Modern dünyada ulusal güvenlik kavramı, geleneksel sınırların çok ötesine geçmiş durumda. Milli Teknoloji Hamlesi, Türkiye’nin teknolojik bağımsızlık hedeflerini savunmadan sanayiye, eğitimden iletişime kadar geniş bir yelpazede hayata geçiren kapsamlı bir strateji olarak öne çıkıyor. Bu yaklaşım, yalnızca fiziksel üretim kapasitesini değil, aynı zamanda veri egemenliği ve yazılım özerkliğini de kapsayan çok katmanlı bir dönüşümü ifade ediyor.
Artık bir ülkenin gerçek gücü, tank ve uçak sayısının yanı sıra yazılım altyapısı, iletişim protokolleri ve veri yönetim sistemleriyle de ölçülüyor. Küresel dijital platformlara olan bağımlılığın azaltılması ve yerli çözümlerin sistem genelinde uygulanması, ekonomik bir tercihten ziyade stratejik bir gereklilik haline gelmiş bulunuyor.
Dijital Vatan kavramı, devletlerin artık fiziksel topraklarının yanında siber uzaydaki varlıklarını da koruması gerektiği gerçeğinden doğuyor. Sunucular, veri merkezleri ve dijital kimlik sistemleri, bir ülkenin görünmez ancak son derece stratejik toprakları olarak tanımlanıyor. İnternet yalnızca bir iletişim aracı olmaktan çıkıp, ekonomik ve siyasi rekabetin en yoğun yaşandığı alan haline geldi.
Veri sızıntıları ve siber saldırılar, bu tehdidin boyutlarını net biçimde ortaya koyarken, dijital egemenlik kavramı zorunlu bir devlet politikası olarak ön plana çıkıyor. Siber güvenlik artık sadece teknik bir mesele değil; doktrin, hukuk ve toplumsal bilinç gerektiren stratejik bir alan olarak ele alınıyor. Bu çerçevede her IP adresi, her sunucu konumu ve her veri merkezi, ulusal egemenlik alanının kritik bileşenleri olarak değerlendiriliyor.
Yüzyılın en değerli stratejik kaynağı olan verinin nerede saklandığı ve kimin kontrolünde olduğu, ulusal güvenlik açısından hayati önem taşıyor. Yurt dışı sunucularda barındırılan bilgiler, hem teknik manipülasyona hem de siyasi baskılara açık hale geliyor. Bu nedenle veri milliyetçiliği, sadece güvenlik değil, egemenlik perspektifinden ele alınması gereken bir konu olarak değerlendirmeliyiz.
Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu, verinin yerel sunucularda tutulması ve kamu kurumlarına ait stratejik bilgilerin dış bağımlılıktan kurtarılması hedefini önceler. Yabancı yazılımlar, yüksek maliyet ve güvenlik açıklarının yanı sıra veri egemenliği konusunda da ciddi riskler barındırıyor. Pardus ve HAVELSAN gibi yerli yazılım projeleri, bu bağımsızlık vizyonunun somut yansımaları olarak öne çıkıyor.
Gümüş fiyatları XAGUSD paritesinde 53,84 dolar seviyesine yükselerek yüzde 0,84’lük bir değer artışı gösterdi. Türk Lirası bazında gümüş, 73,53 seviyesinden yüzde 0,77 oranında kazançla işlem gördü.
Dijital varlık piyasasında Ethereum, 3.036,90 dolar değerlemeye ulaşarak yüzde 0,74’lük bir getiri sağladı.
ABD hisse senedi piyasalarında Dow Jones endeksi, 47.427,12 puan seviyesinde yüzde 0,67’lik bir artış kaydetti. BİST, borsa endeksi, rekor seviyelerin altında -0.43 geriledi. Özellikle, bizim gibi teknoloji ve milli savunma sanayi vatanseverlerin yani ASELSAN’a da yatırım yapanların parası 3 senede 20 kata yakın arttı. Şükür elhamdülillah MaşAllah. Önce vatan tabi. Vatan yoksa namus yoksa hiçbir şey yok. Ağzına bir parmak bal sürülerek vatan sevgisini unutup dünyalık peşinde koşacak sözde samimi olmayan insanlar da, belediye başkanları da yok değil. Neyse ki devletimiz gerekeni yapıyor.
Altın tarafında TL cinsinden fiyatlama 5.705,62 seviyesine tırmandı ve yüzde 0,62’lik bir performans sergiledi. Küresel piyasalarda ons altın ise 4.175,73 dolar seviyesinden yüzde 0,41 oranında değer kazandı. Fakat gümüş daha çok rağbet görmeye başladı.
