BİST100 endeksinde satıcılı başlangıç gerçekleşmesini bekliyoruz.
BİST100 endeksi geçtiğimiz haftayı 138 puan düşüşle tamamlarken, bu haftaya da endeksin risk iştahı düşük başlamasını bekliyoruz. Yurt içi siyasi gelişmelere ilişkin haber akışları ve ABD – Çin arasındaki tarife haberleri ile Cuma günü VİOP akşam seansı normal seans kapanışının 340 puan altında günü tamamladı. Bu kapsamda endekste volatilitenin gün içinde yüksek olacağını değerlendiriyoruz.
ABD’de yaklaşık 10 gündür kapalı olan Hükümet sonrasında TÜFE verilerinin yayımlanma tarihi bu hafta olsa da verilerin 24 Ekim’de açıklanması bekleniyor. Fakat TÜFe verileri ya da Hükümet kapamasının önüne tekrardan gümrük tarifeleri haberleri geçti desek yanlış olmayacaktır. Trump’ın açıklamaları sonrasında gümrük tarifelerinin enflasyona etkisi tekrardan tartışılacak ve para politikasının sıkılık düzeyi daha fazla gündemi meşgul edecek gözüküyor. ABD’nin gümrük tarifelerinin TÜFE üzerindeki etkisi, hem doğrudan fiyat artışı hem de dolaylı maliyet zinciri yoluyla hissedilmesi beklenir. Her ne kadar ABD Bakanları, tarifelerin enflasyon üzerinde etkisi sınırlı dese de tarifelerin girdi fiyatlarını artırması ve bu kapsamda üretim maliyetlerinin yükselmesi ile önce ÜFE’nin zamanla da TÜFE’nin artması beklenebilir. Özetle ithal malların fiyat artışı ve üretim maliyetlerinin yükselmesi beklentileri ile ABD piyasaları Cuma günü negatif bölgede günü tamamladı.
Dünya Bankası – IMF Toplantıları başlıyor. Dünya Bankası – IMF Ekim toplantıları bugün başlayacak olup, 18 Ekim’e kadar devam edecek. IMF ve Dünya Bankası toplantılarında, dünya ekonomisinin genel durumu tartışılacak. IMF ve Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelere verilen finansman, kredi ve teknik destek politikalarını bu toplantılarda değerlendirecek. Borç krizi yaşayan ülkelere yönelik yardım veya yeniden yapılandırma kararları bu çerçevede özellikle karmaşık bir dönemde alınabilir. Ayrıca bu toplantılarda enflasyonla mücadele, faiz politikaları, küresel borç sorunu gibi konularda politika koordinasyonunun da konuşulması beklenmekte. Bu temaslar, özellikle ABD, Avrupa ve gelişmekte olan ülkelerin faiz politikaları veya döviz kuru stratejilerinde sinyaller verebilir. Türkiye açısından IMF ve Dünya Bankası toplantılarının önemine bakıldığında, küresel ekonomik eğilimlerin yakından izlenmesi ve uluslararası yatırımcı güveninin güçlendirilmesi bakımından oldukça önemli. Bu toplantılar, Türkiye’nin ekonomik görünümünü anlatmak, reform gündemini tanıtmak ve küresel finans çevreleriyle doğrudan temas kurmak için önemli bir platform sunar. Ayrıca IMF ve Dünya Bankası raporlarında yer alan değerlendirmeler, Türkiye’nin risk primi, sermaye şekillenmeleri ve döviz piyasası üzerinde dolaylı etkiler yaratabilir. Bu nedenle ekonomi yönetimi açısından bu toplantılar, hem politika iletişimi hem de dış finansman koşullarını şekillendiren stratejik bir fırsat olarak ön plana çıkıyor ki 17 Ekim’deki S&P kararı ve 20 Ekim haftasındaki siyasi dava ile PPK kararı açısından da bu toplantıların önemli olduğunu düşünüyoruz.
Kaynak: İnfo Yatırım Hisse & VİOP Günlük Bülten