“Powell Gitsin mi? Kalsın mı?”
ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell’ın kaderi için piyasada tansiyon yüksek! Bu karar, Powell’ın pozisyonunu güçlendirebilir ya da zayıflatabilir de…
Powell’ın Koltuğu: Sarsıntı mı, Sükûnet mi?
Fed’in Aralık toplantısında faiz indirimi ihtimali, son bir haftada yüzde 49,8’den yüzde 88,8’e fırladı. Wall Street Journal’ın aktardığına göre, Powell’ın yakın çevresi “şimdi indir, sonra temkinli ol” veya “bekle, Ocak’ta tekrar değerlendir” arasında bölünmüş durumda. New York Fed Başkanı John Williams, işgücündeki zayıflamayı önlemek için indirim çağrısı yaparken; bazı Fed üyeleri ise enflasyon riskinin sürdüğünü düşünüyor.
Piyasa Ne Diyor? Güven Testi
Piyasalar, Fed’in başındaki ismin ekonomiyi hızlı destekleyip desteklemeyeceğini yakından izliyor. Eğer Powell Aralık’ta indirime giderse, bu “göreve devam” mesajı olarak okunabilir. Ancak enflasyon endişeleri nedeniyle frene basarsa, siyasi ve kamusal baskı artabilir.
Powell’ın Gitmesi Ne Anlama Gelir?
Piyasa şoku: Ani bir değişim, volatiliteyi artırır. Powell’ın özellikle pandemi sonrası kriz yönetimi, piyasalarda güven unsuru olmuştu.
Alternatif isimler: Fox News’e konuşan ABD Hazine Bakanı Scott Bessent , 11 kişilik listeyi açıkladı. İlk etapta 11 kişilik aday listesinin beş isme indirildi. Listeye göre güçlü adaylar arasında Fed Yöneticileri Christopher Waller ve Michelle Bowman, eski Fed yöneticisi Kevin Warsh, Beyaz Saray Ulusal Ekonomik Konsey Başkanı Kevin Hassett ve BlackRock yöneticisi Rick Rieder yer alıyor.
Fed başkanında değişiklik, para politikasında öngörülemezlik yaratır, bu, hem doların hem de hisse senetlerinin hareketlerini sertleştirebilir.
Kritik zamanlama: ABD ekonomisi faiz, enflasyon ve büyüme üçgeninde denge ararken, liderlik değişikliği riskli olur.
Koltukta Kalsın mı?
Verilere ve piyasa beklentilerine bakılırsa, Powell’ın görevde kalması kısa vadede finansal istikrarı destekleyecek gibi görünüyor. Ancak, enflasyon düşmez ve büyüme yavaşlarsa, 2026’ya girerken Fed’in başında yeni bir isim tartışması hızlanabilir.
Fed İndirimi: Kim Kazanır?
Fed’in faiz indirimi, özellikle büyüme odaklı ve teknoloji ağırlıklı Nasdaq Composite için genellikle pozitif bir katalizördür. Düşük faiz ortamı, şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltır ve gelecekteki kazançların bugünkü değerini artırır. S&P 500 ise daha geniş sektör çeşitliliğiyle biraz daha temkinli ama yine de pozitif tepki verme eğilimindedir.
Dolar ve Küresel Riskler
Fed’in faiz indirimi, ABD dolarını zayıflatabilir. Bu da S&P 500 şirketlerinin yurtdışı gelirlerini artırırken, yabancı piyasalar için ABD hisselerini cazip kılar. Ancak Reuters anketine göre, dolar üzerindeki aşağı yönlü beklentilerde çatlaklar oluşmaya başladı.
Sonuç: Hızlılar Daha Hızlı Koşabilir
Fed’in olası faiz indirimi, Nasdaq ve S&P 500’de kısa vadeli ralliyi tetikleyebilir; büyüme hisseleri (özellikle teknoloji devleri) bundan orantısız şekilde faydalanabilir. Ancak endeksler tarihi zirvelerine yakın olduğu için, “beklenen” indirimin fiyatlara kısmen yansımış olabileceğini unutmamak gerekir.
Sektörlerin Yıldızı: Teknoloji ve İletişim
Teknoloji ve iletişim hizmetleri, S&P 500’ün piyasa değerinin %45,2’sini, ileriye dönük kârlarının ise %38,6’sını oluşturuyor.
Fed’in faiz indirimleri, büyüme şirketlerinin (özellikle teknoloji ve yapay zekâ odaklı hisseler) iskontolu nakit akışı avantajını artırır; bu nedenle Nasdaq’ın kısa vadede daha hızlı toparlanma ihtimali yüksek.
Yeni Favoriler: Finans ve Sanayi
Yardeni Research, finans ve sanayi sektörlerinde ağırlık artırma çağrısı yaptı. S&P 500’de bu sektörler, faiz indirimiyle birlikte artan kredi talebinden ve ekonomik canlanmadan ilk faydalananlar olabilir.
Sağlık sektöründe de ağırlık artırılması tavsiye edildi; defansif ve büyüme potansiyeli bir arada.
Kısa vadede: Teknoloji/iletişim hisseleri faiz indirimiyle hızlı tepki verebilir; ancak aşırı ağırlık riskli.
Orta-uzun vadede: Finans, sanayi ve sağlık sektörleri öne çıkıyor, faiz indirimiyle birlikte döngüsel toparlanma ve defansif büyüme avantajı.
Yabancı piyasalar: Değerleme avantajı sürüyor; döviz riski ve küresel gelirler önemli.
Küresel Perspektif & Dolar Riski
ABD piyasaları yıl başından bu yana %16,8 yükselirken, ABD dışı piyasalar %19,7 ile daha iyi performans gösterdi.
Doların zayıflaması, küresel şirketlerin ABD dışı gelirlerini yukarı çekebilir; bu da çok uluslu hisselerde ekstra değer yaratabilir.
Neden ABD Dışı?
Çoklu Büyüme Katalizörleri: Döviz avantajları, bölgesel reformlar ve düşük değerleme hisseleri, ABD dışı piyasaları cazip kılıyor.
Fiyatlama Gücü: ABD’ye göre daha düşük fiyat/kazanç oranları, yukarı yönlü potansiyeli artırıyor.
Sektörel Dağılım: Yarıdan fazlası finans, telekom ve perakende gibi döngüsel sektörlerde, klasik ABD teknoloji ağırlığından farklı bir hikaye yaratıyor.
Uzman Bakışı
ABD dışı piyasalarda, özellikle gelişmekte olan bölgelerde, fırsat sadece büyüme değil. Risk ve ödül dengesi de çok daha dramatik. Sürpriz potansiyel için radarınızı ABD dışına kaydırmak, portföyünüzde fark yaratabilir.
Elif Özsağlam