Merkez Bankası Dijital Paraları (CBDC) meselesi, küresel finans gündemini uzun süredir meşgul ediyor. Kripto varlıkların yükselişi ve ödeme alışkanlıklarımızın cep telefonlarına kaymasıyla merkez bankalarının kendi dijital alternatiflerini üretme çabası da hız kazandı. CBDC’ler, özünde, kağıt paranın devlet güvencesini dijital dünyaya taşıyor. Bu trendin öncülerinden bahsetmek gerekirse, Çin’in Dijital Yuan projesini en büyük ve en somut adım olarak not etmek gerekiyor. Avrupa’da Avrupa Merkez Bankası dahi yasal ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için yoğun bir mesai harcarken, Tayland gibi birçok ülke de pilot uygulamaları çoktan başlattı. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) yayımladığı Dijital Türk Lirası İkinci Faz İlerleme Raporu’nu okuduğumda, ülkemizin ne kadar iddialı ve stratejik davrandığını bir kez daha gördüm.
Programlanabilir para
Raporun en can alıcı kısmı, bence programlanabilir ödemeler ve çevrimdışı ödemeler başlıkları. İkinci faz çalışmalarının odağı bu iki konuya kaymış durumda. Programlanabilir ödemeler, paraya adeta bir “akıl” kazandırmak anlamına geliyor. Artık bir ödemenin sadece belirli koşullar gerçekleştiğinde, önceden tanımlı kurallara uygun olarak yapılmasını sağlayabileceğiz. Düşünsenize, bir varlık alım satımında paranın alıcıya ancak varlığın teslimi geri dönülmez şekilde gerçekleştiğinde gitmesini sağlayan “ödeme karşılığı teslimat” simülasyonları geliştirilmiş. TCMB, bunu sağlamak için “ödeme şablonları” ve “ödeme paketleri” gibi özgün mimariler tasarlamış. Ayrıca, programlanabilir ödeme akışlarına dijital varlıkların dahil edilebilmesi için Taklit Varlık Sistemi (TVS) gibi bir altyapı kurulması, gelecekte tokenleştirilmiş gayrimenkuller ya da hisse senetleri gibi varlıkların dijital lira ile kolayca takas edilebileceği bir ekosistemin sinyalini veriyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!