Federal Rezerv, beklendiği şekilde 25 baz puanlık indirim yaparak politika faizini yüzde 3,5-3,75 bandına çekti. Yılın üçüncü faiz düşürme hamlesi olan bu adım, piyasa katılımcıları tarafından önceden fiyatlanmıştı. Açıklanan kararda, para politikası komitesi istihdam piyasasındaki belirsizliklere ve enflasyonun hedefin üzerinde seyretmeye devam etmesine dikkat çekti.
Merkez bankası yetkilileri, işgücü verilerinden daha net göstergeler elde edilene kadar gevşeme adımlarında duraklama sinyali verdi. Ekim ve Kasım aylarında yaşanan 43 gün süren hükümet kapanması nedeniyle kritik makroekonomik verilere ulaşılamadı, bu durum Fed’i özel sektör tahminleri ve kendi anketlerine daha fazla güvenmeye yöneltti.
Para politikası kararı oybirliğiyle alınmadı; Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ve Kansas City’den Jeffrey Schmid faizlerin sabit tutulmasını savunurken, Guvernör Stephen Miran daha güçlü bir 50 baz puanlık indirimden yana tavır koydu. Bu durum, Fed içindeki görüş ayrılıklarının ne kadar derinleştiğini gözler önüne serdi. Merkez bankası üyeleri arasında “şahinler” ve “güvercinler” olarak adlandırılan iki farklı kampa ayrılma durumu yaşanıyor. Birinci grup enflasyon risklerini ön planda tutarak faiz artırımı veya sabit tutma yanlısı politika izlerken, ikinci grup işgücü piyasasını desteklemek amacıyla daha hızlı gevşeme taraftarı. Bu fikir ayrılığı, Başkan Trump’ın bağımsız olması gereken merkez bankası üzerinde siyasi baskı oluşturma çabalarıyla daha da keskinleşti.
Wall Street endeksleri faiz kararının ardından yüzde 0,7’ye varan kazançlar kaydetti. Dolar endeksi yarım puan değer kaybederken, düşük faiz ortamından yararlanan altın fiyatları pozitif bölgeye geçti. Yatırımcıların odak noktası artık Jerome Powell’ın basın toplantısında vereceği gelecek dönem mesajlarına kaydı.
Powell’ın enflasyon tehditlerini öne çıkarması halinde, 2026 ilk yarısında faizlerde değişiklik olmayacağı ve kısıtlayıcı politikanın süreceği yorumları yapıldı. Bu tür bir duruş, rekor seviyelere yaklaşan Dow Jones ve Nasdaq 100 gibi endekslerde düzeltme yaratabilir. Uluslararası Ödemeler Bankası’nın piyasalardaki balon oluşumu konusundaki uyarıları da dikkatle izleniyor.
İşte güncel piyasa durumu: Ethereum yorumuna gelirsek 3.377,87 dolardan %1,74 yükselişle işlem görürken, Dow Jones endeksi 47.991,36 seviyesinde %0,91 artış kaydetti. EUR/USD paritesi 1,16610’da %0,30 yükseliş gösterirken, gümüş (XAGTRYG) 83,05 TL’den %0,05 artışla seyrediyor.
USD/TRY 42,5907 seviyesinde %0,03 yükseldi. BTC grafiği ise 92.644,81 dolardan %0,06 düşüş yaşadı. Altın (XAGUSD) 60,5847 dolardan %0,13, TL bazında altın (XAUTRYG) ise 5.747,77 seviyesinden %0,17 düşüş gösterdi.
Grafik TradingView’den
TRALT Türk Altın İşletmeleri A.Ş. hissesi, BİST’te 39,02 TL seviyesinden işlem görürken %0,91 oranında değer kaybıyla günü tamamladı. Teknik analiz göstergeleri incelendiğinde, hisse senedinin kritik destek ve direnç noktaları arasında konumlandığı gözlemleniyor. Özellikle 37,88 TL ve 43,26 TL seviyeleri önemli fiyat bölgeleri olarak öne çıkarken, yatırımcılar bu aralıktaki hareketleri yakından takip ediyor.
Grafikte dikkat çeken bir diğer husus, hissenin geçmiş dönemde yaşadığı güçlü yükseliş trendinin ardından konsolidasyon sürecine girmiş olması denebilir. Fibonacci seviyeleri ve hacim profili analizi, mevcut fiyat hareketlerinin belirli bant aralıklarında yoğunlaştığını gösteriyor. Bu durum, piyasa katılımcılarının beklenti içerisinde olduğunu ima ediyor.
Sağ taraftaki hacim profili verileri incelendiğinde, 39-40 TL bandında yoğun bir alım-satım aktivitesinin gerçekleştiği görülüyor. Bu seviye, kısa vadeli yatırımcılar için önemli bir referans noktası oluştururken, orta vadeli stratejilerde de dikkate alınması gereken bir bölge olarak değerlendiriliyor. Pembe ve mavi renklerle gösterilen hacim dağılımları, alıcı ve satıcı güçlerinin dengesini yansıtıyor.
Teknik perspektiften bakıldığında, TRALT hissesinin 37,88 TL destek seviyesini koruması durumunda yukarı yönlü hareketlerin güç kazanabileceği öngörülüyor. Ancak bu desteğin kırılması halinde daha alt seviyelere doğru bir test yaşanabilir. Üst tarafta ise 43,26 TL direncinin aşılması, yeni alım fırsatlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Süpertrend de sat sinyalinde bunu da değerlendirmek gerek.
Sonuç itibariyle, Powell’ın görev süresi 2026 Mayıs ayında sona erecek ve sadece üç toplantı daha yönetecek. Gelecek yıl faiz indirimi yapılıp yapılmayacağı konusu her zamankinden belirsiz görünüyor. Bank of America analistleri, Powell’ın ocak ayından itibaren aylık 45 milyar dolar tutarında tahvil alımı yapılabileceğini duyurabileceğini öngördü. Bu hareket, piyasadaki likidite sıkışıklığını önlemeye yönelik rezerv yönetimi kapsamında değerlendiriliyor. Trump yanlısı Kevin Hassett’in Powell’ın yerine geçmesi durumunda Fed’in bağımsızlığının zedeleneceği ve kurumsal itibarın kaybolacağı endişeleri dile getiriliyor. Böyle bir senaryo, dolar değerinde sert düşüşler ve finansal piyasalarda ciddi çalkantılara yol açabilir.
Okan Özdemir