki metindeki değerlendirmelerin korunduğu gözlenmekte. Bu kapsamda, yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine karşın, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişelerinin sürmekte olduğu ve birbirini takip eden banka iflaslarının tetiklediği finansal istikrarı tehdit eden koşulların oluştuğunun gözlendiği yinelenmiş. Bu kapsamda, ABD’de mart ayında birkaç orta ölçekli bankanın iflasının ve İsviçre’deki banka kurtarma operasyonunun ardından finans sektöründeki dalgalanmalara ve ortaya çıkan risklere atıf yapılmaya devam edilmekte.
  • Ayrıca gelişmiş ülkelerde takas anlaşmaları ve yeni likidite imkânları ile finansal istikrarı öncelikleyen eşgüdümlü adımların atılmakta olduğuna yönelik ifade korunarak, küresel çapta bankacılık sektöründe ortaya çıkan risklerin olumsuz etkilerine karşın hükümetler ve merkez bankaları tarafından açıklanan kapsamlı tedbirlere işaret edilmeye devam edilmekte.
  • Öte yandan Türkiye ekonomisinin büyüme görünümüne ilişkin olarak da, ”asrın felaketi öncesindeki öncü göstergelerin 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğu ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekte olduğu” yinelenmekle birlikte, ”depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkilerinin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmekte olduğuna” ve ”depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesinin beklenmekte olduğuna” yönelik ifadeler metinden çıkarılarak ”güncel verilerin deprem bölgesinde ekonomik faaliyetin beklenenden hızlı toparlandığını göstermekte olduğu” ve ”orta vadede depremin Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağının belirginleşmekte olduğu” belirtilmiş. Bu kapsamda, şubat ayında meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen büyük depremlerin ekonomik aktivite üzerindeki olumsuz etkilerinin kısa vadede önemli ölçüde aşıldığına ve orta vadede ise kalıcı bir etkide bulunmayacağının daha yüksek olasılıkla değerlendirildiğine işaret edilmekte.
  • Bunun yanında uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmelerin devam etmekte olduğu belirtilirken, Kurul, depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkilerinin yakından takip edilmekte olduğunu ve depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkilerini yakından izlediğini yinelemekte, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşünü korumakta.
  • Ayrıca Kurul’un, ”yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendireceği” ifadesi yinelenmiş. Bunun yanında, sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olmasının deprem sonrasında daha da önemli hale geldiğine yönelik ifade korunarak, destekleyici finansal koşulların deprem sonraki süreçte sürmesinin öneminin arttığına ilişkin vurgu devam etmiş.
  • Diğer yandan, iç tüketim talebinde devam eden artış, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyetin cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmakta olduğu ifade edilmiş, bu kapsamda önceki metinde ”iç tüketim” ifadesine yer verilirken, önceki metinden farklı olarak iç tüketim talebindeki artışın sürdüğüne dikkat çekilmiş. Ayrıca büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payının yüksek seyrettiği ve turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısının yılın tüm aylarına yayılarak devam ettiği yinelenmiş.

Yurt dışında bugün veri takvimine bakıldığında,

ABD tarafında, Fed’in özellikle aylık bazdaki fiyat gelişmelerinin seyri kapsamında takip ettiği PCE deflatör (çekirdek dahil) nisan ayı verileri ile kişisel gelirler ve harcamalar nisan ayı verileri TSİ 15.30’da takip edilecek. Öncesinde açıklanan nisan ayına ilişkin manşet TÜFE’nin aylık bazda artış hızı beklentilerle uyumlu olarak %0,1’den %0,4’e hızlanırken, yıllık bazda %5’ten %4,9 seviyesine hafif gerilemişti ve böylece Nisan 2021’den bu yana en düşük seviyede gerçekleşmişti. Nisanda PCE deflatörün aylık artış hızının %0,1’den %0,3’e yükselmesi ve yıllık bazda ise %4,2’den %4,3 seviyesine hafif yükselmesi, çekirdek PCE deflatörün artış hızının da aylık bazda bir önceki aya benzer şekilde %0,3 seviyesinde gerçekleşmesi ve yıllık bazda da bir önceki aya benzer şekilde %4,6 seviyesinde gelmesi bekleniyor. Nisanda kişisel gelirlerin aylık bazda artış hızının %0,3’ten %0,4’e yükselmesi ve kişisel harcamaların aylık bazda artış hızının ise %0’dan %0,5’e yükselmesi bekleniyor.