Grafik TradingView’den
PETKM hissesi (Petkim Petrokimya Holding) hissesi 17 TL seviyesinden işlem görürken, teknik göstergeler genel olarak satış yönünde sinyal veriyor. Hareketli ortalamalar “Sat” konumunda bulunurken, osilatörler nötr bir duruş sergiliyor. Günlük bazda yüzde 0,89’luk bir artış kaydeden hisse, teknik anlamda zayıf bir görünüm çiziyor.
RSI göstergemiz 46,46 seviyesinde seyrederek nötr bölgede kalırken, momentum göstergesi 0,26 ile sınırlı bir pozitif ivme gösteriyor. Stokastik %K değeri 63,79 seviyesinde bulunurken, %D değeri 59,40 seviyesinde izleniyor. Williams Yüzde Aralığı -27,87 değerinde olup, hissenin aşırı satım bölgesine henüz girmediğini gösteriyor. CCI göstergesi -18,27 seviyesinde negatif bölgede seyrediyor. Fiyat performansı incelendiğinde, haftalık bazda yüzde 0,35’lik küçük bir düşüş gözlemleniyor.
Aylık performans yüzde 0,18 oranında pozitif seyrederken, 3 aylık dönemde yüzde 18,97’lik ciddi bir değer kaybı yaşanmış durumda. 6 aylık performans yüzde 3,53 artış gösterirken, yıllık bazda yüzde 6,54’lük bir düşüş söz konusu. 5 yıllık performans ise yüzde 306,70 ile oldukça güçlü bir tablo çiziyor. Ichimoku Bulutu’nun baz çizgisi 17,06 TL seviyesinde bulunurken, Fibonacci pivot noktası 18,46 TL seviyesinde yer alıyor. Bu veriler ışığında, 17,06 TL ilk destek seviyesi olarak öne çıkarken, 18,46 TL önemli bir direnç bölgesi konumunda. İkinci destek seviyesi 16,50 TL civarında değerlendirilebilirken, 19,00 TL ikinci direnç noktası olarak izlenebilir. Finansal tablolar incelendiğinde, şirketin zorlu bir dönemden geçtiği görülüyor.
Hisse başına kazanç (EPS) -4,18 TRY seviyesinde negatif bölgede bulunuyor. Net gelir -6,34 milyar TRY olarak gerçekleşirken, yıllık bazda net gelir büyümesi yüzde 185,84 oranında negatif bir seyir izliyor. EBITDA büyümesi yüzde 8,16 oranında pozitif. Aması var. Net gelirdeki düşüş yüzde 349,30 seviyesinde oldukça yüksek. Çeyreklik bazda EPS -0,48 TRY olarak gerçekleşmiş durumda. Toplam varlıklar yıllık bazda yüzde 30,03 oranında artış gösterse de, karlılık tarafındaki zayıflık dikkat çekiyor. Portföyde yer almasa şimdilik denilecek hisse durumunda.
Günlük volatilite yüzde 1,67 seviyesinde bulunurken, haftalık volatilite yüzde 1,80, aylık volatilite ise yüzde 2,58 olarak ölçüldü. Günlük işlem hacmi 57,97 milyon TRY seviyesinde gerçekleşti. Hacim değişimi günlük bazda yüzde 4,21 azalırken, haftalık bazda yüzde 12,33, aylık bazda ise yüzde 46,98 oranında düşüş gösterdi. Bu veriler, yatırımcı ilgisinin azaldığını gösteriyor. Süpertrend 4 saatlik grafikte al ardından hemen sat sinyali verdi.
Sonuç itibariyle, dijital vatanın korunması, yalnızca teknik altyapıyla sınırlı kalmıyor; toplumun zihinsel bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini de gerektiriyor. Dezenformasyon ve yalan haber, seçimlerden ekonomik kararlara kadar geniş bir alanda toplumsal algıyı manipüle edebilen psikolojik bir tehdit unsuruna dönüşmüş durumda. Sosyal medya platformları, kontrollü algoritmaların veri sahiplerine hizmet ettiği ve organize yanlış bilgilerin hızla yayıldığı operasyon alanları olarak işlev görüyor. Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında geliştirilen dijital okuryazarlık programları, medya eğitimi müfredatları ve içerik doğrulama sistemleri, bu tehditlere karşı çok boyutlu bir savunma hattı oluşturuyor. Dijital vatanı Aselsan alarak ve milli projelere destek çıkarak sancağımızı dimdik ayakta tutabiliriz. “Vatan sevgisi imandandır. İman ettikten sonra en mühim emir namazdır.” buyuruyorlar. Hayırlı pazarlar.
Okan Özdemir