2016/2. Çeyrek Şirket Kar Tahminleri / Ziraat Yatırım

2Ç2016 KAR TAHMİNLERİ

BANKACILIK SEKTÖRÜ

Tahminlerimizde Etkili Olan Faktörler

 2. Çeyreğin ilk ayı olan Nisan ayında bir önceki aya göre özellikle TÜFE endeksli tahvil getirilerindeki düşüşe bağlı olarak beklentiler dahilinde gerileyen bankacılık sektörü karı, TÜFE endeksli kağıtların olumsuz etkisinin devam etmesine karşın Mayıs ayında, net faiz gelirleri, ücret ve komisyon gelirleri ile temettü gelirlerinin katkısıyla yükselmiş ve iyi bir görüntü sergilemiştir. Haziran ayında TÜFE endeksli tahvillerin getirileri hesaplamada kullanılacak olan enflasyonun yüksek olması nedeniyle (Mayıs ayındaki -%0,04’e karşın Haziran ayında %0,79) karlılığa olumlu katkı yapacaktır.

 Çeyreksel bazda bakıldığında, döviz kurları 2. çeyrekte daha stabil hale gelmiştir. Bu durumun sektördeki ticari zarar kaleminin azalmasına neden olacaktır.

 İlk çeyrekte sektördeki düşük kredi büyümesine karşın, ikinci çeyrekte krediler daha iyi bir büyüme sergilemiştir.

 2016 yılının ikinci çeyreğinde TÜFE endeksli tahvillerin faiz gelirlerine olan katkısı hesaplamalarda kullanılacak olan TÜFE oranlarının (TÜFE 2Ç15: %3,75, 1Ç16: %2,71 2Ç16: %0,72) bir önceki çeyreğe göre çok düşük olması nedeniyle olumsuz olacaktır. Halkbank, Vakıfbank ve Yapı Kredi Bankası’nda TÜFE endeksli tahvillerin getirileri bir önceki çeyreğe göre önemli oranda azalacaktır. Diğer taraftan, bu durumun Akbank, Garanti Bankası ve İş Bankası’na farklı hesaplama yöntemleri uygulamaları nedeniyle etkisi olmayacaktır. Garanti bankası 2016 yılının ilk çeyreği itibariyle TÜFE endeksli tahvillerin getirilerinin yıl içi hesaplamalarında tahmini enflasyon yöntemine geçmişti.

 Mevduat maliyetleri Nisan ayından itibaren Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinin etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Faizlerdeki düşüşler kredi faizlerine de yansımasına karşın kredi faiz gelirlerine etkisi mevduata göre, krediler çok daha uzun vadeli olduklarından, daha geç olmaktadır. Buna bağlı olarak kredi mevduat makasının açılarak net faiz marjını olumlu yönde destekleyeceğini düşünmekteyiz.

 Ücret ve Komisyon geri ödemelerinde 2015 yılının 3.çeyreğinden itibaren başlayan gerileme, yavaşlayarak da olsa 2016 yılının 2. çeyreğinde de devam ederek karlılığa olumlu katkı sağlayacaktır.

 İlk çeyreğin ardından ikinci çeyrekte de elde edilecek temettü gelirleri (İş Bankası, Halkbank ve Vakıfbank) karlılığa önemli katkı yapacaktır. İş bankası ve Vakıfbank ilk çeyreğin ardından bu çeyrekte de temettü geliri kaydedecekken, Halkbank ise ilk çeyrekte temettü geliri kaydetmemişti.

 Garanti Bankası Mart ayında takipteki krediler portföyünden 334mn TL’lik bölümün satışını 30mn TL bedelle yapmasının ardından, Haziran ayında da 232mn TL’lik bölümün satışını 18mn TL bedelle gerçekleştirmiştir. Bu durum Garanti Bankası net dönem karına olumlu katkı yaparken, takipteki krediler oranlarını görece düşük kredi büyümesine karşın korumasını sağlayacaktır. Diğer bankalarda ise görece düşük kredi büyümesinin etkisiyle takipteki krediler oranında artış öngörülmüştür.

 İş Bankası’nın ilk çeyrekte TMSF’ye Dışbank’ın satışıyla alakalı yaptığı ödemeye istinaden ayırmış olduğu ek 138,5mn TL’lik karşılığın ikinci çeyrekte olmaması, çeyreksel bazda karlılığa olumlu katkı yapacaktır.

 Visa INC’in Visa Europe ile birleşmesine istinaden Haziran sonu itibariyle takibimizdeki altı bankaya (AKBNK, GARAN, HALKB, ISCTR, YKBNK, VAKBN) toplam 257mn Euro nakit ödeme ve 93.472 adet de Visa INC C grubu dönüştürülebilir hisse devri yapılmıştır. Bu hisselerin de tahmini olarak yaklaşık 90mn Euro (288mn TL) civarında olduğunu düşünmekteyiz. Bu durum bankaların 2. çeyrek karlarını önemli ölçüde yükseltecektir. Altı bankadan en yüksek payı İş Bankası (65,2mn Euro nakit 23.611 adet Visa C grubu hisse) alırken, Vakıfbank ise (19,9mn Euro nakit, 7.212 adet Visa C grubu hisse) en düşük payı alan banka olmuştur. Dönem kar tahminlerimizde bedelsiz hisse devirlerinin de gelir tablosuna yansıtıldığı varsayılmıştır.

