Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın bugünkü Para Politikası Kurulu toplantısı, finansal piyasaların nabzını tutacak en önemli olay olarak öne çıkıyor. Temmuz ayından bu yana devam eden faiz düşürme politikası çerçevesinde, piyasa aktörleri 200 baz puanlık bir indirimle politika faizinin %41 seviyesine çekilmesini öngörüyor. Ancak son dönemde yaşanan siyasi hareketlilik, beklenenden yüksek gelen Ağustos TÜFE rakamları ve güçlü büyüme performansı, TCMB’nin karar alma sürecini zorlaştırabilecek faktörler olarak değerlendiriliyor. Bankacılık sektörü hisselerindeki son iki günlük pozitif momentum, yatırımcıların faiz indiriminden yana umutlu olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, karar metninde yer alacak gelecek dönem rehberliği ve risk değerlendirmeleri, piyasaların yön tayininde belirleyici rol oynayacak.
Türkiye’nin sanayi üretim endeksi verileri, ekonominin farklı katmanlarında çelişkili bir tablo ortaya koyuyor. Yıllık bazda %5’lik artış kaydedilmesine karşın, aylık %1,8’lik daralma dikkat çekici bir kontrast oluşturuyor. Özellikle yüksek teknoloji segmentindeki %18,8’lik aylık gerileme, daha önce sanayi üretimini destekleyen savunma sektörünün bu kez negatif etki oluşturduğunu gösteriyor. İmalat sanayinin alt dallarında belirgin bir kutuplaşma gözleniyor: tekstil, giyim ve mobilya gibi geleneksel sektörlerde düşüş sürerken, motorlu araçlar ve bilgisayar-elektronik alanlarında güçlü yıllık büyüme kaydediliyor. Mal üretimindeki %20’yi aşan artış, yatırım iştahının canlılığını koruduğuna işaret ederken, dayanıklı tüketim mallarındaki %5,4’lük yıllık daralma tüketici talebindeki zayıflamayı yansıtıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üretici fiyat endeksinin beklenmedik şekilde %0,1 gerilemesi, Federal Rezerv’in gelecek hafta faiz indirimine gideceği beklentilerini pekiştirdi. Bu gelişme, şirketlerin Trump yönetiminin tarife politikalarından kaynaklanan maliyet baskılarına rağmen fiyat artışlarını kontrol altında tutabildiğini ortaya koyuyor. ABD Hazine tahvillerinin değer kazanması ve özellikle iki yıllık getirinin %3,52’ye düşmesi, piyasaların çeyrek puanlık faiz indirimi beklentisini neredeyse kesinleştirdiğini gösteriyor. Ancak çekirdek TÜFE’nin Fed’in %2’lik hedefinin oldukça üzerinde, %3,1 seviyesinde seyretmesi, gelecek dönem para politikası adımlarının hızı konusunda belirsizlik yapıyor.
Grafik TradingView’den
BTC grafiği Grafikte Bitcoin için 4 saatlik zaman diliminde yükselen bir kanal görülüyor. Fiyat şu an 114.5 seviyelerinde ve kanalın orta kısmına doğru ilerliyor. Piyasa göstergeleri “Al” sinyallerini destekler nitelikte, ancak direnç bölgelerinde satış baskısı oluşabileceği de gözüküyor. Genel görünüm kısa vadede pozitif.
Piyasa değeri artışı devam ederse yukarı yönlü potansiyel korunur. Özellikle 118 ve 123 seviyeleri Fibonacci uyumlu dirençler olarak öne çıkıyor. Eğer hacim desteklerse bu bölgelerin kırılmasıyla yeni bir momentum başlayabilir. Aksi durumda geri çekilmeler görülebilir.
Finansal açıdan bakıldığında BTC hâlâ güvenli liman algısını koruyor. Ancak global risk iştahı ve dolar endeksi (DXY) bu hareketleri sınırlayabilir. Yatırımcıların kısa vadeli dalgalanmalara dikkat etmesi önemli. Gram Altın, XAUTRYG bu arada 4856 TL’te ulaştı ve Bitcoin ona yetişemiyor.
Destek bölgeleri olarak 111 ve 107 seviyeleri takip edilmeli. Yukarıda ise 118 ve 123 seviyeleri güçlü direnç olarak öne çıkıyor. Fiyat bu aralıklarda dalgalanırken hem kısa vadeli al-sat fırsatları hem de trend teyidi için yakından izlenmeli. Süpertrend ve ultra macd yatay al devam ediyor.
Sonuç itibariyle, Euro Bölgesi ekonomisinin Trump’ın yeni tarife tehditleri ve Fransa’daki siyasi belirsizliklere karşın dirençli kalması, ECB’nin beklemeci duruşunu destekliyor. Ons altın fiyatlarının 2.642 dolar seviyesinde rekor yakınlarında dengelenmesi, küresel belirsizliklerin güvenli liman talebini artırdığını gösteriyor. İnşaat maliyetlerindeki %22,98’lik yıllık artış sektördeki maliyet baskılarının sürdüğünü ortaya koyuyor. Bu çok katmanlı finansal ortamda, merkez bankalarının koordineli politika yaklaşımları ve risk yönetimi stratejileri, küresel ekonominin istikrarında belirleyici faktör olmaya devam edecek.
Okan Özdemir
