Bankalar halen ucuz mu?

Bankacılık endeksi: finansmanın motoru halen ucuz algılanıyor olabilir mi?

Duruma bakarken en iyi aylık çıkışını yapan bankacılık endeksini görüyoruz ve bunu genel piyasa endeksi (bist100) karşısında da yapabilmiştir. Neler oluyor: 25 yılın dönüm noktasında mıyız veya liberal ekonomi kuralları yeniden mi yazılıyor?

Geçtiğimiz yıl bankacılık endeksi, bir alt küme olarak likit bankalar üzerine birkaç kez yazdık. Hatta Ukrayna – Rusya gerilimine rağmen bunu devam ettirdik. Gerilimler fırsatların önünü açar, sıçramalar sağlar. Artık durum fotoğrafı çekmeyi hak ediyoruz: son 1 yılda % 150 civarı getiri sağlayan bankalar 8 ayın sonunda (2022 yılı) % 105 getiriye geldi. Hem genel endeks üzeri getiri sağladı, hem de enflasyona karşı dönemsel galibiyetlere gitti. Artık okuyucunun daha farklı düşünmesi gerekmez mi? Eski tip modellerle sonuca ulaşmanın mümkün olsa da geç evrelerde kazanç getirmediğini veya cılız kazançlara götürdüğünü hesaplayabilir olması gerekir. Yeni model arayışlarının temelinde yeni bakış arayışları olur: rapor veya kitap veya köşe yazısı fark etmiyor, kullanılan ifadelerin hesapsal bakışı çok daha kapsayıcı olayları açıklamaktan öte geleceği gösterme adına doğrulama içermesi lazımdır. Elbette bu bir tercihtir, ancak şu da bir gerçektir: eski tip bakış anlayışının benzeri siyasi yorumlara da yansımaktadır ve orada da yanlış hesaplar oluştuğunu göreceğiz. Siyasette kaybedecek tarafı da eski tip finans yorumcularıyla aynı sepette değerlendirebiliriz: o tarafta da bir model değişikliği giderek daha fazla ihtiyaç gösteriyor çünkü gelecek farklı bir keşif anlamı taşımaktadır.

Tarihsel dokunuşlar titretmelidir: geçmişin ahengi geleceği belirler

Siyasi açıdan muhafazakar iktidarın tutarlı duruşu sonucu mu piyasa bir atak içindedir? Bunu aylık bazda bir kopma hareketine bağlarsak: yeni dönem, yeni anlayış ve yerleşen metodolojiden bahsedebilir miyiz?

Öyle ki: 2007- 2008 dünyada sermayenin el değiştirdiği emlak krizine rağmen piyasa üstü getiride kalabilen bankacılık endeksi de yeni anlayışla kırılım yaşadı. Belki hikaye şu şekilde de görülebilir: emlak krizi sonrası Türkiye finans sektörünü kalkındırmak isteyen sermaye metod farklılıkları sonucu geri çekildi ve gerileme başladı. Kabaca 10 yıl uzak kalan ilgi 2021 içinde belirginleşen uzlaşma sonucu tekrar geri gelmeye başlamıştır. Bu sonucun belirleyicisi olan siyasal icra bakışı,  açıktır ki sektördeki eski tip çalışma yöntemlerinin de terkedilmesini sağlayacaktır. Bu bir süreçtir ve daha yumuşak geçmesi için arayışlar devam etmelidir.

25 yıl üzerinden simülasyon: eskisinden daha güçlü sürdürülebilir davranış oluşuyor

– aylık ölçekte bakarak ufkumuzu sonraki nesiller için de genişletmeliyiz

– iktidarla yaşıt görebileceğimiz bir ekonomi bakışı simülasyona da yansımaktadır

– gelecekteki piyasa hareketlerini belirleyen baz etkisi yaklaşık 3 yılda geçmişe kıyasla hızlı değerlenmiştir

– bu değerlemenin piyasaya yansıması “ucuz endeks” algısı olacaktır ve bunun sürdürülebilirliğine de bakmak gerekir

– sürdürülebilirlik ölçüsü olarak gördüğümüz sinyal gücü de bugüne dek gelen en iyi değerlerini tekrarlamaya başlıyor

– iki parametrenin beraber değerlendirilmesi, boğa piyasası olarak gördüğümüz geçmiş vakalarla benzerlik taşımaktadır.