Bankalara ‘reklam gibi demeç’ uyarısı yaptı

Sekizinci Uluslararası Finans Zirvesi’nin açılışında konuşan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Tevfik Bilgin, gazete ve TV’lere yapılan açıklamaları takip ettiklerini vurgulayarak bankacıları “Reklam amaçlı dahi olsa realiteye dikkat edin, reklam gibi demeç vermeyin” şeklinde uyardı.

BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankaların bugün son derece sağlıklı olduğu söylenen temel göstergelerinin kısa sürede mantık dışı büyüme ve fiyatlama politikaları sonucu eriyebileceğini belirterek, bankacılara, “Gazete, televizyon ya da sair kanallardaki demeçlerinizde veya bütçe hedeflerinizde bu realiteye lütfen dikkat ediniz. Açıklamalarınızda reklam amaçlı dahi olsa, biliniz ki bunları yakinen izlemekteyiz” uyarısında bulundu. Bilgin, İstanbul’da düzenlenen “8.Uluslararası Finans Zirvesi” programında, “Yeni Normalde Reform Stratejileri ve Beklentiler: Kamu Perspektifi” başlıklı oturumda konuştu. Bilgin, global kriz sonrası pek çok dengenin değişeceğini söyledi.

20 milyar TL kâr bekleniyor
Konuşmasında Türk bankacılık sektörü hakkında bilgi de veren Bilgin, 2010 yılı sonunda 1 trilyon TL aktif beklediklerini, 500 milyar TL krediyi geçtiklerini ancak bunların yetersiz olduğunu söyledi. Bilgin, “Yıl sonunda 20 milyar TL düzeyinde kar bekliyoruz. Yani geçen yılki kadar kar bekliyoruz. Belki bunun üzerine de çıkabilir. Elbette ki bunu dağıttırmayacağız. Mevduatın krediye dönüşümü yüzde 88 düzeyinde. Kısaca bankacılık sistemimiz halen sığ ve ölçeğini yakalayamamış boyutta” bilgisini verdi.

Açıklamalara dikkat
Bu yıl da kar dağıtımında oldukça hassas olduklarını söyleyen Bilgin, yeni resimde eski kar marjları olmadığını, kar marjının giderek daraldığını söyledi. Bilgin, bankacılara şu uyarılarda bulundu: “2009 ve 2010’da gördüğümüz karlılığı tekrar görmemiz oldukça zor. Bu ortamda, artık çok müşteriye değil, sadık müşteriye, yüksek sermaye getirisine değil, südrürülebilirliğe bakmak zorundayız. Bu gelişmeler, bankalarımızın aktiflerini ya da hacmini hızla artırmaya yöneletmektedir. Net faiz marjının düşmesinden kaynaklanan, kar marjını düzeltmek için bankaların, fiyatlama politikalarında mantık dışı davranma ihtimali yüksektir. Unutulmamalıdır ki bu yarış bazı riskleri de beraberde getirebilir. Bugün övündüğümüz sermaye yeterlilik rasyosu ve diğer temel göstergeler, kısa sürede olması muhtemel mantık dışı büyüme ve fiyatlama politikaları sonucu eriyebilir. Bankacılar, gazete, televizyon ya da diğer kanallardaki demeçlerinizde veya bütçe hedeflerinizde lütfen bu realiteye dikkat ediniz. Açıklamalarınızda reklam amaçlı dahi olsa, biliniz ki bunları dahi yakinen incelemekteyiz. Bankacılarımıza ibrikten akıtılmış mesajlar vermeye çalıştım. Umarım herkes almıştır.”

Üçüncü sınıf yönetici gönderen yabancı bankalar pişman oldu
BDDK  Başkanı Tevfik Bilgin, son dönemde yabancı bankaların Türkiye’deki ağırlığının arttığına işaret ederek, “İlk geldiklerinde üçüncü sınıf yöneticilerini yolladılar ama hepsi pişman oldu. Şimdi en iyi yöneticilerini gönderiyorlar, hatta Türk arıyorlar” dedi. Yurtdışındaki bankaların Türk bankalardan bazı konularda daha az deneyimli olduğunu anlatan Bilgin, “Ancak gaflet anı en rahat olduğunuz andır. İhtiyatlı iyimserlik içindeyiz” diye konuştu.

Bankacılar hortumcu olmadığını kanıtladı bunalım testini geçti
TÜRKİYE Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, Türkiye’de 2001 yılında yaşanan bankacılık krizine değinirken, “Türkiye’de yaşanan bankacılık krizi sonrasında biz bankacılar hortumcu olmadığımızı yıllarca uğraşarak, en güzeli de böyle bir bunalımda, doğru ve düzgün bankacılık nasıl yapılırı yeniden test ederek gösterdik” dedi. 8‘inci Uluslararası Finans Zirvesi’nin açılışında konuşan Ersin Özince, “Ekonomimiz ve mali sektörümüzün oranlanması daha gelişmekte olan ülkeler ortalamasına gelmediğimizi gösteriyor” diyerek Türkiye’de tasarruf oranının yüzde 12.6 oranıyla çok düşük seviyede bulunduğunu vurguladı. Özince, şunları söyledi:

Hane halkı borcu az
“Hane halkı aslında tasarruf eğiliminde ve düşük bir borçluluk oranına sahip. Hala Türkiye kredi açısından hane halkı borçluluğu açısından da birçok ülkeye göre son derece düşük oranlara sahip. Burada en önemli hususlardan biri kamunun eğilimleri. Türkiye’de özelikle finansal kesime yönelik bazı politikalar uygulanıyor. Türkiye’nin tasarruf açığında en ciddi sorun kamunun alışkanlıkları veya politikaları nedeniyle ortaya çıkıyor. Bunlar da çoğu zaman ülkemizde ciddi sorun olan altyapı ağırlıklı finansman için kullanılıyor diye düşünüyorum.”

Memnun ama endişeli
Özince, sıcak para akışına yönelik ise “Sermaye hareketi hızlanınca gayriihtiyari memnun oluyoruz, ama bir yandan da endişeleniyoruz. Acaba bunlardan dolayı bir balon etkisi olur mu? Olabilir tabii. Çünkü ekonomileri ve finansal sektörleri küçük olan ülkeler sermaye hareketlerinin yönetilmesinde ve finansal istikrarın korunmasında ciddi zorluklar içindeler. Biz de onlardan bir tanesiyiz” dedi.  Ocak – eylül döneminde Türkiye’ye sermaye girişinin 2.5 kat artışla 35 milyar dolar olduğunu bildiren Özince, bunun yaklaşık 13 milyar dolarının banka mevduatı olduğunu söyledi.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/16486416.asp?gid=254

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir