2025 Mayıs Stratejik Görünüm Raporu / Kuveyt Türk Yatırım

Mayıs Ayı Stratejik Görünüm Raporu

Küresel Piyasalar Görünümü

Piyasalarda tarife rüzgarları devam ediyor…

Nisan ayında küresel piyasalarda odak ABD’nin ticaret tarifelerinde oldu. Özellikle Trump’ın tarifelere yönelik yapmış olduğu açıklamalar, ikili ilişkiler ve Çin ile ticaret savaşına yönelik söylemler küresel başta Wall Street borsaları olmak üzere küresel piyasalarda etkili oldu. Trump yönetiminin Çin’e yönelik tarifeleri artırması, Pekin’in misilleme yapmasına yol açtı. Çin, ABD mallarına %125’e varan tarifeler uyguladı ve nadir toprak elementleri gibi stratejik ürünlerin ihracatını kısıtladı. Ayrıca, ABD’li şirketlere yönelik kara liste uygulamaları ve anti-tekel soruşturmaları başlattı. Bu karşılıklı adımlar, iki ülke arasındaki ticaret savaşını derinleştirdi ve küresel tedarik zincirlerinde aksamalara neden oldu.

2 Nisan 2025’te Başkan Trump, “Liberation Day” olarak adlandırdığı bir etkinlikte, ABD’nin ticaret politikalarında köklü değişiklikler yapacağını duyurdu. Bu kapsamda, tüm ithalatlara %10’luk evrensel bir tarife getirildi ve 57 ülkeye yönelik daha yüksek oranlı “karşılıklı tarifeler” açıklandı. Çin’e uygulanan tarifeler, önceki vergilerle birlikte %145’e kadar yükseldi. Bu ani ve geniş kapsamlı tarifeler, küresel piyasalarda şok etkisi yarattı ve borsalarda sert düşüşlere neden oldu. Nisan ayında ABD ekonomisi, artan tarifelerin etkisiyle yavaşlama belirtileri gösterdi. İthalat maliyetlerindeki artış, tüketici fiyatlarını yükseltti ve tüketici güveninde düşüşe neden oldu. Perakende ve lojistik sektörlerinde işten çıkarmalar başladı. Ekonomistler, mevcut tarifelerin devam etmesi halinde ABD ekonomisinin resesyona girebileceği konusunda uyarılarda bulundu. Nisan ayının sonlarına doğru, Hazine Bakanı Scott Bessent’in ticaret savaşının sürdürülemez olduğunu ve yakında bir anlaşma olabileceğini belirtmesi, piyasalarda kısa süreli bir iyimserlik yarattı. Ancak, somut bir anlaşma olmaması ve Trump’ın belirsiz açıklamaları, bu iyimserliğin kalıcı olmasını engelledi. Nisan ayında S&P 500 kısa süreliğine ayı piyasasına girmiş olsa da (%20’den fazla düşerek) ay sonuna doğru toparladı. Ay genelinde ise S&P500 %0,8, Dow Jones %3,2 kayıp verirken, Nasdaq ise %0,9 artışla ayı pozitif tamamladı.

Nisan ayında açıklanan veriler, ABD’de enflasyonist baskıların arttığını gösterdi. Çekirdek Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) fiyat endeksi, ilk çeyrekte %3,3 oranında artarak, önceki çeyrekteki %2,6’lık artışın üzerine çıktı. Bu artış, Trump yönetiminin uyguladığı tarifelerin tüketici fiyatları üzerindeki yukarı yönlü etkisini yansıttı. Özellikle Çin’den ithal edilen ürünlere uygulanan %145’lik tarifeler, ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonu tetikledi. ABD ekonomisinin 2025 yılının ilk çeyreğinde nasıl bir performans sergilediğine dair veriler, belirsizlik içeriyor. Bazı tahminler, yıllıklandırılmış büyüme oranının %0,3 ile %0,4 arasında olduğunu öne sürerken, diğerleri ekonominin %0,8 ila %1,5 arasında daraldığını belirtiyor. Bu belirsizlik, Trump’ın “Liberation Day” tarifeleri öncesinde işletmelerin ithalatlarını artırarak stok yapmalarından kaynaklanan ticaret dengesizliklerinden kaynaklanıyor.

Nisan ayı itibarıyla ABD’de işsizlik oranı %4,2 seviyesinde sabit kaldı. Ancak, bazı tahminler yıl sonuna kadar işsizlik oranının %4,3’e yükselebileceğini öngörüyor. Bu artışın, tarifelerin ekonomik aktivite üzerindeki olumsuz etkileri ve işletmelerin maliyet baskıları nedeniyle işgücü talebindeki azalmadan kaynaklanabileceğini düşünüyoruz.

