Haftalık Borsa Yorumu – (6-10 Ekim 2025)

Piyasalarda dalgalı seyir devam ediyor.

Borsa İstanbul’da yükseliş hareketi satışla karşılaştı. Döviz ve gösterge tahvil faizinde ise mevcut trendler korunuyor. Döviz kurlarında yükseliş, gösterge tahvil faiz oranında ise birkaç gündür görülen tepki çıkışına rağmen düşüş eğilimi söz konusu. Para piyasaları sermaye piyasalarına göre daha sakin ve dengeli görülüyor. Piyasalar son günlerde siyasi gelişmeler ile enflasyon konusuna odaklandı. Eylül ayına ait enflasyon verileri Cuma günü açıklandı. TÜFE, bir önceki aya göre %3,23 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %25,43 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %33,29 artış olarak gerçekleşti. Beklentilerin üzerinde, %2.04 olan Ağustos ayı enflasyonunu ve İTO’nun İstanbul için açıkladığı %3.19 rakamını aştı. Eylül ayındaki yüksek gelen enflasyonda eğitim ve gıda oldukça etkili oldu. Aylık fiyatlar gıdada %4.62, eğitimde % 17,90 artış gösterdi. Okulların açılması ve gıdada yazın bitmesiyle mevsimsellik etkisinin azalması bu açıdan önemli. TCMB geçen ay ki toplantı özetlerinde eylül enflasyonun bir miktar yüksek gelebileceğine dair vurgu yapmıştı. Şimdi hesaplar yeniden yapılıyor, deyim yerinde ise denklem yeniden kuruluyor denebilir. Eylül enflasyonu bir defaya mahsus yüksek geldi, ekim ayında olağan seyrine döner mi? Piyasanın buna ikna olması bu aşamada zor. Ekim enflasyonunu görmek isteyecektir. Kurlarda düşüş olursa ikna olabilir. Öyle bir sinyal henüz yok. Gıda fiyatları üzerinden gidecek olursak eylül böyle ise ekim ayında da devam edebilir diyenler de çıkacaktır. Bu varsayımları daha da yürütmek mümkün. Asıl şimdi piyasalar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ne yapacağını merak ediyor. Eylül enflasyonuna rağmen 23 Ekim toplantısında faiz indirimlerine devam edebilir mi? Piyasaların ilk tepkisi bunun zorlaştığı yönünde. Ayrıca TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın Cuma günkü “para politikasını uzun bir süre sıkı tutmalıyız” açıklaması ileriye yönelik projeksiyon açısından referans niteliğinde. Enflasyon verisinin açıklanmasıyla Borsa İstanbul’a bankalar öncülüğünde gelen satışlar ve gösterge tahvil faizindeki yükseliş bu açıdan önemli bir sinyal. Faiz kararları için en önemli referansların başında enflasyon geliyor. Enflasyon düşüş eğilimine girdiği için geçtiğimiz toplantılarda TCMB faiz indirdi. Son enflasyon verisiyle şimdi bu fiyatlama konusu ve algı sorgulanıyor. En azından bir süre için beklenti kırılması olasılığı belirdi. TCMB politika faizi halen %40.5 seviyesinde. Yıllık enflasyon (TÜFE) %33.29 olduğuna göre TCMB’nin faiz indirimi için kullanabileceği bir marj var gibi görünüyor. Ancak faiz politikasının enflasyon ile mücadele açısından bir miktar reel faiz sunması gerekiyor. Faiz getirisi azaldığı taktirde döviz başta olmak üzere diğer yatırım alternatiflerine ilgi artabilir. Enflasyon üzerinde kur geçişkenliğinin etkisi bilinen bir durum. Olayın bir de banka mevduat faiz ayağı var. Haziran ayında bankaların TL mevduat hedefi %60’ın üzerine çekilmişti. Bankalar bu hedefleri tutturmak için kısa vadeli mevduat faiz oranlarını %45-50 bandına kadar yükseltmiş, TCMB faiz politikasıyla bankalar arasında kısa vadede bir uyumsuzluk oluşmuştu. TCMB faiz indirimine devam ederse bu uyumsuzluk daha da artacak. Mevduat faizlerinden vadelerine göre alınan %15-17.5 oranında bir stopaj var. Bu açıdan bakılınca kazanç bakımından enflasyon ile arasındaki fark azalıyor, net getiri düşüyor. Güvenli liman olarak görülen, enflasyona karşı önemli ölçüde koruma sağlayan ve faizde kalmak isteyen tasarruf sahipleri elbette olacaktır. Bunun yanında azalan getiriye bağlı olarak riskli varlıklara yönelim de olasılık dahilinde. Riskli varlıklar için 24 Ekim’deki CHP davası başta olmak üzere siyasi gelişmelerin seyri önem kazanıyor. Siyasette öngörülebilirlik artarsa orta vadede zaten primsiz olarak değerlendirilen hisse senetlerine ilgi artışı olabilir. Ancak bu aşamada dalgalı seyir bir süre daha korunacak gibi görünüyor. Enflasyon verileri Borsa İstanbul’a olumsuz yansırken temkinli görünümün devamında etkili görülüyor.

TCMB verilerine göre yabancı yatırımcıların hisse senetleri ve tahvil bonodaki alımları son iki haftadır devam ediyor. 26 Eylül ile biten haftada; Yabancı yatırımcılar hisse senetlerinde 158 milyon dolar, tahvil bonoda 415 milyon dolarlık alım yaptılar. Son iki haftada hisse senetlerinde 566 milyon dolar, tahvil bonoda 593 milyon dolara ulaşan bir alım söz konusu. CHP kurultay davasının 24 Ekim’e ertelenmesiyle oluşan olumlu havanın etkisiyle alım yaptıkları anlaşılıyor. Yabancıların son dönemde Türkiye mali piyasalarına ilgileri daha çok siyasi gelişmelere göre şekilleniyor. Aynı hafta TCMB rezervleri ve yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatında yükseliş görüldü. TCMB brüt rezervleri 4 milyar dolar artışla 182 milyar dolara yükselirken altının etkisi sürüyor. Altın fiyatlarındaki yükseliş TCMB rezervlerinin yükselmesine katkı yapıyor. 182 milyar dolarlık brüt rezervin 96 milyar doları altın, 86 milyar doları dövizden oluşuyor. Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatının ise 241 milyon dolarlık artışla 204 milyar dolara yükseldiği görüldü. Dövize yönelim ivme kaybetmiş görülüyor.

@ParaBorsaNet'i X'te Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN X'TE BİZİ TAKİP EDİN!