2016/3. Çeyrek Şirket Kar Tahminleri / Ziraat Yatırım

“3Ç2016 KAR TAHMİNLERİ”

BANKACILIK SEKTÖRÜ

bankacilik-sektoru-2016-3

Tahminlerimizde Etkili Olan Faktörler

Bankacılık sektörü Temmuz ayındaki 3.748mn TL’lik net karın ardından, Ağustos ayında 3.769mn TL’lik net kar ile 3. çeyreğin 2. ayında da iyi bir görüntü sergilemiştir. TÜFE endeksli tahvillerin getirilerindeki hesaplamalarda kullanılan düşük enflasyon rakamları nedeniyle Temmuz ve Ağustos ayındaki baskı, Eylül ayında hesaplamada kullanılacak görece yüksek enflasyon rakamı nedeniyle (%1,2) azalacak ve sektör karlılığına olumlu katkı yapacaktır.

Ticari kar-zarar kaleminin, 3. çeyrekte swap maliyetlerinin azalması ve düşük swap miktarlarına bağlı olarak sektör karına olumlu yansıması beklenmektedir.

3. çeyrekte, hem kredi hem de mevduat büyümesinde 2. çeyreğe göre yavaşlama kaydedilmiştir.

2016 yılının 3. çeyreğinde TÜFE endeksli tahvillerin faiz gelirlerine olan katkısı hesaplamalarda kullanılacak olan TÜFE oranlarının (TÜFE 3Ç15: %0,13, 1Ç16: %2,71, 2Ç16: %0,72, 3Ç16 %2,2) bir önceki çeyreğe göre yüksek olması nedeniyle olumlu olacaktır. Halkbank, Vakıfbank ve Yapı Kredi Bankası’nda TÜFE endeksli tahvillerin getirileri bir önceki çeyreğe göre önemli oranda artacaktır. Diğer taraftan, bu durumun Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası’na farklı hesaplama yöntemleri uygulamaları nedeniyle etkisi olmayacaktır.

Mevduat maliyetleri Nisan ayından itibaren Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Faizlerdeki düşüşler kredi faizlerine de yansımasına karşın kredi faiz gelirlerine etkisi mevduata göre, krediler çok daha uzun vadeli olduklarından, daha geç olmaktadır. Buna bağlı olarak 2. çeyreğin ardından 3. çeyrekte de kredi mevduat makasının açılarak net faiz marjını olumlu yönde destekleyeceğini düşünmekteyiz.

Ücret ve komisyon geri ödemelerinde 2015 yılının 3.çeyreğinden itibaren başlayan gerileme, yavaşlayarak da olsa 2016 yılının 3. çeyreğinde de devam ederek karlılığa olumlu katkı sağlayacaktır.

3. çeyrekte temettü gelirlerinin olmayışı veya çok düşük oluşu (İş Bankası, Halkbank ve Vakıfbank) karlılığı olumsuz katkı yapacaktır. İş Bankası, Halkbank ve Vakıfbank 2. çeyrekte sırasıyla 317mn TL, 196mn TL ve 44,5mn TL temettü geliri kaydetmişti.

Vakıfbank, alacaklarına istinaden teminatında olan Şekerbank hisselerinin satışına bağlı olarak 3. çeyrekte 150mn TL vergi öncesi gelir kaydedecektir.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından Eylül ayı içinde takibimizdeki bankalardan Akbank ve Yapı Kredi Bankası’na ayrı ayrı 116,3mn TL idari para cezası kesilmiştir. İndirimden faydalanarak İş Bankası ve Garanti Bankası 87,2mn TL ödemiştir. Yapı Kredi Bankası, daha önceden bu ceza için karşılık ayırdığından dolayı bu durumun dönem karına herhangi bir etkisi olmayacağını belirtmiştir.

Garanti Bankası, Mart ve Haziran ayındaki sırasıyla yapılan 334mn TL ve 232mn TL’lik takipteki krediler portföyü satışının ardından Eylül ayında da yaklaşık 81 mn TL’lik portföyün satışını 10mn TL bedelle gerçekleştirmiştir. Bu durum Garanti Bankası net dönem karına sınırlı da olsa olumlu katkı yaparken, takipteki krediler oranlarını görece düşük kredi büyümesine karşın kısmen korunmasını sağlayacaktır. Diğer bankalarda ise görece düşük kredi büyümesinin etkisiyle takipteki krediler oranında artış öngörülmüştür.