 Banka karlarında, serbest karşılık ayrılması veya serbest karşılık iptali gibi kararlar yine oldukça önemli olacaktır. Mart sonu itibariyle İş Bankası, Garanti Bankası ve Akbank’ın sırasıyla 800mn TL, 330mn TL ve 200mn TL serbest karşılığı bulunmaktadır. Halkbank ilk çeyrekte 123,5mn TL serbest karşılık iptali yaparak serbest karşılıklarını sıfırlamıştır.  Aynı şekilde takipteki kredilere ayrılan karşılık oranları ve muhasebe yöntemlerindeki değişiklikler de Banka karlılıkları üzerinde etkili olacaktır.

 Tüm bu gelişmelere bağlı olarak takip ettiğimiz bankaların toplam karının 2016 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %20 oranında; bir önceki yılın aynı dönemine göre de %44 oranında artacağını düşünmekteyiz.

BANKACILIK DIŞI SEKTÖRLER

Tahminlerimizde Etkili Olan Faktörler

 2016 yılının ikinci çeyreğinde TL’ye göre Dolar ve Japon Yeni sırasıyla %2,1 ve %11,8 oranlarında değer kazanırken, Euro ise %0,1 oranında değer kaybetmiştir. Dolayısıyla döviz açık pozisyonları Dolar ve Japon Yeni cinsinden olanlar olumsuz etkilenecekken Euro cinsinden olanlar ise sınırlı da olsa olumlu etkilenecektir.

 2016 yılının ilk çeyreğiyle kıyaslandığında, özellikle dolar cinsi döviz açık pozisyonu olan şirketler, ilk çeyrekte bu durumdan olumlu etkilenmelerine karşın, dolar kurundaki değerlenmeye bağlı olarak bu çeyrekte ise olumsuz etkileneceklerdir. Ancak etki dolardaki hafif değerlenme nedeniyle sınırlı olacaktır. Japon yeni açık pozisyonu olanlarda ise kur farkı zararları ilk çeyreğe göre artacaktır. Diğer taraftan ilk çeyrekte Euro cinsi açık pozisyonu nedeniyle kur farkı gideri kaydeden şirketler ise sınırlı da olsa kur farkı geliri kaydedecektir. 2016 yılının ilk çeyreğinde Dolar kuru %2,6 oranında gerilerken, Euro ve Japon Yeni ise %1 ve %4,6 oranlarında yükselmişti.

 Döviz açık pozisyonu en yüksek şirket olan Türk Hava Yolları (THYAO), ikinci çeyrekteki kur hareketlerinden en olumsuz etkilenecek şirketlerin başında yer almaktadır. THY, dolar cinsinden bilanço tutması ve açık pozisyonunu Japon Yeni ve Euro cinsinden olması nedeniyle, Japon Yeni’ndeki yüksek artıştan oldukça olumsuz etkilenmesine karşın Euro’nun Dolar’a karşı değer kaybetmesi, oluşan kur farkı zararını kısmen hafifletmiştir. Ancak yine de 2016 yılının ikinci çeyreğinde şirketin yaklaşık 457mn TL kur farkı zararı (detayları bilinmeyen para birimleri bu giderin artmasına/azalmasına neden olabilir) kaydedeceği hesaplanmıştır. Bu kur farkı zararı bir önceki çeyrekte kaydedilen yaklaşık 900mn TL’ye göre düşük kalmakla birlikte ikinci çeyrek finansallarını olumsuz etkileyecektir.

 Bir önceki çeyrek dolar açık posizyonuna istinaden kur farkı geliri kaydeden Türk Telekom (TTKOM), Anadolu Efes (AEFES), Zorlu Enerji (ZOREN), Ak Enerji (AKENR) gibi şirketler ise bu çeyrek dolar kurundaki artışa istinaden sınırlı da olsa kur farkı giderleri kaydedecektir. Diğer taraftan, yüksek açık pozisyonu olmasına karşın Ereğli Demir Çelik’in (EREGL) dolar cinsinden bilanço tutması açık pozisyonunun ağırlıklı TL cinsi olması nedeniyle kur farkı geliri kaydedeceği hesaplanırken; yine açık pozisyonları yüksek olmakla birlikte Euro cinsi açık posizyon taşımaları nedeniyle Migros, Ford Otosan ve Yazıcılar Holding’e kur değişimlerinin önemli bir etkisi olmayacaktır. (Pay Piyasası: Kurların 2. Çeyerek Finansallarına Etkisi_30.06.2016)

