Aydın Eroğlu – 25.10.2013
Piyasaların likidite iyimserliği sürüyor. Dün gelen son ABD verilerindeki rakamların yine kötü olması nedeniyle DOW ve SP500 endekslerinde kısmi yükselişler yaşandı. Aslında bilinmeyen bir gelişme değil. Hatırlarsanız bayram öncesi yaşanan bütçe krizi nedeniyle kamunun kepenk kapatmasının ABD verilerinde bir süre olumsuz etkilerini görebiliriz diye uyarmıştım. Bu düşüncelerim gerçekleşiyor. Bu nedenle de, tahvil alımını yakında azaltamazlar diye borsalar olumlu algılamak istiyorlar. Mart ayına kadar FED adım atamaz diye düşünülüyor. Ancak unutmamak gerekir ki, borsalarda beklentiler satın alınır. Gerçekleşmeler ise satılır. Yani nasılsa sonunda FED en geç Mart ayında tahvil alımını azaltmaya başlayacaktır düşüncesi yerleşmeye başlarsa, bu düşüncenin borsalar üzerindeki olumsuz etkileri için illede Mart ayı beklenmeyebilir!
Özellikle de bizim gibi gelişmekte olan ve cari açık sorunu yaşayan ülkeler için, önemli riskler olduğunu bilmek lazım. FED, hadi bakalım şu tahvil alımını azaltalım artık dediği zaman, bizdeki önce kurda, sonra faizde olumsuz yansıma gösterebilir. Bu yaşanırsa, artacak olan kura karşılık yükselebilecek tahvil faizleri nedeniyle bankaların kârlarında 2014 yılının ilk yarısında da azalışlar görebiliriz! Banka hisselerinin endeks üzerindeki etkisi nedeniyle de BIST’in olumsuz etkilenmesini beklemek çok doğal bir sonuç olur.
Bu beklentilerimi bir kaç aydır sürekli yazdığımı biliyorsunuz. Hatta arada yaşanan hızlı banka yükselişlerinde, sizlerden serzenişler bile alıyorum. Bana ne varsa bankalarda var gibi görüşlerinizi iletiyorsunuz. Ama gerçek bu değil. Bakın bakalım son bir kaç aydır banka ve diğer sektör hisseleri nasıl hareket etmiş? Hatta son dönem diğer sektör hisselerindeki yükselişlere bakınca çok ciddi bir ayrışma olduğunu görürsünüz. Hatta yukarıda yazdığım FED kaynaklı riskler nedeniyle, önümüzdeki dönem bu ayrışmanın banka dışı sektörlerin hisseleri lehinde daha da artmasını bekliyorum . Bu nedenle, borsadaki yatırım kararlarında önümüzdeki dönem endeks beklentilerine takılmak yanlış olur. Çünkü bankalar nedeniyle endeks düşük kalabiliyor. Oysa bu esnada diğer birçok hisse bağımsız yükselişler yaşayabiliyor. Aslında son günlerde yaşanan diğer sektör hisse yükselişleri bankalarda da yaşanmış olsaydı, şu an 80.300 endeks direncini kırmış olurduk.
BIST için banka karlarının olumsuz baskıları nedeniyle dikkat çektiğim gap risklerinin süreceğini düşünüyorum. Bu nedenle ben yine teknik bazlı hisse takibi yapmayı ve diğer sektör hisselerini takip etmeyi doğru buluyorum.
ABD Endeksleri Dirençlerinde!
Kötü veri yükselişleri bizde olduğu gibi aynı şekilde DOW ve SP500’de de yaşanıyor. Teknik olarak bir konuya dikkat çekmek istyorum! DOW için 14.700-15.650 arasında önemli bir kanal var. Hatta biraz yukarı kayma olsa 15.700 kanal direnci var diyebiliriz. Ben DOW’un bu yatay kanalının şimdilik kırılmasını beklemiyorum. Eğer bu düşüncem doğru çıkarsa, DOW’un önce 15.200 bollinger desteğine, bu destekte tutunamazsa 14.700’deki kanal alt desteğine doğru düzeltmeler ya da realizeler yaşadığına şahit olabiliriz.
Ancak, sonuçta teknik analiz yorumu yaptığımız için diğer alternatifi de söylemek gerekir! Eğer DOW 15.700 yatay kanal direncini yukarı kırarsa, bu takdirde de 16.700’e doğru ciddi bir yükseliş yaşanır. Böyle bir yükseliş tüm gelişmiş borsalara yansır. Bu nedenle ben her ne kadar bu kanalı kırmasını beklemeyip, bu kanal direncine yaklaştıkça realize beklesem de, 15.700 direnci kırıldığını gördüğünüz takdirde, hızlı bir yükseliş süreci yaşanabileceğini biliniz.
Saygılarımla
www.aydineroglu.com – www.borsaanalizci.com