Visa INC’in Visa Europe ile birleşmesi takibimizdeki altı bankaya (AKBNK, GARAN, HALKB, ISCTR, YKBNK, VAKBN) 2 çeyrekte toplamda yaklaşık 1,2 milyar TL olumlu katkı sağlamıştı. 3.  çeyrekte bu etkinin olmaması bankacılık karlarında bir önceki çeyreğe göre düşüşlere neden olacaktır.

Banka karlarında, serbest karşılık ayrılması veya serbest karşılık iptali gibi kararlar yine oldukça önemli olacaktır. Haziran sonu itibariyle İş Bankası, Garanti Bankası ve Akbank’ın sırasıyla 800mn TL, 200mn TL ve 200mn TL serbest karşılığı bulunmaktadır.

Eylül ayı sonunda BDDK yeni düzenlemesiyle, daha önce 2017 başında düşürülmesi planlanan konut hariç tüketici kredileri ve kredi kartları karşılık oranlarını normale çekmiştir (standart niteliktekilerde %4’ten %1’e; yakın izlemedekilerde %8’den %2’ye). Ancak genel olarak bankalar 2017 başında kobi kredileri ve ihracat kredileri karşılık oranlarının normale yükselecek olmasının olumsuz etkisi ve bu yıl visa katkısı ile kredi-mevduuat makasındaki artışın etkisiyle oldukça yüksek artış kaydeden kar rakamlarına bağlı olarak karşılık iptal etmeyerek bunun olumlu etkisini 2017 yılına bırakmayı düşünmektedir. Diğer taraftan Halkbank ise bu karşılık değişikliğinin herhangi bir katkısı olmayacağı (Halkbank geçen yıl tüketici kredilerinin toplam krediler içindeki ağırlığının %25 eşiğinin altına düşmesine bağlı olarak karşılıkları normale çekerek karşılık iptallerini yapmıştı.) ve 2017 yılı başında yürürlüğe girecek yeni karşılık uygulamalarının olumsuz etkisi nedeniyle bu çeyrekteki görece yüksek kar rakamına istinaden ihtiyatlılık çercevesinde serbest karşılık ayırabilir. Halkbank kar tahminimizde 200mn TL serbest karşılık ayrıldığı dikkate alınmıştır.

Aynı şekilde takipteki kredilere ayrılan karşılık oranları ve muhasebe yöntemlerindeki değişiklikler de Banka karlılıkları üzerinde etkili olacaktır.

Tüm bu gelişmelere bağlı olarak takip ettiğimiz bankaların toplam karının 2016 yılının 3. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %13,7 oranında azalırken, bir önceki yılın aynı dönemine göre de yaklaşık iki katına çıkacağını düşünmekteyiz. Takibimizdeki bankalardan Vakıfbank ve TSKB’in karında 3. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre artış kaydedeceğini öngörürken, diğer bankalarda ise gerileme kaydedileceğini öngörmekteyiz.

BANKACILIK DIŞI SEKTÖRLER

bankacilik-disi-sektor-2016-3

Tahminlerimizde Etkili Olan Faktörler

2016 yılının 3. çeyreğinde TL’ye göre Dolar, Euro ve Japon Yeni sırasıyla %3,5, %4,9 ve %4,6 oranlarında değer kazanmıştır. Dolayısıyla döviz açık pozisyonları bu para cinslerinden olan şirketler bu durumdan olumsuz etkilenecektir.

2016 yılının 2.çeyreğiyle kıyaslandığında, özellikle Euro cinsi açık pozisyonları olan şirketler 2. çeyrekte bu açık pozisyondan olumsuz etkilenmemelerine karşın, Euro kurundaki değerlenmeye bağlı olarak bu çeyrekte ise olumsuz etkileneceklerdir. Ayrıca Dolar açık pozisyonu olan şirketlerde de olumsuz etki 2. çeyreğe göre artacaktır. 2016 yılının 2. çeyreğinde Dolar TL’ye göre %2,1 oranında artarken, Euro ise %0,1 oranında gerilemiştir.

usd-eur-uzun-donem

Diğer taraftan, ana karşılaştırma dönemi olan 2015 yılının 3. çeyreğine göre ise kur farkı zararları bu çeyrekte daha düşük gerçekleşecektir. Bunda 2015 yılının 3. çeyreğinde kurlarda kaydedilen çok yüksek artışlar etkendir. Dolar, Euro ve Japon Yeni 2015 yılının 3. çeyreğinde %13,3, %14,7 ve %16,2 oranlarında TL’ye göre değer kazanmıştı.

