Satış baskısı altındaki Borsa İstanbul, yükseliş eğilimi süren döviz kurları ve düşüşteki tahvil faizleriyle iç piyasaların bir süredir görünümü bu şekilde.
BIST100 Endeksi’ndeki tepki yükselişi güç kazanamadı. Yüksek faiz yerli yatırımcıyı bloke ederken yabancı alımları tek başına borsayı taşımaya yetmiyor. Döviz kurlarında son haftalarda döviz dengesindeki toparlanmaya rağmen ivmesi zayıf da olsa yükseliş sürüyor. TCMB rezervlerinde son üç haftadır artış var. Döviz mevduatındaki yükseliş yerini düşüşe bıraktı. Hisse ve tahvil bonoda yani portföy yatırımlarında diğer tanımıyla sıcak para girişi istenen düzeyde olmasa da sürüyor. Buna rağmen döviz kurlarındaki yükselişi faiz indirim beklentilerine bağlamak mümkün. Dövizi halen güvenli liman gören tasarruf sahipleri de var. Söz dövizden açılmışken geçen hafta ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs’ın, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın liranın değer kaybetmesine izin vermesiyle dünyanın en başarılı carry trade uygulaması kırılgan bir duruma geldi” açıklamasına da bir parantez açmak gerekir. Gösterge tahvil faizi %50’li seviyelerden %44’ün altına kadar çekildi. Olası bir faiz indirimini fiyatlıyor. TCMB faiz indirimi için ise yarın açıklanacak enflasyon verileri oldukça önemli. Beklentiler TÜFE için aylıkta %2.0, yıllıkta %36 gibi şekilleniyor. TCMB son enflasyon raporu sunumunda Mayıs enflasyonunun düşük geleceği sinyalini vermişti. Yüksek faiz piyasaların ve reel ekonominin önünde ciddi bir engel olarak durmaya devam ediyor. Cuma günü açıklanan ve beklentilerin altında kalan bu yılın ilk çeyrek büyüme verisi ve borsadaki düşüş trendinin en önemli gerekçesi faiz. Yüksek faizi aşağıya çekmenin anahtarı ise enflasyondan yani enflasyonda yaşanacak düşüşten geçiyor. TCMB faizi %46, mevduat faizi bunun biraz üzerinde. Mevcut enflasyon ise %38’in altında. Gerçi %15’i bulan stopajlar var ama faizde en azından enflasyona karşı korunma, veya enflasyonun üzerinde bir reel getiri söz konusu. 2025 yıl sonu enflasyon tahminleri %25-30 aralığında seyrettiğine göre önemli sayılabilecek bir reel kazançtan söz etmek mümkün. Risksiz bir getiri varken bunu tasarruf sahiplerinin değerlendirmesi olağan bir durum. BIST100 Endeksi’nin bu getiriyi sağlaması için kaba bir hesapla 12.500-13.500 aralığında bir yerlere ulaşması gerekecek. Bunu şimdiden öngörmek zor. Piyasayı taşıyacak gündem ve beklenti ihtiyacının sürdüğü Borsa İstanbul’da halen risk iştahı zayıf. Borsanın da zamanı gelecek. Ama bu aşamada biraz daha sabır gerekiyor. Borsa için en büyük beklenti, en önemli rakibi olan faizin aşağılara çekilmesi olacak. Faiz indirimi için ise Haziran ayından başlayan tahminler Temmuz ve Eylül ayına kadar uzanıyor. Zamanlamayı enflasyon belirleyecek. Bunun yanı sıra yüksek faiz bir bakıma koruma ve kalkan işlevi görüyor. TCMB rezervleri, sıcak para girişleri, carry trade gibi başlıklarda faizin önemi malum. Bir diğer ayrıntı, siyasi gelişmelerin öne çıkmasıyla piyasaların seyrinin ekonomik gündem ile olan korelasyonun zayıflaması durumu. Ekonomi yönetimi yerinde ve gerekli adımları atıyor, önlemleri almaya çalışıyor. Gelişmeler onların kontrolü dışında olunca alınan tedbirlerin etkinliği biraz azalıyor haliyle. Son günlerde makroekonomik verilerde yaralar sarılmaya başlandı izlenimi hakim.
Türkiye’nin dövize dayalı dengelerinde son haftalardaki iyileşme devam ediyor. Kayıpların ‘bir kısmı’ telafi edildi. TCMB verilerine göre 23 Mayıs ile biten haftada; Hisse senetlerinde yabancı alımları 13 milyon dolar olurken tahvil bonoda 148 milyon dolar olarak açıklandı. Geçtiğimiz haftalara göre miktarda bir düşüş var. Hisse senetlerinde 6, tahvil bonoda 3 haftadır aralıksız devam eden bir yabancı girişi söz konusu. Benzer durum TCMB rezervleri için de geçerli. Aynı hafta, TCMB brüt rezervleri 7.5 milyar dolarlık artışla 153 milyar dolara yükselirken swap hariç net rezervler 28 milyar dolara ulaştı. Rezervlerdeki toparlanma son 3 haftada yaklaşık olarak 15 milyar doları buldu.
Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2025 yılı birinci çeyreğinde yıllık %2 artarken çeyreklik bazdaki büyüme %1’de kaldı. Beklentiler yıllık %2.4 idi. Bu sonuca etki eden nedenlere bakıldığında, yüksek faiz ve sıkı para politikası, küresel ekonomideki yavaşlama muhtemel sebepler arasında. İlk çeyrekte tarım ve sanayi küçülürken inşaattaki büyüme sürdü. Enflasyonda bir gerileme yaşanır ve buna paralel olarak TCMB faiz indirim süreci başlarsa ekonomi de buna tepki verir ve önümüzdeki dönemlerde daha yüksek büyüme oranları görmek mümkün olabilir. Büyüme verisi Borsa İstanbul için de önemli. Borsayı yukarıya taşıyan kârlı, canlı şirketlerdir. Makro düzeyde yaşanacak bir canlanma mikro bazda şirket bilançolarına da yansıyacaktır.