Sabah uyanır uyanmaz elimiz telefona gidiyor. Güne başlamadan Instagram’a bakıyor, Twitter’da neler olup bitmiş diye kontrol ediyor, belki bir iki TikTok videosuyla gülümsüyoruz.
Sosyal medya, artık sadece iletişim kurduğumuz bir alan değil; kim olduğumuzu anlattığımız, kendimizi temsil ettiğimiz, dijital kimliğimizi inşa ettiğimiz bir evren. Paylaştığımız fotoğraflar, yazdığımız yorumlar, etkileşime geçtiğimiz insanlar aslında bizim hakkımızda çok şey söylüyor. Artık sadece arkadaşlarımız değil, algoritmalar da bizi tanıyor.
Bu dijital izlerimizle çoktan reklamlar kişiselleştirildi, haber akışlarımız filtrelendi. Şimdi ise yeni bir alan gündemde: kredi skorumuz. Artık sosyal medya paylaşımlarınız kredi geçmişinizi etkileyebilir. 12 Haziran’da Thabassum Aslam ve Anees Aslam tarafından kaleme alınan bir akademik çalışma, bu dünyanın kapısını bize araladı: “SocialCredit+” adı verilen bir yapay zekâ sistemi ile sosyal medya verilerinden kredi skoru çıkarılabilir hale geliyor.
Kulağa Black Mirror bölümlerinden bir sahne gibi geliyor değil mi? O distopik dizi, hayatımızın her anının skorlara bağlandığı, gülümsememizin bile bir puan olduğu dünya kurgular. Ama bu yazıda, bu kurguya ne kadar yaklaştığımızı anlatacağım size.
Sosyal veriden finansal değere
SocialCredit+ sistemi, kullanıcının sosyal medya paylaşımlarından, bağlantılarından, fotoğraflarından, hatta yazdığı biyografilerden yola çıkarak bir “güven profili” oluşturuyor. Yani bankaya gitmeden, bordro sunmadan, yalnızca LinkedIn profilinizle, Instagram postlarınızla, Twitter’daki yorumlarınızla bir skorunuz oluyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!