Ayrıca ABD’de nisan ayı dayanıklı mal siparişleri öncü verisi TSİ 15.30’da takip edilecek. Dayanıklı mal siparişleri, iki aylık düşüşün (ocakta %5 düşüş ve şubatta %1,2 düşüş) ardından martta aylık %3,2 oranıyla artış kaydederek kısmi toparlanma sergilemişti. Detaylara bakıldığında, martta savunma dışı uçaklar ve parçalarının (%78,3 artış) siparişlerindeki belirgin artış, dayanıklı mal siparişlerinin yükselişinde belirleyici olmuştu. Bunun yanında, firmaların yatırım harcamalarının göstergesi olan hava araçları hariç savunma dışı sermaye malları siparişleri ise martta aylık bazda %0,6 düşüş kaydetmişti ve böylece son iki aydır düşüş kaydederek yatırımlarda zayıflamaya işaret etmişti.

Bunun yanında, ABD’de mayıs ayına ilişkin Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi nihai verisi takip edilecek. Öncü verilere göre, mayıs ayına ilişkin Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi, 63,5 seviyesinden son altı ayın en düşük seviyesi olan 57,7 seviyesine gerileyerek beklentilerin (63) üzerinde düşüş kaydetmişti. Detaylara bakıldığında, mayısta cari koşullar alt endeksi 68,2’den son beş ayın en düşük seviyesi olan 64,5’e ve beklentiler alt endeksi ise 60,5’ten temmuz ayından bu yana en düşük seviye olan 53,4’e gerilemişti. Özellikle tüketici güveninin, beklentilerin üzerinde zayıflamasında, mayıs ayında sıkılaşan finansal koşullar ve durgunluk beklentisi ile ülkedeki borç tavanı anlaşmazlığı da dahil olmak üzere ekonomiyle ilgili olumsuz haberlerin etkisiyle tüketicilerin ekonomiye yönelik artan endişelerinin belirleyici olduğu görülmüştü. Ayrıca tüketicilerin bir yıl sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentileri son beş ayın en yüksek seviyesi olan %4,6’dan %4,5 seviyesine hafif gerilerken, uzun vadeli yıllık enflasyon beklentileri ise %3’ten %3,2 seviyesine yükselerek 2011’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştı.

Diğer yandan, TSİ 10.30’da ECB Yönetim Kurulu Üyesi Vujcic’in konuşması, Banka’nın para politikasına yönelik olası yeni sinyaller bakımından yakından takip edilecek.

Yurt içinde ise, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından nisan ayı gelen yabancı ziyaretçi sayısı istatistikleri TSİ 11’de yayınlanacak. Mart ayı verilerine göre, gelen yabancı ziyaretçi sayısı aylık bazda %24,9 artışla 2,34 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmişti ve böylece yedi aydır devam eden gerilemeyi sonlandırmıştı. Bununla birlikte bu yılın mart ayındaki veri tarihsel olarak en iyi mart ayına işaret etmişti. Gelen yabancı ziyaretçi sayısının martta yıllık bazda artış hızı ise %21,3’ten %12,3’e yavaşlamıştı. Öncesinde açıklanan DHMİ nisan ayı verilerine göre, dış hat yolcu sayısı, aylık bazda %19,5 oranında artış sergilemişti. Öte yandan, dış hat yolcu sayısının nisan ayındaki aylık 8,59 milyon kişilik seviyesi, tarihsel olarak en yüksek nisan ayı verisi olmuştu. Nisanda dış hat yolcu sayısının yıllık artış hızı ise %38’den %38,7’ye hafif hızlanmıştı.

ŞİRKET HABERLERİ

Aselsan (ASELS, Nötr): Şirket ile uluslararası bir müşterisi arasında savunma sistemleri ihracatına yönelik toplam bedeli 9,5mn USD tutarında bir yurt dışı satış sözleşmesi imzalanmıştır.

Kocaer Çelik (KCAER, Nötr): 15.05.2023 tarihli açıklamada Aydın Kuyucak’da bulunan jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli su ruhsatının şirkete devrinin gerçekleştiği iletilmişti. Yönetim Kurulu kararına göre ruhsat sahasında birinci faz olarak 24 MW’lık jeotermal enerji santral yatırımı için fizibilite çalışması yapma kararı alınmıştır.

Kontrolmatik Teknoloji (KONTR, Sınırlı Pozitif): Daha önceki açıklamalarda; şirketin bağlı ortaklığı Progresiva Enerji’ye EPDK tarafından, 20 yıl süreyle, elektrik enerjisi ve/veya kapasitesi ticareti yapmak üzere tedarik lisansı verildiği ve İstanbul Silivri’de kurulacak olan Lityum-İyon Müstakil Enerji Depolama Tesisi, 250MW bağlantı gücüne ve 1000 MWh toplam enerji depolama kapasitesine sahip olacağını belirtilmişti. 19 Kasım’da Resmi Gazete’de yayınlanan mevzuat değişiklikleri ile Depolamalı Üretim Lisansı alma hakkı doğmuştu. Bu hak kapsamında 250 MW RES ve 1000 MWh Elektrik Depolama Tesisi ön lisansı alabilmek için yapılan başvuru EPDK tarafından uygun bulunmuş olup ön lisans verilmiştir.