Bilançosunu Dolar cinsinden tutan THY, en yüksek açık pozisyona sahip şirket konumundadır. Japon Yeni ve Euro cinsinden açık pozisyonu olması nedeniyle, Euro ve Japon Yeni’nin dolara karşı değer kazanmasına bağlı olarak şirketin yaklaşık 186mn TL kur farkı gideri (detayları bilinmeyen para birimleri bu giderin artmasına/azalmasına neden olabilir) kaydedeceği hesaplanmıştır. Japon Yeni’ndeki dolara karşı değer kazancının bu çeyrekte bir önceki çeyreğe göre görece daha düşük olması nedeniyle bu çeyrekte kur farkı zararının bir önceki çeyreğe göre daha düşük gerçekleşmesi beklenmektedir.

Türk Telekom (TTKOM), Turkcell (TCELL), Anadolu Efes (AEFES), Migros (MGROS), Zorlu Enerji (ZOREN), Torunlar GYO (TRGYO), Yazıcılar Holding (YAZIC), Coca Cola İçecek (CCOLA), Akenerji (AKENR) ve Ayen Enerji (AYEN) kur farkı gideri yazarak 3. çeyrekte olumsuz etkilenecek şirketler olarak ön plana çıkmaktadır. Geçen çeyrek açık pozisyonları yüksek olmasına karşın Euro cinsi açık pozisyonları nedeniyle önemli bir kur farkı zararı kaydetmeyen Migros ve Yazıcılar Holding bu çeyrekte kur farkı zararı yazan şirketler arasında hesaplamamızda üst sıralarda yer almıştır. Euro açık pozisyonun ağırlıklı olması nedeniyle bir önceki çeyrekte görece düşük kur farkı gideri kaydeden Turkcell’de (TCELL) bu çeyrekte etki daha yüksek hesaplanmıştır (Pay Piyasası: Kurların 3. Çeyrek Finansallarına Etkisi_03.10.2016)

Brent petrol fiyatları Eylül ayı sonunda 49,99$/varille 3.çeyreği, 2.çeyrek sonundaki 49,77$/varile göre yaklaşık aynı seviyede kapamıştır. Bu durum geçen yılın aynı döneminde brent petrol fiyatlarındaki gerilemeden kaynaklı stok zararı kaydeden akaryakıt ve petrol türevleri satan firmaların bu çeyrekte stok zararı kaydetmelerini (TUPRS, PETKM, AYGAZ) engelleyecek ancak bir önceki çeyrekteki gibi stok karı elde edilemeyecektir. Diğer taraftan Akdeniz Rafineri marjlarında kısmen iyileşme olmasına karşın, dizel ve jet yakıtı marjlarının düşük seviyelerdeki seyri karlılığa baskı yapacaktır. Petkim tarafında ise düşük petrol fiyatları ile birlikte olumlu konjonktürün devam etmesi ve etilen nafta marjının yüksek seviyelerde seyri Petkim’in 3. çeyrek kar marjlarını destekleyecektir.

2016 yılı 3.çeyrekte otomotiv sektörünün itici kuvveti ihracat olmuştur. Temmuz-Eylül dönemini kapsayan bu dönemde yurtiçi satışlar geçen yıla göre %15 gerilerken, yurtdışı satışlar %10 artış kaydetmiştir. Üretim ise kamyonet üretimindeki %21 gerilemeninin öncülüğünde geçen seneye göre yatay kalmıştır. Toplam Türkiye üretiminin %22’sini gerçekleştiren Ford Otosan’ın 3. çeyrek üretimi %15 düşüş gösterirken, Türkiye üretimin %27’sini gerçekleştiren TOFAŞ’ın aynı dönem üretimi 2015 yılının aynı dönemine göre %38 artışa işaret etmiştir. TOFAŞ’ta 2015 Kasım ayında satışa sunulan Egea’nın Sedan modeline ek olarak, 2016 yılının Nisan ve Temmuz aylarında Hatchback ve Station Wagon üretimine başlanması güçlü ihracat performansının devam etmesini sağlamıştır.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan havayolu yolcu ve uçak istatistiklerine göre Türkiye geneli havalimanlarından, Temmuz-Eylül döneminde, hizmet alan yolcu sayısının 52,6mn olduğu ve düşüşün bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,6 oranında gerçekleştiği görülmektedir. Bu durumun havacılık şirketlerinin hasılatlarına olumsuz yansıması beklenmektedir. Türk Hava Yolları ise yılın 3. çeyreğinde %1,4’lük sınırlı bir yolcu artışı kaydetmesine karşın, yolcu doluluk oranı 4,5 puan düşmüştür. Yeni uçuş noktalarındaki hızlı artış yolcu doluluk oranlarındaki düşüşte ana etken olmuştur. TAV’ın hizmet verdiği yolcu sayısı da 3. çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre %1 oranında artarak 30,87 milyona ulaşmış ve büyüme kaydedilemeyen bir önceki çeyreğe göre sınırlı da olsa iyi bir görüntü sergilemiştir. TAV’ın faaliyet gösterdiği havalimanlarındaki ticari uçuş sayısı da 3.çeyrekte %5 oranında artarak 232.120 olmuştur.

