Haftalık Borsa Yorumu – (8-12 Aralık 2025)

Piyasalar enflasyon verileri sonrası TCMB kararına odaklandı.

TÜFE’deki değişim 2025 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,87, bir önceki yılın Aralık ayına göre %29,74, bir önceki yılın aynı ayına göre ise %31,07 artış olarak gerçekleşti. Beklentilerin oldukça altında gelen rakama rağmen piyasalar üzerindeki etkisi sınırlı kaldı. Bir süredir aylık %1.25 medyan beklenti olarak fiyatlanıyordu. Enflasyon verisiyle borsadaki yükseliş denemeleri satış fırsatı olarak kullanıldı. Bu durum “beklenti bitti” algısına bağlanabilir. Ayrıca çekirdek ve hizmet enflasyonunun manşete göre yüksek kaldığı, ocak ayında enflasyonun yüksek geleceği gibi gerekçe gösterenler de oldu. Ancak manşet enflasyonunun fiyatlamalara daha fazla temel teşkil ettiği kabul gören bir durum. Faize en duyarlı sektör bankalar olduğu için BIST100 Endeksi’ndeki düşüş ve yükselişlere banka hisselerinin yön vermesi olağan bir durum. Şimdi dikkatler 11 Aralık’taki TCMB toplantısına çevrildi. Kasım enflasyon verisiyle TCMB’nin bu toplantıda faiz indirimine kesin gözle bakılıyor. Aksi düşünüldüğünde büyük sürpriz olur. 100 veya 150 baz puanlık beklentiler telaffuz ediliyordu. Son tahlilde 150 baz puan daha fazla ağırlık kazandı. Bunu aşan bir faiz indirimi olur mu? Bunu yine de olasılık dahilinde tutmakta yarar var. Enflasyon ve faiz tarafında piyasaların bir süredir beklediği ve istediği gelişmeler olmasına rağmen özellikle borsa üzerindeki yansımaları zayıf kaldı. Son dönemde olumlu fiyatlamaya konu olan en önemli çıpa beklenen işlevi görmedi. Siyasi gelişmelerin son günlerde gündemden geriye çekilmesiyle ekonomik verilerin daha fazla fiyatlamalara konu olacağı ve bu durumun da BIST100 Endeksi’ne olumlu yansıyacağı şeklindeki algı en azından şimdilik çok gerçeklik kazanmadı. Borsada trend direnç bölgesi geçilemedi ve bu noktalardan gelen satışlarla dirençler daha da kuvvetlendi. Borsa önümüzdeki günlerde olası yeni bir çıkış hareketinde hangi beklentiyi kullanacak da bu seviyeler geçilecek sorusunun cevabı bu aşamada artık çok net değil. Siyasette gerginlik azalmış, enflasyon hızı düşüyor, faiz büyük olasılıkla düşecek, buna rağmen kırılmayan dirençler nasıl olacak da geçilecek? Daha doğru soru, neden şimdi geçilemedi. Cevabı yine talep ve para girişlerinin yetersizliği noktasında aramak gerekecek. Yerli ve yabancı yatırımcı halen hisse senetlerine mesafeli duruyor. BIST100 Endeksi bir hareketlilik kazansa ilgi de artabilir. Uzun süredir faiz ve altın gibi yatırım araçlarında kalmış, iyi gelir elde etmiş yatırımcının borsada kazanırım umudunun yeniden yeşermesi için bir canlanmanın görülmesine ihtiyaç var. Ayrıca daha fazla para girişi gerekiyor diyebiliriz. Borsa için gelen yorumlarda sıkça teleafuz edilen ucuz ve primsiz olmasının yanı sıra yıl sonu veya yılbaşı rallisi bekleyenler fazla. O zemin de hazır gibi. Ama borsanın mevcut görünümü henüz bu beklentilere cevap vermiş değil. TCMB faiz kararı sonrası bu görünüm değişebilir mi? Değişmesi gerekir. Ancak son enflasyon verileriyle ilgili fiyatlamaların içinde zaten belli ölçüde faiz indirim beklentisi de var. TCMB tarafından açıklanan 28 Kasım ile biten haftaya ait verilere göre; Yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 9 milyon dolarlık satış, tahvil bonoda ise 594 milyon dolarlık alım yaptılar. Yabancı yatırımcılar son 5 haftadır tahvil bonoda kesintisiz alımdalar. Bu sürede toplam alımları 2 milyar doları geçti. Faizde düşüş beklentileri veya diğer ülkelere nazaran göreceli olarak Türkiye’deki yüksek faizler alımlarını artırmış olabilir. Türkiye halen dünyanın en yüksek faiz veren birkaç ülkesinden biri. Kasım enflasyonu ile gösterge tahvil bonodaki düşüş eğilimi ivme kazandı. Para piyasaları faiz indirimini sermaye piyasalarından daha ciddi fiyatlıyor. Yabancıların hisse senetlerine ilgisi ise zayıf kalmaya devam ediyor. Türkiye’nin 5 yıllık ülke risk primi (CDS) 2018 yılından bu yana en düşük seviyelerinde. Geçen hafta 230’ün altını test etti. Aynı hafta, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatında 2.2 milyar dolarlık, TCMB brüt rezervlerinde ise 2.6 milyar dolarlık artış gözlendi. Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatındaki artışta yine faizde düşüş etkisini hesaba katmak gerekecek. TCMB rezervlerinde devam eden yükselişle rezerv yeterliliği sağlanmakla birlikte piyasalarda olası dalgalanmalarda güvence işlevi görüyor. Döviz kurlarındaki yükselişlerde TCMB’nin müdahale gücünün olması için rezervler önemli. Döviz kurları enflasyon ile mücadele açısından kritik konumda.

Olumlu havanın korunduğu dış piyasalar 10 Aralık’taki ABD Merkez Bankası (Fed) faiz kararına kilitlendi. Beklentiler 25 baz puanlık indirim yönünde. İyimserliğin kaynağında da bu beklenti var. Faiz indirim olasılığı %26 seviyesine kadar düşmüştü. Ancak mevcut durumda bu olasılık %90’ın üzerine çıktı. Bu gelişmede bazı Fed üyelerinin faiz indiriminden yana görüşleri ve son açıklanan ABD verilerinin ekonomide zayıflamaya işaret etmesi önemli rol oynadı.

@ParaBorsaNet'i X'te Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN X'TE BİZİ TAKİP EDİN!