SEKTÖR HABERLERİ

Enerji: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Olağanüstü Hal Kapsamında Enerji Tüketim Bedellerinin Terkinine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, Cumhurbaşkanı Kararı ile ilan edilen olağanüstü hal kapsamında afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde konutu ve iş yeri yıkılan, acil yıkılacak olan, ağır veya orta hasarlı hale gelen elektrik ve doğal gaz abonelerinin 6 Şubat 2023’e kadar tahakkuk etmiş ancak tahsil edilememiş tüketim tutarlarıyla son okuma tarihinden 6 Şubat’a kadarki döneme ait tüketim tutarları ve bu abonelerin varsa daha önceki dönemlere ilişkin ödenmemiş faturaları ile bunların ferileri, Türkiye Elektrik Dağıtım’ın özelleştirilmesi öncesindeki dönemden kalan ve özelleştirme işlemleri sırasında şirketin alacağı olarak devredilen tüketim tutarları terkin edilecek. Kaynak: Dünya

DİĞER ŞİRKET HABERLERİ

Borusan Yatırım (BRYAT): 22.03.2023’de açıklanmış olan, Borusan Yatırım, Borusan İstikbal ve Borusan Holding’in Borusan Araç Pazarlama’da sahip olduğu payların %100’ünün Borusan Otomotiv’e dahil şirketlerden biri olan Borusan Oto’ya devredilmesi amacıyla Borusan Holding ile GIWA Holding arasında 8 Şubat 2023 tarihinde bir niyet anlaşması imzalanmıştı. Bunu takiben, söz konusu işleme ilişkin olarak Rekabet Kurulu’nun iznin verildiği duyurulmuştu. Şirket, Borusan Araç Pazarlama’nın paylarının değerinin SPK ilgili tebliğlerine ve diğer düzenlemelerine uygun olarak tespit edilmesi için yetkilendirme yapılmıştır. Şirket tarafından devredilecek paylara ilişkin işlem fiyatının belirlenmesi için 22.03.2023 tarihli değerleme raporu hazırlanmıştır. İşlemi gerçekleştirmek amacıyla Yönetim Kurulu’nun kararı uyarınca Borusan Holding, Borusan İstikbal ve Şirket ile Borusan Oto arasında pay devir sözleşmesi imzalanmıştır. Bu kapsamda, şirketin Borusan Araç Pazarlama nezdinde sahip olduğu 1,65mn TL tutarında sermayeyi temsil eden beheri 25 TL nominal değerde 66bin 44 adet pay, Borusan Oto’ya 542bin USD bedel ile devredilmiş ve söz konusu paylar karşılığında 10,7mn TL ödeme alınmıştır.

Kayseri Şeker (KAYSE): Şirketin, üretim maliyetinin düşürülmesi, verimliliğin artırılması, üretimde sürekliliğin sağlanması amaçlarıyla 2023 yılı için planlamış olduğu Kayseri Şeker Fabrikasına; 1 adet C maya vakum kazanı Boğazlıyan Şeker Fabrikasına; – 1 adet küspe presesi Turhal Şeker Fabrikasına; 4 adet pres filtre modernizasyonu yatırımları gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Bu yatırımların toplam tahmini maliyeti 1,3mn EUR’dur.

Türk İlaç (TRILC): Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından açılan Tıbbi Beşeri İlaç alım ihalesi DİADOL markası ile 30,2mn TL (KDV hariç) tutarla şirket uhdesinde kalmıştır.

FAİZ PİYASALARI

Perşembe günü ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %9,06’dan %9,15 seviyesine yükseldi. TCMB dün 73,2 milyar TL’lik (%8,50’den, 7 gün vadeli) haftalık repo ihalesi açtı. Ayrıca BİST’te kotasyon yoluyla 254,5 milyar TL (%10’dan, 1 gün vadeli) kullandırdı. Toplam fonlama tutarı ise 336 milyar TL oldu.

Yurt içi tahvil piyasasında, dün verim eğrisinde faizlerde kısa vadeli tarafta düşüşler gözlenirken, orta ve uzun vadeli tarafta yükselişler görüldü. Buna göre, kısa vadeli tarafta 240 baz puana yaklaşan düşüşler görülürken, orta ve uzun vadeli tarafta 50 baz puana yaklaşan yükselişler gözlendi.

Kaynak: Ziraat Yatırım Sabah Stratejisi