2023 Hedefleri Ne Oldu?

Mahfi Eğilmez – 28.03.2016

Hükümet, 2012 yılı sonunda Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 yılı için bazı ekonomik hedefler açıklamıştı. Bunlardan her biri üzerinde durmak bugün artık anlamını tümüyle kaybetmiş görünüyor. O nedenle yalnızca en iddialı görünen 3 hedefi ele alıp bunlara ulaşma imkânı kalıp kalmadığını gözden geçireceğiz. Bu hedeflere göre 2023 yılında nüfus 100 milyona, GSYH 2 trilyon dolara, kişi başına gelir 20 bin dolara ve ihracat da 500 milyar dolara ulaşacaktı. Bu hedefleri aşağıdaki tabloda gösterelim.

Gösterge 2013 2023 Artış Misli
GSYH (Milyar USD) 820 2.000 2,44
KBGSYH (USD) 10.275 20.000 1,95
İhracat (Milyar USD) 163 500 3,07

 

Şimdi bu hedeflere göre artık geride kalan 2013, 2014 ve 2015 yıllarını gerçekleşme olarak yazalım ve 2016 ile 2023 arası için tahminler yapalım.

Yıllar GSYH (Trilyon TL) USD/TL GSYH (Milyar USD) İhracat (Milyar USD)
2013 1.567 2,13 823 152
2014 1.747 2,32 799 158
2015 1.963 2,95 722 144
Büyüme % 22 % 5 % 17
2016 2.207 3,10 713 168
2017 2.686 3,25 826 197
2018 3.269 3,41 957 230
2019 3.978 3,59 1.109 268
2020 4.841 3,77 1.286 314
2021 5.892 3,95 1.490 367
2022 7.170 4,15 1.727 428
2023 8.726 4,36 2.002 500

 

2016 yılı için tahmin edilen 2.207 milyar TL tutarındaki GSYH’yı esas alarak hesaplamaya başlayalım. 2013, 2014 ve 2015 yılları artık sonuçlandığı için bu yıllara gerçekleşen miktarları koyduk. Yapacağımız tahminler 2016 ve sonraki yıllar için olacak.

2023 yılında GSYH’nın 2 trilyon Dolara çıkabilmesi için TL cinsinde yıllık ortalama nominal yüzde 22 artarak 8,7 trilyon TL’ye ulaşması gerekiyor. Bu hesaplamanın içinde ilk iki yıl (2016 ve 2017) için yıllık ortalama yüzde 6, sonraki yıllar için TCMB’nin enflasyon hedefi olan yıllık ortalama yüzde 5 oranındaki enflasyonu da var. Enflasyondan arındırarak bakarsak 2023 yılında 8,7 trilyon TL’lik bir GSYH’ya ulaşılabilmesi için yıllık ortalama büyüme hızının yüzde 15’den aşağıya düşmemesi gerekiyor. 1923’den bu yana geçen 90 yılı aşkın sürenin büyüme ortalamasının yüzde 5 olduğunu düşünürsek bunu önümüzdeki 8 yılda 3 katına çıkarmamız gerekeceğini görmüş oluruz.

Tabloda bu yıllar içinde USD/TL kurunun nasıl gelişeceği de gösteriliyor. Bu tahmin de TL’nin USD’ye karşı yılda ortalama yüzde 5 değer kaybedeceği gibi son derecede tutucu bir yaklaşıma dayanılarak yapılmıştır.

GSYH yıllık olarak nominal (enflasyon + reel büyüme) yüzde 22 oranında büyürse, TL de USD’ye karşı yıllık ortalama olarak yüzde 5’den fazla değer kaybetmezse 2023 yılında GSYH’mız 2013 hedefleri olarak açıklanan 2 trilyon Dolar düzeyine ulaşabilir.

Şimdi gelelim 500 milyar Dolarlık ihracat hedefine. Burada da 2013, 2014 ve 2015 yılları artık sonuçlandığı için bu yıllara gerçekleşen miktarları koyduk. Yapacağımız tahminler 2016 ve sonraki yıllar için olacak. 2013, 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleşen ihracat miktarlarını esas alarak yaptığımız hesaplamalar bize, 2023 yılındaki 500 milyar Dolarlık ihracat hedefine varılabilmesi için yıllık ortalama yüzde 17 ihracat artışı gerçekleştirilmesinin gerekli olduğunu gösteriyor.

Özetle söylemek gerekirse 2023 yılı için açıklanan 2 trilyon dolarlık GSYH hedefine varabilmemiz için GSYH’mızı TL cinsinde yılda nominal olarak yüzde 22, reel olarak yaklaşık yüzde 15 artırmamız gerekiyor. Benzer biçimde 2023 hedefi olan 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için ihracatımızı her yıl dolar bazında yüzde 17 artırmamız gerekiyor.

Tarihimiz boyunca reel olarak yıllık ortalama yüzde 5 artırabildiğimiz GSYH’yı önümüzdeki 8 yıl içinde yüzde 15 artırabilir miyiz? İhracatımızı 150 milyar dolardan 500 milyar dolara 8 yıl içinde çıkarabilir miyiz?

Sizin bu sorulara yanıtınız nedir bilmiyorum. Yazımın altına yorum yaparsanız sizin yanıtlarınızı da öğrenmiş olacağım. Ama ben onları beklemeden izninizle kendi yanıtımı ve gerekçesini vereyim. Bu hedeflere varmamız imkânsızdır. Ve bunun asıl nedeni küresel sistemin yaşadığı kriz, likidite daralması, Fed’in faiz artırması, Rusya ile ilişkilerimizin bozulması, Kıbrıs sorunu vb değildir. Bu saydığım nedenler geçici nedenlerdir. Bunun asıl nedeni bizim buluş yapamayan bir toplum konumunda bulunmamızdır. Buluş yapamayan bir toplumun büyümesi de ihracatı da engellere takılır. Biz niçin buluş yapamıyoruz? Sorgulamayan, analiz yapamayan, ezbere dayalı öğrenmeye çalışan, ifade özgürlüğü olmayan, bilime yönelmeyen bir toplum buluş yapabilir mi? Yapamaz. O zaman bu hedeflere de varamaz.