 Brent petrol fiyatları 2. çeyrekte Şubat ayından itibaren başlayan yükseliş trendine devam etmiş ve Mart ayı sonundaki 40,12$/varilden Haziran ayı sonunda 49,77$/varile yükselmiştir. Bu durum akaryakıt ve petrol türevleri satan firmaların bu çeyrekte stok karı kaydetmelerine (TUPRS, PETKM, AYGAZ) neden olacaktır. Diğer taraftan ilk çeyreğe göre rafineri marjlarındaki gerilemeye karşın, dizel marjlarındaki toparlanma ve ilk çeyrekte kaza nedeniyle iki ay faaliyette olamayan RUP’un ikinci çeyrekte faaliyette olması Tüpraş’ın karlılığına olumlu yansıyacaktır. Petkim tarafında ise olumlu konjonktürün devam etmesi ve etilen nafta marjının yüksek seviyelerde olması da Petkim’in ikinci çeyrek kar marjlarını destekleyecektir. Tüpraş’ın ilk çeyreğe göre görece iyi performansı Aygaz’ın karına da Tüpraş’taki payından ötürü dolaylı olarak olumlu yansıyacaktır.

 2016 yılı 2.çeyrek otomotiv sektöründe ihracat ağırlıklı bir dönem olmuştur. Nisan-Haziran döneminde yurt içi satışlar geçen sene aynı döneme göre %3 artış kayderken, yurtdışı satışlar %22 artmıştır. Türkiye üretiminin %48’ini gerçekleştiren Ford Otosan ve Tofaş’ta üretim 2Ç2016’da %10 ve %43 oranında yükselmiştir. Ağırlıklı olarak yurtdışı pazara satış yapan bu 2 şirketten özellikle Tofaş’ın, yeni üretimine başladığı Egea modelinin olumlu katkısıyla, 2. çeyrekte oldukça güçlü bir kar rakamı açıklamasını beklemekteyiz.

 2016 yılı Ocak-Haziran döneminde, Türkiye’nin toplam ham çelik üretimi, 2015 yılına kıyasla %3 yükselişle 16,5mn ton seviyesinde gerçekleşmiştir. Nisan-Haziran döneminde ise artış bir önceki çeyreğe göre %14 olarak gerçekleşmiştir. Hurdadan üretim yapan elektrik ark ocaklı tesislerin üretimleri %19 oranda artarak 5,9mn ton, demir cevheri ile üretim yapan entegre tesislerin üretimleri ise %6 artış göstererek 3mn tona ulaşmıştır. 2016 ilk çeyrekten itibaren çelik fiyatlarındaki yükseliş eğilimi, 2. çeyrek döneminde de devam etmiştir. Çelik fiyatlarındaki yükseliş eğiliminin şirket karlarına olumlu etkisinin sürmesini beklemekteyiz.

 Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nce yayınlanan havayolu yolcu ve uçak istatistiklerine göre Türkiye geneli havalimanlarından, Nisan-Haziran döneminde, hizmet alan yolcu sayısının 44mn olduğu ve düşüşün bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,4 oranında gerçekleştiği görülmektedir. Bu durumun havacılık şirketlerinin hasılatlarına olumsuz yansıması beklenmektedir. Türk Hava Yolları ise yılın 2. çeyreğinde %1,6’lık sınırlı bir yolcu artışı kaydetmesine karşın, yolcu doluluk oranı 4,8 puan düşmüştür. Yeni uçuş noktalarındaki hızlı artış yolcu doluluk oranlarındaki düşüşte ana etken olmuştur.

 TCMB’nin faiz indirimlerine rağmen konut kredi faizlerinde önemli bir düşüş yaşanmamıştır. Yılın ilk yarısında yıllık ortalama faiz %14,3 iken Mayıs ayı sonunda %13,9’a gerilemiştir. Konut satışları ise yılın ilk beş ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre önemli bir değişim göstermeyerek 525 bin adet olarak gerçekleşmiştir. İpotekli satışlar ise toplam satışların içindeki payı %31 oranındadır. Konut kredilerindeki yıllık büyüme ise geçtiğimiz yıl Mayıs ayındaki %20’den bu yılın Mayıs ayında %10’a gerilemiş durumundadır. Diğer taraftan konut maliyetlerindeki artış konut fiyatlarının düşmesini engellerken, Mart ayı itibariyle konut fiyat endeksi yıllık %15’lik bir artış sergilemiştir.

 Savunma Sanayii’nde son dönemde ülke içinde yaşanan terör olayları ve sınır komşularında yaşanan sorunlar savunma sanayi harcamalarının doğal olarak artmasına neden olmaktadır. Bu durumun Aselsan’a ve Otokar’a olumlu yansıdığını düşünmekteyiz.

 Tüm bu gelişmelere bağlı olarak yaptığımız tahminlere göre takibimizdeki banka dışı şirketlerde, toplam karın 2016 yılının ilk çeyreğine göre %81 artış; bir önceki yılın aynı çeyreğine göre ise %12 oranında düşüş kaydedeceğini düşünmekteyiz. Diğer taraftan, THY hariç tutulduğunda, toplam karın bir önceki yıla göre %18, bir önceki çeyreğe göre ise %33 artacağını hesaplamaktayız.

Ziraat Yatırım tarafından hazırlanan 2016 / 6 Aylık Kar Tahminleri Raporu için tıklayın.