Artan jeopolitik riskler piyasalarda dalgalanmaya neden oldu…
Öneri: AL
İsrail’in 13 Haziran’da İran’a gerçekleştirdiği saldırının ardından Ortadoğu’da yükselen jeopolitik riskler; ABD’nin 22 Haziran’da İran’ın nükleer tesislerini hedef almasıyla zirveye ulaştı. Ancak; İran’ın 23 Haziran’da ABD’nin Katar ve Irak’ta bulunan üslerine saldırısına rağmen ABD’nin bu saldırılara karşılık vermemesi ve İsrail ve İran’ı ateşkese davet etmesi, jeopolitik endişelerin azalmasına katkı sağladı. Ateşkesin sağlanması ile birlikte dünya enerji sevkiyatının yaklaşık %20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nın kapanması riski ortadan kalkmış, enerji fiyatlarında olası artış tehdidinin önüne geçilmiştir. Bu gelişmeler sonrasında Global büyüme ve enflasyon endişelerinin azalması ile birlikte riskli varlıklara olan ilginin artması beklenir. Bununla beraber, artan jeopolitik risklerle bir süredir gündemin gerisinde kalan “tarifeler” konusunun tekrardan ön plana çıkmasını bekliyoruz. ABD’nin tarifeler konusunda İngiltere ile anlaşması ve Çin ile bir ön anlaşma yapmasının ardından başta AB olmak üzere Japonya ve Güney Kore gibi önemli ticaret partnerleri ile ne şekilde anlaşacağı piyasaları etkilemeye devam edecektir. Tarifeler
dışında; devam eden Rusya-Ukrayna savaşı ve her ne kadar ateşkes sağlanmış olsa da Ortadoğu’daki gelişmeler, piyasalar tarafından yakından takip edilecektir. Fed, 18 Haziran’daki toplantısında tarifeler konusunda devam eden belirsizlik nedeniyle faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmedi. Mevcut durum itibarı ile Fed’in yılsonuna kadar iki faiz indirimi yapması piyasalarda fiyatlanıyor.
Yurt içinde ise; TCMB, artan global jeopolitik riskleri gözeterek 19 Haziran toplantısında politika faizini %46’da, koridorun alt ve üst bandını ise %44,5 ve %49’da sabit tuttu. Bununla beraber, bir süredir piyasayı %49 ortama faizden fonlayan TCMB, 13 Haziran’dan itibaren ortalama fonlamayı %46 seviyesine çekti. Ortadoğu’da sağlanan ateşkes sonrasında TCMB’nin, yurtiçi ve yurt dışı konjonktürde yeni bir şok oluşmaması durumunda Temmuz toplantısında faiz indirimlerine başlamasını bekliyoruz.
Temmuz’da Global piyasaların öncelikli olarak ABD’nin tarifeler konusunda diğer ülkeler ile yaptığı görüşmelerinin yanında Ukrayna-Rusya ve Ortadoğu’da yaşanan sıcak çatışmalardan gelecek haberleri takip edeceğini düşünüyoruz. Ayrıca, başta ABD, AB ve Çin olmak üzere açıklanacak makroekonomik veriler ile büyük merkez bankalarının faiz kararları ve yönlendirmeleri de piyasaların önemli gündem başlıkları arasında yer alacaktır.
Yurt içinde ise; devam eden yolsuzluk soruşturmalarından gelebilecek haber akışlarının yanı sıra başta 3 Temmuz’daki Haziran enflasyonu olmak üzere açıklanacak makroekonomik veriler, TCMB’nin 24 Temmuz toplantısında başlaması beklenen faiz indirim döngüsüne yönelik vereceği mesajlar ve uygulanan dezenflasyon sürecine yönelik atılacak adımlar piyasanın odağında yer alacaktır. Jeopolitik tarafta ise Rusya-Ukrayna ve İran-İsrail savaşı konusundaki gelişmeler ve ABD Başkanı Trump’ın vereceği mesajlar yakından takip edilecektir. Ayrıca, 25 Temmuz’da Moody’s ve Fitch’in Türkiye kredi notunu gözden geçirmesi bekleniyor. Her ne kadar not artışı ihtimali zayıf olsa da verilecek ileriye dönük mesajlar piyasalar için önem arz edecektir.
