Bilim, Komplo Teorileri ve Çarpık Yapılaşma Arasında Kalan İstanbul Depremi

23 Nisan’da yaşadığımız deprem, henüz Şubat 2023’teki “asrın felaketi”nin yaraları taptazeyken geldi.

Üstelik 1999’dan bu yana hep gündemde tutulan İstanbul depreminin olası etkileri, İstanbulluların zihninde çoktandır derin bir yer etmişken…

İşte bu yüzden, yıkıcı bir etkisi olmamasına rağmen, kentte önemli bir panik dalgası yaşadık.
Depremin doğrudan etkisiyle değil ama yüksekten atlama gibi ikincil etkilerle 221 kişinin yaralanmış olması bile bu korkunun büyüklüğünü gösterdi bizlere.

Bu paniğin temelinde ise, ne yazık ki geçen 26 yıla rağmen İstanbul’daki mevcut yapıların tümünde güvenliğin sağlanamamış olması yatıyor.

2012’de başlatılan kentsel dönüşüm projeleriyle bugüne kadar yaklaşık 1,7 milyon konut yenilendi. Ancak yine de acil dönüşmesi gereken yaklaşık 600 bin konut olduğu, TC Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ifade ediliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise bu rakamı 300 bin olarak belirtiyor.

Olası bir yıkımın büyük bir felaket anlamına geleceği hepimizin malumu
Örneğin, 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan 300 bini aşkın konut ve altyapının sadece yeniden yapım maliyeti 150 milyar dolara yaklaşmıştı.

Kaybedilen 53 binden fazla canın ve milyonlarca insanın yaşadığı travmanın bedeli ise ölçülemez düzeydedir.

Bugün 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul, Türkiye ekonomisinin ve kıtalararası tedarik zincirinin kalbi konumunda bulunuyor.

İstanbul’un da içinde yer aldığı Marmara Bölgesi, Türkiye ihracatının %67’sini, sanayi üretiminin %52’sini ve sanayi cirosunun %55’ini sağlıyor. Toplam vergi gelirlerinin ise %60’ı bu bölgeden elde ediliyor.

Bu tablo açıkça gösteriyor ki; İstanbul’da yaşanacak büyük bir deprem yalnızca bir şehir felaketi değil, doğrudan Türkiye’nin beka meselesidir.

Bilim insanları 1999’dan bu yana “büyük deprem” tartışmalarında fikir ayrılığı yaşıyordu ve şimdi fikir ayrılıkları belirginleşti.

Bir kısmı, 23 Nisan’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremin büyük felaketi daha da yaklaştırdığını iddia ederken; bir kısmı bu tür depremlerin büyük yıkımı ötelediğini veya hatta büyük bir depremin hiç olmayabileceğini savunuyor.

Öte yandan kamuoyunda, depremin nedenleri konusunda da kafa karışıklığı artmış durumda. Özellikle ABD’nin Alaska’daki HAARP projesi, gökyüzünde görülen ışıklar ve sismik arama gemileri gibi unsurlar büyük depremlerle ilişkilendiriliyor.

Nitekim 2023 Kahramanmaraş depremleri öncesinde gökyüzünde görülen mavi ışıklar da bu gibi komplo teorilerini doğurmuştu.

Ancak unutulmamalı ki:

Depremler, teknolojiden çok önce de vardı.
Bugün bilim, bu tür doğa olaylarını önceden tahmin etmekte yetersiz kalsa da; HAARP gibi projelerle depremlerin oluşturulabileceği iddiası, bana göre bilimsel gerçeklikten oldukça uzaktır.

Bu yüzden bizler, enerjimizi komplo teorilerine değil; asıl felaketin sebebi olan çarpık yapılaşmaya yoğunlaştırmalıyız.

Çünkü unutulmaması gereken; “Deprem öldürmez; ihmal ve kötü yapı öldürür” cümlesidir.