Nisan ayında Fed, politika faiz oranını değiştirmeyerek mevcut seviyede tuttu. Fed Başkanı Jerome Powell, Chicago Ekonomi Kulübü’nde yaptığı konuşmada, Trump yönetiminin tarifelerinin beklenenden daha büyük olduğunu ve ekonomik etkilerinin daha yüksek enflasyon ve daha yavaş büyüme şeklinde olabileceğini belirtti. Powell, bu belirsizlik ortamında Fed’in sabırlı olacağını ve piyasaları izlemeye devam edeceğini ifade etti. Powell, tarifelerin enflasyonist etkilerinin geçici olabileceğini ancak kalıcı hale gelme riskinin de bulunduğunu vurguladı. Ayrıca, hem enflasyonun hem de işsizliğin aynı anda artmasının Fed’in politika yapma sürecini zorlaştıracağını belirtildi. Bu durumun, Fed’in fiyat istikrarı ve maksimum istihdam hedefleri arasında denge kurmasını gerektirdiğini düşünüyoruz.

Yurt İçi Hisse Senedi Piyasası Görünümü

Endekste momentum kaybı sürüyor…

BIST 100 endeksinde yurt içi haber akışı ve makroekonomik gelişmelerin etkisinin sürdüğü bir ay geride kaldı. Mart ayına güçlü başlayan ancak kapanışı kötü gerçekleştiren endekste Nisan ayı da momentum kaybının sürdüğü bir ay olarak kayda geçti. Ay içerisinde yukarı yönlü sınırlı hareketler görülmesine karşın yükselişlerin satış fırsatı olarak değerlendirilmesi momentum kaybını beraberinde getirdi.

Nisan ayının ilk yarısında test edilen ve güçlü bir direnç bölgesi olarak çalışan 9.600 bölgesinin aşılamamasıyla başlayan güç kaybı makroekonomik ve bilanço dönemi etkisiyle derinleşti. Yükselişlerin devamlılığı ve endeksin yükseliş trendine girmesi açısından bu bölgenin aşılması ve tarihi zirve seviyesi olan 11.252’ye doğru bir ivmelenme hareketi görmek sağlıklı olacaktı.

TCMB’nin 17 Nisan toplantısında politika faizini 350 baz puanlık artışla %42,5’ten %46,0’ya ve gecelik borç verme faizini de %46’dan %49’a yükseltti. TCMB bu karara ek olarak, daha önce ara verdiği bir hafta vadeli repo ihalelerine tekrardan başlanmasına karar verdiğini açıkladı. Bu gelişmeler sonucunda BIST 100 endeksinde volatilitenin arttığı görüldü. Yaşanan gelişmelerin sonucunda BIST endeksi Nisan ayının ikinci yarısını
yaklaşık %3,5’luk bir değer kaybıyla tamamladı. Böylelikle, ay sonunu 9.078 ile ayın en düşük görülen rakamına yakın bir kapanış gerçekleşti.

Volatilitenin (oynaklık) yüksek olduğu ayda endeks 9.078 – 9.643 bant aralığında hareket ederken ay kapanışı %6,40’lık düşüş tarafında gerçekleşti. BIST 100 endeksinin istatistiksel olarak Mart ayı boyunca 16 gün negatif, 4 gün ise pozitif performans sergilediği görülmektedir.

Katılım Endeksi hisse bazında; Nisan ayında en çok düşüş %38,97 ile MANAS hissesinde görülürken, en çok yükseliş %105,10 ile MOBTL hissesinde kaydedildi. Nisan aylarında en yüksek getiri yaklaşık %23 ile 2009 yılında gerçekleşirken, en belirgin düşüş %12,00 ile 2004 yılında yaşandı.

Aylık getiriler dikkate alındığında; Borsa İstanbul’un diğer enstrümanlara kıyasla negatif yönde ayrıştığı görülmektedir. İlgili ayda BIST 100 Endeksi %6,40’lık değer kaybı yaşarken, altın yaklaşık %10,76’lık kazanç sağladı.

Sektörel getirilere bakıldığında ise; Finansal Kiralama Faktöring endeksi %25,60 ile en yüksek getiriyi sağlarken, Bankacılık endeksi %7,72’lik düşüşle en fazla değer kaybına uğrayan sektör oldu.

TCMB’nin 17 Nisan toplantısında politika faizini 350 baz puanlık artışla %42,5’ten %46,0’ya yükseltti. Diğer taraftan Merkez Bankası gecelik borç verme faizini de %46’dan %49’a gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise %41’den %44,5’e yükseltti. Karar metninde; “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” ifadesinin “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” şeklinde revize edilmesini “şahin” tonda bir yönlendirme olarak algılıyoruz.

Bu gelişmelerin Bankacılık endeksindeki sert düşüşün ana nedeni olduğunu değerlendiriyoruz.

Rapor için tıklayın.

Kaynak: Kuveyt Türk Yatırım

@ParaBorsaNet'i Twitter'da Takip Et!

ÖNEMLİ HABERLER VE GÜNCEL PİYASA YORUMLARINI KAÇIRMAMAK İÇİN BURAYA TIKLAYARAK HEMEN TWITTER'DA BİZİ TAKİP EDİN!