Haftalık Bülten
Geçtiğimiz hafta küresel piyasalarda Kasım ayına ilişkin TÜFE verileri, Fed başkanı değişikliği, istihdam verileri, artan faiz indirim beklentileri ve Trump’ın barış sürecine yönelik açıklamaları yakından takip edildi. Hafta başında gündemde Fed başkanı J. Powell’ın görev süresinin Mayıs 2026 tarihinde tamamlanmasıyla yerine geçecek adaylara ilişkin söylentiler yer aldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Fed başkanlığı için Kevin Warsh veya Kevin Hassett’i öne çıkardığı yönündeki haberler, Fed’in bağımsızlığına ilişkin soru işaretlerini beraberinde getirirken; haftanın ilerleyen günlerinde Başkan Trump’ın bir sonraki Fed başkanın daha düşük faiz tutumunu benimseyecek bir isim olacağını söylemesi, para politikasının siyasi baskı altında kalabileceğine yönelik endişeleri artırdı. Diğer yandan Trump’ın küresel ölçekte bir barış anlaşmasına yakın olunduğuna ilişkin söylemleri jeopolitik risk algısında sınırlı bir yumuşamaya sebep oldu. Haftanın ikinci işlem gününde açıklanan istihdam verileri Kasım ayında tarım dışı istihdamın 64 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleştiğine işaret etti. Ancak Ekim ayına ilişkin verinin 105 bin kişi aşağı yönlü revize edilmesi ve işsizlik oranının %4,6’ya yükselmesi istihdam piyasasına ilişkin temkinli havayı perçinledi. Açıklanan veriler Fed’in Ocak ayındaki toplantıda faiz indirimi yapma olasılığını %24 olarak şekillendirirken haftanın son işlem günü öncesinde bu oran yaklaşık %27 seviyesinde kaydedildi. Ayrıca ABD – Venezuela gerginliğinin devam etmesinin petrol fiyatlarına artış yönünde yansıması, hafta ortasında yakından takip edilen konu başlıkları arasında yer aldı. Perşembe günü gecikmeli olarak açıklanan Kasım ayı TÜFE verileri majör endekslerde tepki alımlarında sebep oldu. Manşet enflasyonun %2,7, çekirdek enflasyonun ise %2,6 seviyesinde gerçekleşmesi, 2026 yılında daha gevşek bir para politikası benimsenmesine ilişkin beklentileri artırdı. Ayrıca aynı gün açıklanan işsizlik maaşı başvuruları beklentilerin altında gerçekleşerek dördüncü işlem günü adına pozitif havayı destekledi. Japonya cephesinde ise Japonya Merkez Bankası (BoJ) kısa vadeli politika faizini %0,50’den %0,75’e yükseldi. Bütün bu gelişmeler ekseninde 3 majör endeks hafta genelinde yatay negatif bir görünüm sergiledi. Perşembe günü kapanışı itibariyle S&P 500 %0,7, Dow Jones %1 ve Nasdaq %0,8 değer kaybetti.
Yurt içinde ise BIST 100 endeksinin 11,250 seviyesi üstünde tutunduğu gözlenirken Bütçe Dengesi ve gerileyen Kredi Risk Primi (CDS) haftanın seyrini belirleyen başlıklar arasındaydı. Endeks haftaya genele yayılan alımlarla başlarken Bütçe Dengesi haftanın ilk işlem gününde yakından takip edildi. Açıklanan verilere göre Kasım ayında merkezi bütçe 169 milyar TL, faiz dışı denge ise 287 milyar TL fazla verdi. Gelir artışının faiz hariç harcamaların üzerinde gerçekleşmesi ve faiz ödemelerindeki yıllık %!9’Luk düşüş bütçe performansındaki iyileşmeyi desteklerken 12 aylık bazda bütçe açığı 2,1 trilyon TL’ye, faiz dışı açık ise 87 milyar TL’ye gerileyerek ekime göre daralma gösterdi. Diğer yandan endeksin hafta içerisinde 12,250 seviyesini aşağı yönlü test etmesine karşın bankacılık endeksindeki güçlü duruş, satışların derinleşmesini engelleyerek pozitif trendi destekleyici rol oynadı. Türkiye’nin 5 yıllık Kredi Risk Primi (CDS) ise haftanın son işlem gününe girilirken 207 seviyesine kadar geriledi ve Mayıs 2018 tarihinden bu yana en düşük değerini almış oldu. Böylelikle Borsa İstanbul’un 11,300 ekseninde tutunduğu bir hafta geride kalırken; Perşembe günü kapanışı itibariyle BIST 100 endeksi %0,2 değer kazandı, Katılım 100 Endeksi ise %0,05 değer kaybetti.
Yeni haftada 11,250 seviyesi üzerinde pozitif seyrin korunmasını bekliyoruz.
Önümüzdeki haftada ABD piyasalarında beklentilerin altında gerçekleşen TÜFE verisinin etkisini göstermesini öngörüyoruz. Bu doğrultuda Fed’in 2026 yılında faiz indirimleri için daha geniş bir alanı bulunduğunu belirterek, piyasalardaki risk iştahının da istihdam verilerine paralel olarak kademeli bir şekilde toparlanmasını bekliyoruz. Faizlerin sabit tutulmasına yönelik beklentilerde azalış sürerken, faiz indirim beklentileri ise güçlenmeye devam ediyor. Diğer yandan Fed başkanı Powell’ın yerini alacak ismin belirsizliği sebebiyle temkinli tutumun bir süre daha devam etmesini bekliyoruz. Ayrıca Rusya – Ukrayna barış sürecine ilişkin haber akışları da piyasalardaki risk iştahında belirleyici faktörlerden biri olmayı sürdürecek. Makro tarafta ise Salı günü açıklanacak 3. çeyrek GSYİH, Sanayi Üretimi ve Kapasite Kullanım Oranı piyasalarda takip edilecek başlıklar olarak öne çıkıyor. Çarşamba ve Perşembe günleri ise ABD piyasaları tatil dolayısıyla kapalı olacak.
Yurt içinde CDS’teki istikrarlı gerileme ve makro verilerdeki olumlu görünümün endeksteki yatay pozitif seyri sürdürmesini öngörüyoruz. Pazartesi günü açıklanacak olan Merkezi Hükümet Borç Stoku, Perşembe günü açıklanacak olan İmalat Güveni ve Kapasite Kullanım oranı ile Cuma günü açıklanacak olan Sektörel Enflasyon Beklentileri piyasalarda yakından takip ediliyor olacak. Kapasite Kullanım Oranı Kasım ayında %74,4 seviyesinde kaydedilirken, İmalat Güveni ise 100,8 seviyesinde gerçekleşti. Mevcut durumda endekste şirket bazlı ayrışmalar görülebileceğini tahmin ediyoruz. Genele yayılabilecek bir alım iştahı için ise haber akışlarının katalizör olabileceğini düşünüyoruz.
Teknik görünümde ise 11,250 üzerindeki kapanışları endeksin yönü açısından önemli buluyoruz. Geri çekilmelerde 11,100 ve 11,000 seviyelerini bir sonraki destek seviyeleri olarak takip ediyoruz. Yukarı yönlü hareketlerde ilk etapta 11.470’i izliyor olacağız. Ardından tarihi zirve seviyesi olan 11.605 gündeme gelebilir. Endeksin tarihi zirve denemelerini hacim destekli yapmasını da teknik açıdan önemli bulduğumuzun altını çiziyoruz.
Rapor için tıklayınız.
Kaynak: Kuveyt Türk Yatırım