Deprem Değil İhmal Öldürüyorsa O Zaman Türkiye’nin Beka Meselesiyle Yüzleşme Zamanı Gelmiştir

Yaşadığımız ve ölümcül bir yıkıma yol açmayan bu 6,2’lik sarsıntıda bile, Kızılay İstanbul İl Merkezi olarak biz sahadaydık. İnsanlarımızın o an yaşadığı çaresizlik, bir büyük depreme dair küçük bir simülasyon gibiydi bizler için.

Ve bu depremde bir çok gözlem de yapabildim:

  • İstanbul İl Başkanı olarak şunu gördüm ki; bu kez sahada çok daha hızlı koordine olduk. İstanbul olarak, TAMP (Türkiye Afet Müdahale Planı) çerçevesinde, Beslenme Çözüm Ortağı görevimizi anında yerine getirdik.
  • Depremin hemen ardından, 39 ilçemizde Genel Merkez koordinasyonu ile halkımıza hem moral, hem yiyecek ve içecek hem de battaniye desteği sağladık.
  • İlgili Bakanlarımız, İstanbul Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve AFAD ile tam bir koordinasyon içinde hareket ettik.
  • İlçelerde, Kaymakamlarımız ve Belediye Başkanlarımızla Kızılay İlçe Şube Başkanlarımız kol kola vererek ortak bir güç oluşturduk.
  • Birlik olunduğunda nasıl güçlü olunduğunu bir kez daha sahada gördük.

Bu nedenle diyorum ki; birliğimizi daim kılmak ve daha da güçlendirmek zorundayız.

Ayrıca bu süreçte bir kez daha gördüm ki;
TC İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya ile TC İstanbul Valisi Sayın Davut Gül’ün koordinasyon becerisi ve afet yönetimindeki kararlı liderliği, sahadaki tüm kurumlara güven ve hız kazandırdı. AFAD’ın merkezi rolü ve profesyonel yaklaşımı, afet anındaki ilk müdahale başarısında kilit bir faktör oldu.
Aynı şekilde Kızılay, hem beslenme hem de insani destek alanında sahada gösterdiği hızlı ve organize müdahale ile toplumumuzun yanında olmanın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha kanıtladı.
AFAD ve Kızılay gibi köklü kurumlarımızın varlığı ve güçlendirilerek desteklenmesinin ülkemizin afetlere karşı dayanıklılığının en güçlü teminatı olduğunu da deneyimledik.

Bu gözlemlerim ışığında şunları da eklemek isterim:

  • Kentsel dönüşüm sürecinde, büyük ölçekli müteahhit konsorsiyumları kurularak, devlet destekli ve standartlara uygun projeler hızla hayata geçirilmelidir.
  • Marmara Bölgesi dışındaki şehirlerde, yeni sanayi ve hizmet sektörleri için cazibe merkezlerinin oluşturulmasına hız verilmeli ve tersine göç desteklenmelidir.
  • Evden çalışma ve uzaktan iş modelleri yasal teşviklerle desteklenerek, büyükşehirlerdeki nüfus yoğunluğu azaltılmalıdır.
  • KOBİ’ler, büyük firmalar ve teknoloji girişimleri için deprem riskli bölgelerde faaliyet azaltımı ve Marmara dışı yatırımlar teşvik edilmelidir.
  • İlkokul düzeyinden başlayarak, afet bilinci ve dayanıklılık eğitimi müfredata entegre edilmelidir.

Özetle,

Depremi konuşmak veya bilim insanlarının farklı tahminlerini dinlemek ne kadar travmatikse;
deprem riskini somut adımlarla azaltmak da o kadar rahatlatıcıdır.
Unutmayalım ki; bu mesele sadece bireylerin, belediyelerin ya da hükümetlerin sırtlanabileceği bir yük değildir.
Deprem riski, toplumun tüm kesimlerinin siyaset üstü bir anlayışla ele alması gereken bir ulusal güvenlik ve gelecek meselesidir.

Ve son olarak;
Umarım hiçbir zaman “artık çok geç” demek zorunda kalmayız.

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!