TCMB’nin Temmuz ayında faiz indirimlerine başlaması bekleniyor…
Haziran ayına TCMB’nin faiz indirim beklentileri ile pozitif momentum ile başlayan BIST 100 Endeksi, ay ortasından itibaren İsrail’in İran’a saldırması sonrası artan jeopolitik riskler ile sert satışlarla karşılaştı. Ay içinde 9.000 bandına gerileyen Endeks Ortadoğu’da ateşkesin sağlanması sonrası artan tepki alımları ile ayı %10,30 yükselişle 9.948,51 puandan tamamladı. Sınai endeks ayı %5,11 yükselişle tamamlarken Bankacılık Endeksi ise %27,26 yükselişle pozitif ayrıştı.
Beklentilerin oldukça altında gelen Mayıs enflasyonu sonrası faiz indirimi beklentilerinin güçlendiği piyasalarda, TCMB Ortadoğu’da yaşanan krizin enerji fiyatları üzerinde baskı oluşturabileceği endişesi ile faizleri sabit tutmuştu. Buna rağmen; TCMB, gerçekleştirdiği makro ihtiyati tedbirler ile aktarım mekanizmasının etkinliğini artırmaktadır. Temmuz ayında TCMB’nin aylık enflasyonda önemli bir sapma olmaması ve yeni herhangi iç ve dış şok yaşanmaması durumunda faiz döngüsüne geri dönmesi beklenmektedir.
Jeopolitik tarafta mevcut durumun kötüleşmemesi, tarifeler konusunda ilerleme kaydedilmesi ve yurt içinde dalgalanma olmaması durumunda, TCMB’nin gevşeme döngüsüne başlamasının etkisiyle yılın üçüncü çeyreğinde ekonomide yeni bir dengelenme döneminin başlayabileceğini, bunun da başta bankacılık sektörünü sonrasında ise reel sektörünü olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz.
Yukarıda açıklanan dinamiklere bağlı olarak Temmuz ayından başlayarak kademeli bir şekilde riskli varlıklara olan ilginin artmasını ve BİST’in Temmuz ayında pozitif bir seyir izlemesini bekliyoruz.
Bu değerlendirmeler ışığında; BIST100 Endeksi için 12 aylık 13.500 puan olan hedefimizi ve hedef değerimizin cari endekse göre %36 getiri potansiyeli taşıması nedeniyle AL önerimizi koruyoruz. MSCI Turkey Endeksi 2025T 8.06x ve 1.02x F/K ve PD/DD oranları ile EM MSCI endeksine göre 41% ve 42% iskontolu işlem görmektedir.
Bu ay model portföyümüzde değişiklik yapmıyoruz.
Piyasa Riskleri
➢ Ortadoğu’da sağlanan ateşkesin kısa süreli olması ve sıcak çatışmaların artarak devam etmesi,
➢ Tarife görüşmelerini yürüten ülkelerin ABD ile anlaşmaya varamaması ve ticaret savaşlarının global ekonomiyi resesyona sokacak şekilde yayılması,
➢ Yurt içinde TCMB ve ekonomi yönetiminin almış olduğu tedbirlere rağmen enflasyonda gerilemenin gerçekleşmemesi ve beklentilerin belirgin şekilde bozulması,
➢ Global büyüme yavaşlarken enflasyonun öngörülenden daha yapışkan hale gelmesi,
➢ Başta İsrail-İran ve Rusya-Ukrayna arasında olmak üzere jeopolitik risklerin genişleyerek yayılması,
Rapor için tıklayın.
Kaynak: Şeker Yatırım Aylık Strateji Bülteni