Bankalar Faiz Düştüğünde mi Kazanır Yükseldiğinde mi?

Mahfi Eğilmez – 14.08.2016

“Bankalar faizler düştüğünde mi kazançlı mı çıkarlar yoksa yükseldiğinde mi?” Bu soruyu sokakta sorsak, yanıtlayacak olanların büyük çoğunluğu “bankalar faiz yükselirse kazançlı çıkar” diye yanıtlarlar. Ben bu soruyu sınıfta öğrencilere sordum. Yanıt sokakta verilecek olandan farklı değildi. Öğrencilerin büyük çoğunluğu “faiz yükselirse bankalar kazançlı çıkar” diye yanıtladılar.

Bu konuyu, kısa bir süre sonra çıkacak olan Ekonomide Analiz kitabımda ele aldığım için burada yazmıyordum. Ama tartışmalarda gelinen nokta bu analizi burada paylaşmaya karar vermeme yol açtı. Böylece bu yazı, kitapta örnek olay incelemelerini ve analizlerini nasıl yaptığım konusunda da bir fikir vermiş olacak (Kitapta analiz yöntemlerinin anlatılmasını izleyerek basit, orta düzey ve ileri düzey olmak üzere bu yazıya benzer 30 kadar analiz örneği yer alıyor.)

Bir sorunun yanıtı çok basitse o yanıtı benimsemeden önce biraz düşünmek gerekir. Sherlock Holmes’in dediği gibi: “Açık bir gerçekten daha aldatıcı bir şey yoktur.”

Başlıktaki soruya yanıt ararken analitik düşünce tekniğini buraya uygulamaya çalışalım. Böylece bu basit soruyu herkesten önce yanıtlama şansını yitirmiş olsak da gerekçeleriyle kanıtlanmış ama geç gelmiş doğru yanıt, çabuk verilmiş yanlış yanıttan iyi olacağı için kazançlı çıkan biz oluruz.

(1) Her şeyden önce en küçük ayrıntılara bile dikkat etmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Burada bakmamız gereken ayrıntı mevduat ve kredinin vade yapısı ve faiz oranlarıdır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) sitelerine baktığımızda Türkiye uygulamasında bankalardaki mevduatın ortalama vadesinin 3 ay, bankaların açtığı kredilerin ortalama vadesinin ise 1 yıl olduğunu görüyoruz. Aynı sitelere ve Merkez Bankası sitesine baktığımızda da bankaların mevduata verdiği faiz ile kredilere uyguladıkları faiz arasında kredi faizleri lehine 4 – 5 puan fark olduğunu saptayabiliyoruz.

Şimdi bu verilerle bir tablo yapalım:

Mevduat Kredi
Ortalama Vade 3 ay 1 yıl
Ortalama Faiz (%) 10 15

 

Demek ki bankalar kaynaklarını ortalama olarak yıllık yüzde 10 faizle ve 3 ay süreyle topluyorlar ve bunları 3 ayda bir yeniliyorlar. Buna karşılık kullandırdıkları paraları yıllık yüzde 15 faizle ve ortalama olarak 1 yıl süreyle veriyorlar.

(2) İkinci aşamada gözlemlediğimiz bulguların nedenlerini bir araya getirmeye çalışmamız gerekir. Böylece bulguların doğru olup olmadığını bir kez daha denetlemiş oluruz. Bulguların doğruluğunu denetlemek için bu aşamada yanıtlamamız gereken soru şudur: Niçin bankalara yatırılan mevduatın vadesi bu kadar kısa? Bankalar, Merkez Bankasının uyguladığı para politikasına güvenerek ileride enflasyonun ve dolayısıyla faizlerin düşeceğini bekledikleri için daha uzun vadeye farklı faiz vermemekte, böylece ileride düşecek enflasyonda yüksek faizle bağlanmak istememektedir. Buna karşılık kişiler, kendi deneyimlerinden hareketle, ileride enflasyonun düşmeyeceği ve faizlerin yükseleceği beklentisi taşımakta ve o nedenle ileride artabilecek olan faizler yerine bugünkü faizlerle uzun vadeli bağlanmak istememektedirler. Bu yaklaşım kişilerin mevduatlarını kısa vadeli oluşturmaları sonucunu getirmektedir.

(3) Elde ettiğimiz bulgulardan ve olası nedenlerden çıkan sonuçları bir senaryo çerçevesinde toparlamamız gerekir.

Böyle bir ortamda X Bankasına A’nın yıllık yüzde 10 faizle ve 3 ay vadeyle 10.000 TL mevduat yatırdığını düşünelim. Aynı gün B, X Bankasından bu 10.000 TL’yi yüzde 15 faizle 1 yıllığına kredi olarak almış olsun. 3 ay sonra A’nın yatırdığı 10.000 TL’nin vadesi dolduğunda faizlerin yüzde 11’e çıkmış olduğunu düşünelim. Bu durumda X Bankası, A’ya yüzde 10 yerine yüzde 11 faiz vererek mevduatını yenilemesini sağlayacaktır. Aksi takdirde A, parasını X Bankasından çekip yüzde 11 faiz veren başka bir bankaya yatırır. X Bankası zorunlu olarak A’nın mevduatının vadesini 3 ay daha ve bu kez yüzde 11 faiz vermeye razı olarak uzatırken kredi verdiği B’nin geri ödemesine daha 9 ay olduğu için kredinin faizini artıramayacaktır. X Bankasının maliyetleri artmış ama kazancı değişmemiştir. Sonuçta X Bankası, faiz artışından kazançlı değil zararlı çıkmış olmaktadır.

Tersini düşünelim. Diyelim ki mevduat faizi 3 ay sonunda yüzde 10’dan yüzde 9’a düşmüş olsun. Bu durumda X Bankası, 3 aylık vade sonunda A’nın mevduatını yenilerken yüzde 10 ile değil, yüzde 9 ile yenileyecektir. Oysa kredinin vadesinin dolmasına henüz 9 ay olduğu için B’ye uyguladığı faizi düşürmeyecek, yüzde 15 faiz uygulamaya devam edecektir. Sonuçta X Bankası, faiz düşüşünden zararlı değil kazançlı çıkmış olacaktır.

(4) Olay yeri incelemesini analitik düşünce yöntemini kullanarak tamamladığımızda toplumun büyük çoğunluğunun yanlış yanıtladığı sorunun doğru yanıtını bulmuş ve bankaların faiz artışından kayıpla, faiz düşüşünden ise kazançla çıkacağını kanıtlamış olduk.

(5) Görmek ile gözlemlemek farklı şeylerdir. Sherlock Holmes, bulgularını açıkladıktan sonra Dr.Watson ile aralarında şu konuşma geçiyor:

Dr. Watson: “Ben de seninle aynı şeylere, aynı şekilde bakıyorum ama bu sonuçlara ulaşamıyorum.”

Sherlock Holmes: “Bu kata çıkan merdivenin kaç basamağı var?”

Dr. Watson: “Bilmem, saymadım.”

Sherlock Holmes: “17 basamağı var. Bakıyorsun ama gözlemlemiyorsun. İkisi arasında büyük fark var.” “Dünya, çoğu kişinin gözlemleyemediği birçok açık gerçekle doludur.”

(6) Açık gerçeklerin kalanları da çıkacak olan Ekonomide Analiz kitabında.