Büyüme, enflasyondan daha kaygı verici olursa…

Türkiye ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde; yıllık yüzde 2, çeyreklik bazda ise yüzde 1 düzeyinde beklentilerin hafif altında büyüme kaydetti.

Sadece bu ölçüte göre bir değerlendirme yapıldığında yüzdesel bazda kötünün iyisi bir aşama kaydedildiği söylenebilir. Zira iki yıldır sürdürülen ve ikinci çeyrekte önemli ölçüde sıkılaşan bir dezenflasyon programının illa ki büyümeyle bir biçimde ödünleşmesi gerekecekti.Bu duruma rağmen  büyüyen bir ekonomi, elbette ki evladır.

Diğer taraftan nelerle ödünleştiğimizin görülmesi bakımından, kompozisyona bakarız: Buna göre ilk çeyrekte en yüksek artış yüzde 7,3  ile inşaattan gelirken, ekonominin ağırlıklı kısmını taşıyan  hizmetler  ise %1,3’te kaldı. Kompozisyonu en dramatize eden kısım ise sırasıyla yüzde 2 ve yüzde 1,8 ile daralan tarım ve sanayi göstergeleri oldu!

Sayın Bakan Şimşek’in ifade ettiği üzere gelirdeki beşte birlik payıyla tek başına sanayi, matematiksel olarak  tümden bir ekonomiyi tanımlamaz belki ancak Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana belli bir stratejiyle kurulan Türk sanayisi, en az toprak bütünlüğü kadar mühim bir anlam içerir ki o da hiç kuşkusuz tam bağımsızlıktır.

Son iki yıldır ekonomide düşen payıyla sanayideki bu daralma, arz kaynaklı bir enflasyona yol açma tehlikesiyle de önemlidir. Bir diğer bağımsızlık meselesine; küresel ısınma ve korumacı ticaret politikalarına geçişle beraber daha da hayati bir rol üstlenen tarım ve ormancılık açısından bakılmalıdır ki orada da görece azalan yatay bir pay ve yüzde 2 ile en yüksek daralmayı görmekteyiz.

Dolayısıyla büyümenin kompozisyonunda ve konjonktürel olarak da önemi artan sahalardaki bozulmayla beraber, ekonominin sürdürülemez bir eşikte olduğu söylenebilir. Sizin duymaktan, benimse söylemekten sıkıldığım nedenleri bir cümle ile özetlemem gerekirse de…

 Miadı çoktan dolmuş neoliberal ekonomi politikalarından ülkemize bir hayır gelmediğidir.

Liberallerin savunduğu gibi 2001’de ülkemizde uygulanan IMF programı da uzun vadede (kısa bir tatlı hayat döneminin sonunda, tükenen kamu kaynakları ve kronikleşen cari açıkla…) bir hayır getirmemiştir ki bugün hala onca sıkı para politikasına karşın kur kırılganlığı yaşıyoruz.

Üstüne üstlük, dünya ekonomisi de şu an neoliberal politikaların bir sonucu olarak önemli bir kamu borç krizinin eşiğindedir. Neoliberal politikalar gelişmiş ülkelerde devasa kamu borçları ve teknoloji tekellerini yaratarak, gelir dağılımında eşitliği bozmuş; buna ilave olarak gelişen ekonomilerde de kendini kur kırılganlığı ve kronik cari açıklarla göstererek, var olan sistem bağımlılığını daha da körüklemiştir.

İki yıllık dezenflasyon politikası sonucunda ödünleşme büyük ölçüde üretimsizlik yaratmış; buna karşılık tüketenler tarafında da gelir dağılımı bozularak, geniş halk kesimlerini borçlanarak, tüketmeye sevk etmiştir. Bu ifademe kaynak oluşturması bakımından BDDK’nın haftalık kredi verilerine bakılabilir: Geçen hafta itibariyle ihtiyaç kredi bakiyesi bir önceki haftaya göre 44.9 milyar lira artarak 1.65 trilyon liraya,  bireysel kredi kartı bakiyesi ise 71.8 milyar liralık artışla 2.10 trilyon lira ile tarihi en yüksek seviyesine ulaşmıştır.

Diğer taraftan gecikmeli de olsa ilk çeyrek büyüme verilerinde hanehalkı harcamasının yüzde 2’ye kadar düştüğü görülmektedir ki ikinci çeyrek itibariyle bu düşüşün daha da hızlanmasını beklerim. Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de rekora varan kredi kartı harcamalarının önemli bir bölümünün market ve eğitim gibi zorunlu harcama kalemlerinden oluşmasıdır. İcmalinde artan yaşam maliyetinin, geniş kesimlerce  borçla döndürüldüğü söylenebilir!

Özetle bu tarz bir büyümenin enflasyon illetinden bile daha kaygı verici olacağını yıllardır söylerken haklı olduğumuzu bir kez daha görmekten kaygı duyuyorum.

Büyüme, başlı başına bir amaç değildir; yaşam standartları ve kalitesini  arttırmak üzerine eğilmeliyiz.

(Joseph Stiglitz)

Nazlı Sarp

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!