Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Aralık ayında gerçekleştireceği faiz indirimi, uluslararası finans kuruluşlarının radarında yer almaya devam ediyor. Deutsche Bank, TCMB’nin Aralık ayı toplantısında 100 baz puanlık bir faiz indirimine gideceğini öngörürken, bu hamlenin enflasyonist baskıları dengelemeye yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor.
HSBC ise daha radikal bir yaklaşım sergileyerek, 150 baz puanlık bir indirimin gündemde olabileceğini belirtiyor. Bu beklentiler, TCMB’nin para politikası stratejisinin küresel ekonomik koşullara ve iç dinamiklere bağlı olarak şekilleneceğini gösteriyor. Citi’nin de 100 baz puanlık indirim tahmini, piyasanın genel olarak bir faiz gevşemesi yönünde konsensüs oluşturmaya başladığını işaret ediyor. Bu gelişmeler, yatırımcıların portföy stratejilerini gözden geçirmeleri açısından kritik öneme sahip.
TradingView Topluluğu İçin Stratejik Bakış: TCMB ve Küresel Piyasalardaki Fırsatlar
TCMB’nin Aralık ayında gerçekleştireceği olası faiz indirimi, TradingView topluluğunun yakından takip ettiği bir konu haline geldi. Deutsche Bank, HSBC ve Citi gibi devlerin 100 ila 150 baz puan arasında değişen indirim beklentileri, TL varlıklarında kısa ve orta vadeli fırsatların doğabileceğini gösteriyor.
Özellikle döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve faiz farkı ticaretleri, bu dönemde yatırımcılar için cazip hale gelebilir. Ayrıca, TCMB’nin adımlarının yanında, ABD Başkanı Trump’ın Çin’e yönelik ticaret politikalarındaki değişiklikler ve Nvidia’nın yapay zeka çipleriyle ilgili kısıtlamalar, küresel piyasalarda volatiliteyi artırabilir. Bu bağlamda, teknik analiz ve temel göstergeleri bir arada değerlendirmek, TradingView kullanıcıları için kazançlı pozisyonlar yakalamak adına kritik bir strateji olabilir.
AB ve Türkiye İlişkileri: 2025 Genişleme Paketi’nde Öne Çıkanlar
Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2025 Genişleme Paketi’nde Türkiye’ye yönelik ifadeler dikkat çekiyor. Pakette, Türkiye’nin AB için “aday ülke ve kilit bir partner” olarak konumunu sürdürdüğü vurgulanırken, bu durumun iki taraf arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkilerin geleceği açısından önemli sinyaller verdiği belirtiliyor. Türkiye’nin AB üyeliği sürecindeki ilerlemeler, hem yerel hem de uluslararası yatırımcılar için stratejik bir öneme sahip. Özellikle, Türkiye’nin ekonomik reformları ve AB standartlarına uyum süreci, yabancı sermaye akımlarını etkileyebilecek temel faktörler arasında yer alıyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin küresel ekonomik entegrasyonundaki rolünü pekiştirirken, yatırımcılar için uzun vadeli fırsatlar sunabilir.
İletişim sektörü son dönemde en güçlü performansı göstererek yaklaşık yüzde 5,19 oranında yükseliş kaydetti. En çok artan hisseler genel olarak iletişim sektörü ardından sağlıkta çıktı. Sağlık Hizmetleri sektörü daha sınırlı bir artışla yaklaşık yüzde 2,28’lik bir yükseliş sergilerken, Ticari Hizmetler sektörü de benzer şekilde yaklaşık yüzde 2,20 oranında değer kazandı.
Milli medahı iftiharımız ve dış mihraksavar Aselsan hisse 200 TL altına düştü ve 194 TL’den işlem gördü. Alım fırsatı denebilir.
Grafik TradingView’den
FROTO 100 TL altında seyrediyor. Özellikle 102,40 TL ve 115,50 TL seviyelerinde satış sinyalleri görülmektedir. Fiyatın 96,90 TL seviyesinde destek bulduğu ve alım sinyalleri aldığı görülüyor. Bu seviyede alım yapmak isteyen yatırımcılar, fiyatın 102,40 TL direnç seviyesini aşmasını bekleyebilir.
Fiyatın 115,50 TL seviyesini aşması, uzun vadeli yatırımcılar için olumlu bir sinyal olabilir. Ancak, fiyatın 94,00 TL seviyesinin altında kapanması, düşüş trendinin devam edebileceğini gösterebilir.
Fiyatın 94,00 TL seviyesinin altında kapanması, daha fazla düşüş riskini beraberinde getirebilir. Piyasa koşulları da önemli tabi. Süpertrend art arda sat sinyali verdi.
Sonuç itibariyle, küresel ticaret ve geopolitik gelişmeler de var. Sözde “müttefik” ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik ticaret politikalarında yaptığı son değişiklikler, küresel piyasalarda yeni bir belirsizlik dalgası oluşturabilir. Çin’den ithal edilen ürünlere uygulanan opioid grubu ilaçlar tarifelerinde %20’lik indirim, iki ülke arasındaki ticaret savaşının seyrini değiştirebilir. Ayrıca, Trump’ın düşük gelirli kesimlere yönelik gıda yardımlarını yeniden başlatma kararı, iç politikada bir yumuşama sinyali olarak yorumlanırken, Yüksek Mahkeme’de görülecek tarife davasının “ölüm kalım meselesi” olarak nitelendirilmesi, ticaret politikalarının geleceği konusunda endişeleri artırıyor.
Okan Özdemir