TCMB’nin faiz indirimleri ile kamunun ve bankaların konut alımını teşvik edici adımları sonrasında yıllık bazdaki konut kredi faiz oranı, yılın 3. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 120 baz puan düşerek ortalama %12,9 olmuş; aylık bazda ise Eylül ayında %1 sınırına kadar gerilemiştir. Konut kredileri ise 154 milyar TL’yi aşarken, yıllık büyüme oranı çift haneli rakamların altında seyretmektedir. Haziran ayı sonunda konut kredileri 150 milyar TL seviyesinde idi. Konut satışları ise yılın Ocak – Ağustos döneminde 827bin gerçekleşerek bir önceki yılın aynı dönemine göre %2 gerilemiştir. İpotekli satışlar ise toplam satışların içindeki payı %32 oranındadır. Diğer taraftan konut maliyetlerindeki artış konut fiyatlarının düşmesini engellerken, Temmuz ayı itibariyle konut fiyat endeksi yıllık %14’lük bir artış sergilemiştir. Emlak Konut GYO’nun yılın ilk 7 ayındaki zayıf (toplam 2.839 adet) konut satışlarının ardından Ağustos ayındaki konut satışları yeni lansman ve teşviklerin ardından 2.405 olarak gerçekleşerek olumlu bir görüntü sergilese de Eylül ayında 534 satış adeti ile oldukça zayıf bir görüntü sergilemiştir. Eylül ayı rakamı ile birlikte yılın Ocak – Eylül dönemine ait satışları da 5.833 adet olarak gerçekleşmiştir. Emlak Konut GYO’nun 2016 yılsonu konut satış hedefi 11bin adet idi. Emlak Konut GYO’nun Maslak 1453 projesindeki teslimatlar sonrasında 3. çeyrekte satış gelirlerinin 2. çeyrek gibi yüksek gelmesini bekliyoruz. Takibimizdeki diğer şirketlerden Torunlar GYO’nun Torun Center (80-90mn TL), İş GYO’nun da Ege Perla (10-15mn TL) projesinden görece düşük de olsa gelir kaydedeceğini tahmin ediyoruz. Torunlar GYO ve İş GYO’nun, zayıflayan Lira’ya bağlı olarak kur farkı giderlerinin artması net dönem karını baskılayacaktır.

Savunma Sanayii’nde son dönemde ülke içinde yaşanan terör olayları ve sınır komşularında yaşanan sorunlar savunma sanayi harcamalarının doğal olarak artmasına neden olmaktadır. Bu durumun Aselsan’a ve Otokar’a olumlu yansıdığını düşünmekteyiz.

Tüm bu gelişmelere bağlı olarak yaptığımız tahminlere göre takibimizdeki banka dışı şirketlerde, toplam karın 2016 yılının 2. çeyreğine göre %32; bir önceki yılın aynı çeyreğine göre ise %17 oranında artış kaydedeceğini düşünmekteyiz. Çeyreklik artışta, THY’nin geçen çeyrekteki zarardan bu çeyrekte kara döneceği beklentisi etkili olmuştur. Yıllık artışta ise kur farkı zararlarındaki düşüşlere bağlı olarak Türk Telekom, Torunlar GYO ve Aselsan’ın bir önceki yılın aynı dönemindeki zararlardan kara geçecekleri beklentisi ile Emlak Konut GYO karındaki yüksek artış tahmini belirleyici olmuştur.

Raporumuz için Tıklayınız…