Bazen hepimiz o anı yaşamıyor muyuz, Matrix filmindeki Neo gibi mavi hapı mı alsak, yoksa kırmızı hapı yutup gerçekliği mi görsek diye düşündüğümüz anları? Geleneksel finans dünyasının konforlu, bildik sınırlarında kalmak mı, yoksa bizi bekleyen baş döndürücü dijital evrene adım atmak mı? Benim için bu soru çoktan cevaplandı; yakın zamanda We Are Social tarafından yayımlanan Digital 2026 Küresel Genel Bakış Raporu’nu incelerken, finansın ötesine giden yolculuğun ne kadar hızlandığını bir kez daha fark ettim. Geçmişte finans, yalnızca banka şubelerinden yönetilen, matbu evraklara boğulmuş bir alandı. Oysa bugün, gezegenimizdeki 8,25 milyar insanın 6 milyardan fazlası internet kullanıcısı ve 5,66 milyar kişi sosyal medyada aktif. Bu rakamlar, finansal hayatımızın geleneksel kurallarını çoktan yerle bir etti ve bize, değişimin artık bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu fısıldıyor.
Ceplerimizdeki ekonomik tsunami
Dijitalleşme dediğimiz olay, aslında yavaş yavaş gelen bir dalga değil, hepimizi içine çeken bir tsunami. Raporun derinliklerine indiğimde, internet kullanıcılarının sayısının son bir yılda %5,1 arttığını, sosyal medya kullanıcılarının ise %4,8 büyüme kaydettiğini görüyorum. Bu denli hızlı bir büyüme, trilyonlarca dolarlık küresel reklam harcaması hacmini de beraberinde getiriyor ve her tıklama, her kaydırma, finansal akışı yeniden şekillendiriyor. İnsanlar artık bilgiye ulaşmak için interneti ilk sıraya koysalar da yeni nesil finansal davranışlar da hızla yükseliyor. Hepimiz farkındayız, sadece fiziki ürünlere değil, dijital içeriklere de ciddi harcamalar yapıyoruz. Bireyler arası dijital ödeme işlem hacminin toplam ekonomik büyüklüğü, cebimizdeki telefonların artık cüzdanımızdan çok daha fazlası olduğunu kanıtlıyor. Finansın ötesine geçişimiz, en çok da mobil cihazlarımız sayesinde gerçekleşiyor, çünkü artık tüm işlemlerimiz parmaklarımızın ucunda.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!